REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te kıls ifadesini içeren 97 kelime bulundu...

a'fet

  • En güç sey.
  • Pek akılsız.
  • Peltek konuşan. Kekeleyen.

adamet

  • Ahmaklık, akılsızlık.

afk

  • Akılsız olmak. Sözünü tam söylememek.

ahmak

  • (Humk. dan) Pek akılsız, sersem, şaşkın. Anlayışsız.
  • Akılsız.
  • Akılsız, budala.

ahmakça

  • Akılsızca.

ahmaki / ahmakî

  • Akılsızlık, ahmaklık.

ahmakiyet

  • Ahmaklık, akılsızlık.

ahmaklık

  • Akılsızlık.

ahrak

  • Miskin, akılsız adam.

alet-i laya'kıl / âlet-i laya'kıl

  • Akılsız, düşüncesiz bir âlet.

asfalt

  • yun. Siyah renkte şekilsiz bir bitüm.

asfencah

  • Akılsız, ahmak adam.

asime

  • Akılsız, şaşkın, sersem. (Farsça)

asime-gi / asime-gî

  • Akılsızlık, şaşkınlık, sersemlik. (Farsça)

barekallah / bârekâllah

  • "Allah ne mübarek yaratmış".
  • Allah hayırlı ve mübarek kılsın anlamında, beğeniyi ifade etmek için kullanılan bir söz.

behimiyyet

  • Hayvanlık, canlı olmakla beraber akılsız oluş.

belbed

  • Akılsız ve ahmak kimse ki, ne ettiğini bilmez.

belha'

  • Bir gözüne sürme çekip, diğer gözünü unutan ve gömleğini ters giyen akılsız kadın.

beltem

  • Akılsız kimse.
  • Peltek adam.

beyhoş

  • (Bihûş) Şaşkın. Akılsız. Deli. Serseri. (Farsça)

bi-dimağ / bî-dimağ

  • Kafasız, akılsız. (Farsça)

bi-huş / bî-huş

  • Akılsız. Sersem, bunak.

bihuş / bîhuş

  • Akılsız, sersem.

bildem

  • Göğüs önü.
  • Boğaz.
  • Akılsız kimse.

büh

  • Baykuşa benzer bir kuştur, ondan küçüktür. Dişisine büvâhâ derler; ahmak, akılsız kimseyi ona benzetirler.
  • Puhu.

cahil

  • Tecrübesiz. Bilgisiz. Genç. Toy.
  • Allah'ı unutmuş olan. Gafil. (Dünya ve kâinatta Allah'ın bunca eserleri sergilenip dururken bunların sanatkârını ve yaratıcısını tanımamak cahilliğin en akılsızcasıdır.)

cürd

  • Tüysüz, kılsız.
  • Cilt hastası (deve).
  • Tüyleri kısa olan (at).
  • Bitki örtüsü olmayan (arazi).
  • Piyâdesiz (süvâri).

difnas

  • Akılsız, ahmak kimse. (Müe: Difnes)

dıkis / dıkîs

  • Akılsız kadın.

dikkat-i nazara alınsa

  • İnceden inceye düşünülse, göz önünde bulundurup bakılsa.

divane / dîvâne

  • Akılsız, deli.

divanece / dîvânece

  • Akılsızca, delice.

duga

  • Akılsız kadın.

dugaga

  • Ahmak, akılsız kişi.

duhmesan

  • Kara yağız, iri yapılı adam.
  • Akılsız adam.

ebleh

  • Ahmak, akılsız.

egbiya

  • (Gabi. den) Gabiler. Akılsızlar. Anlayışı kıt olanlar.

enza'

  • Kılsız, tüysüz kimse.

er'an

  • Ahmak, bön, salak, ebleh.
  • Deli, çılgın.
  • Şaşkın, şaşırmış, taaccüb etmiş.
  • Uzun boylu, akılsız kişi.
  • Leşker.
  • Dağ. (Müe: Ra'nâ)

es'adekallah / es'adekâllah

  • Allah seni mesut etsin, mutlu kılsın.

etrad

  • Kaşları kılsız olan kimse.

evgad

  • (Tekili: Vagd) Ahmaklar, eblehler, salaklar, bönler, akılsızlar.

farfara

  • Hafif meşreblik. Gürültülü. Gürültüye boğmak.
  • Akılsızlık.

fedir

  • Akılsız, ahmak kimse.
  • Zayıf ve âciz kimse.

ferfere

  • Farfara, akılsızlık, hafif meşreplik.
  • Patırtıcı, gürültücü, ağzı kalabalık.

gabavet / gabâvet / غَبَاوَتْ

  • Ahmaklık, akılsızlık.

gebeş

  • Koyunun erkeği. Koç.
  • Mc: Akılsız, ahmak adam.

hacıyatmaz

  • Dibindeki ağırlıktan dolayı yere ne şekilde bırakılırsa bırakılsın, dik bir durum alan oyuncak.
  • Mc: Zor durumlarda kendisini çabucak toparlamayı beceren kişi.

hadad

  • Mürekkep.
  • Nakış.
  • Akılsız, ahmak adam.
  • Kolay.

hadba'

  • Uzun boylu akılsız kadın.
  • Yumuşak gönüllülük.

hadeb

  • Uzun boylu, akılsız kimse.

hayvan

  • Canlı şey, insanla beraber her canlı.
  • İnsan olmayan idraksiz canlı yaratık.
  • Yük kaldıran, araba çeken ve binilen hayvan, beygir, katır v.s.
  • Mc: Akılsız ve idraksız insan, ahmak. (Aslı "Hayevan"dır)

hevc

  • (Çoğulu: Hüvüc) Uzun boylu ve akılsız olmak.
  • Rüzgârın sert esmesi.

hiffet

  • Hafiflik.
  • Mc: Onurlu ve vakarlı olmamak. Temkinsizlik. Akılsızlık. Hoppalık.

hırmele

  • Akılsız kadın.

hokka-i bimağz / hokka-i bîmağz

  • Akılsız ahmak kimse.

hurk

  • Akılsız, bilmezlik.
  • Dehşet, şiddet.

hurkat

  • Cehalet, câhillik, akılsızlık, bilmezlik.

inhimak

  • Ahmak olma. Ahmaklaşma.
  • Akılsız görünme.

istiare-i mekniye

  • (Kapalı istiare) Teşbihin temel unsurlarından yalnız benzetilenle yapılan istiare. Meselâ: Merhum Mehmed Akif'in:Şu karşımızda mahşer kudursa, çıldırsa,Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz.Cihan yıkılsa, emin ol bu cephe sarsılmaz...beyitlerinde düşman k

kaddesallahü esrarehüm / kaddesallahü esrârehüm

  • Allah onların sırlarını (kalplerini mukaddes kılsın.

kaddesallahüesrarehüm

  • Allah onların sırlarını mukaddes kılsın.

kalus / kâlus

  • Ahmak, ebleh, akılsız. (Farsça)

kalusane / kâlusane

  • Akılsızcasına, ahmakçasına. (Farsça)

kerremallahu veche

  • Allah vechini mükerrem kılsın; yüzünü şerefli kılsın.

kerremallahü vechehü

  • "Allah yüzünü şerefli, şerefini yüksek kılsın" anlamında Hz. Ali için söylenen bir ifade.

kerremallahu-vechehu

  • Allah vechini mükerrem kılsın, meâlinde dua olup Hz. Ali (R.A.) hiç putlara secde ve ibadet etmediği ve çocukluktan beri Allah'a secde ettiğinden, onun ismi anıldığında hürmeten söylenir.

keş

  • Akılsız, kolay aldanır. Ahmak.

kevden

  • (Çoğulu: Kevâdân) Semerli at.
  • Akılsız, ahmak, düşüncesiz.

lade

  • Ahmak, akılsız, ebleh. (Farsça)

lükaa

  • Zahmet, meşakkat.
  • Ahmak, akılsız kişi.

mecnun

  • Deli, akılsız.

mecnunluk

  • Delilik, akılsızlık.

muk

  • Göz pınarı.
  • Akılsızlık.
  • Kanatlı karınca.
  • Mest üzerine giyilen çizme.

mülhid-i bihuş / mülhid-i bîhuş

  • Sersem mülhid, akılsız inkârcı.

mütekellis

  • (Kils. den) Kireçlenmiş, kireçlenmiş.

natnat

  • (Çoğulu: Netânıt) Çok konuşan uzun boylu, akılsız kimse.

nefs-i bihuş / nefs-i bîhuş

  • Akılsız nefis.

nevka

  • Ahmak, akılsız kimse.

ra'la'

  • (Çoğulu: Rual) Akılsız kadın.
  • Kulağının ucu kesilip ilişik duran dişi koyun.

radig

  • Ahmak, akılsız kimse.

ratit

  • Avaz, ses.
  • Ahmak, akılsız kişi.

sebükmağz

  • Hafif beyinli, düşüncesiz. Ahmak. Akılsız. (Farsça)

sefahet

  • (Sefeh) Zevk ve eğlenceye ve yasak şeylere düşkünlük. Akılsızlık edip lüzumsuz yere, sonunu düşünmeden, hazz-ı nefs için masraf etmek.

sefahetkarane / sefâhetkârâne

  • Akılsızca, haram eğlencelere dalarcasına.

sefeh

  • Akılsızlık.

şeytan-ı ahmak

  • Akılsız, ahmak şeytan.

tekellüs

  • (Çoğulu: Tekellüsât) (Kils. den) Kireçleşme.

teklis

  • (Kils. den) Kireç hâline getirme. Kireçleştirme.

terliye

  • Akılsız yapmak.

teseffüh

  • Sefihleşme.
  • Mütegayyer olmak, değişmek.
  • Akılsızlık etmek.

tesfih

  • (Sefahet. den) Sefih görme, sefih sayma. Akılsız, müsrif ve eğlenceye düşkün addetmek.

utahiye

  • Akılsız, ahmak kimse.

veffakakellah

  • Allah seni muvaffak etsin, başarılı kılsın.

veffakakümüllah

  • Allah başarılı kılsın.

vegadet

  • Akılsızlık.
  • Adilik, bayağılık, aşağılık, alçaklık.

verha

  • Akılsız ahmak kadın.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın