REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te körlük ifadesini içeren 17 kelime bulundu...

a'ma

  • Kör. Gözü görmeyen.
  • Manevi körlük, cahillik, bilgisizlik.
  • Yağmur bulutları.

ekmehiyyet

  • Ekmehlik, anadan doğma körlük.

gışavet

  • Göz kararmak.
  • Körlük yapan perde. Kabuk.
  • Baş örtüsü.

igtimas

  • Hor ve hâkir görme.
  • Nankörlük.

kahhar / kahhâr

  • Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Düşmanlarından, cebbâr (kibirli, zorba, zâlim), inâdcı, nîmetlere nânkörlük edenleri öldürüp, onları zelîl (aşağı, hakîr) etmekle dünyâda kahreden, âhirette düşmanları olan kâfirlere ebedî; îmâ nlı ölen mü'minlere, af ve mağfiret etmezse (bağı

kahl

  • Zemmetmek.
  • Nimete nankörlük etmek.

karun

  • (A, uzun okunur) Peygamber Musâ (A.S.) devrinde yaşamış, malı ile mağrur olarak haddini aşmış ve Cenab-ı Hakkın zekât emrini dinlemediğinden Musa'nın (A.S.) duâsından sonra malı ile birlikte yere batmış olan dünya zengini. Cenab-ı Hakkın lütuf ve ihsanını kendine mâlederek nankörlük ve enaniyetinden

küfr

  • Allah'a inanmama ve ona ortak koşma.
  • Dinsizlik, imansızlık, kâfirlik.
  • Nankörlük.
  • Kaba, ayıp söz söyleme, sövme.

küfran / küfrân / كُفْرَانْ

  • Nankörlük etmek. Allah'ın ihsan ve inayetine mukabil teşekkür etmeyip fiilen veya kavlen inkâr etmek.
  • Nankörlük; Allah'ın ihsan ettiği nimetleri bilmeme ve hürmetsizlik etme.
  • Îmansızlık, nankörlük.
  • Nankörlük etme.

küfran-ı ni'met / küfrân-ı ni'met / كُفْرَانِ نِعْمَتْ

  • Ni'mete nankörlük etme.

küfran-ı nimet / küfrân-ı nimet / küfrân-ı nîmet

  • Nankörlük.
  • Nimete karşı nankörlük.
  • Nîmete nankörlük etmek. Nîmeti kullanırken, nîmetin sâhibini unutmak. Allahü teâlâya verdiği nîmet ile âsî olmak yâni nîmeti yerinde kullanmamak.

künud

  • Nankörlük. Nimeti inkâr etmeklik.

kuri / kûrî / كوری

  • Körlük, âmâlık. (Farsça)
  • Körlük. (Farsça)

lüzum-u beyyin

  • İspata ihtiyacı olmayan şey, apaçık gereklilik. Meselâ körlük görmemenin, cahillik ilimsizliğin lüzûm-u beyyinidir.

na-binayi / na-binayî

  • Körlük, a'mâlık. (Farsça)

rağmen

  • Zıddına, inadına davranma, körlük ve nisbet.

sıfat-ı erbaa / sıfât-ı erbaa

  • Dört sıfat; sağırlık, dilsizlik, körlük, karanlık.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın