Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
kuzu
ifadesini içeren
91
kelime bulundu...
akk
(Çoğulu: Ukuk) Serkeşlik. Anaya, babaya itaatsizlik.
Yarmak.
(Koyun) kuzularken ölmek.
ale's-sevr
Öküzün üzerinde.
amrus
(Çoğulu: Amâris) Kuzu.
Çok yürütmek istediklerinde yürümeyen davar.
ankebut suresi / ankebût sûresi
Kur'an-ı Kerimin yirmidokuzuncu suresidir. Mekkidir. (Allahtan başkasına güvenenlerin, dünyayı avlamak için kurdukları teşkilâtını bir örümcek ağına benzeten, örümcek meseli zikrolunan bir suredir.)
Kur'ân-ı kerîmin yirmi dokuzuncu sûresi.
arefe günü
Zilhicce ayının dokuzuncu günü, kurban bayramından bir önceki gün.
arş
Taht.
Dokuzuncu gök.
Çardak.
Cenab-ı Hakk'ın kudret ve azametinin tecelli ettiği yer.
azer
Ateş.
(Farsça)
Şemsî senenin dokuzuncu ayı. Kasım. Her şemsî ayın dokuzuncu günü.
(Farsça)
Mecusilere göre güneşe memur meleğin adı.
(Farsça)
Hz. İbrahim'in (A.S.) babasının veya amcasının ismi.
(Farsça)
babilik / bâbîlik
On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında İran'da el-Bâb Ali Muhammed isminde bir acem tarafından ortaya çıkarılan bozuk yol. Kendisinin Mehdî olduğunu iddiâ eden, beklenen imâma açılan bir bâb (kapı) olduğunu söyleyen Ali Muhammed'e el-Bab, onun yoluna da Bâbîlik denildi. Daha sonra Behâîlik adıyla de
bakar-perest
Öküzü mâbut yapan. Öküz ve emsalini put yapıp ona ibâdet eden sapkınlar. Ehl-i dalâlet.
(Farsça)
bedre
(Çoğulu: Bider) Kuzu veya oğlak derisi.
İçi altun dolu olan kese.
Onbin dirhem.
behme
(Çoğulu: Bühüm, bihâm; Cem'ul Cem: Bihâmât) Kuzu. Oğlak. Buzağı.
Keçi otu.
berae suresi / berâe sûresi
Kur'ân-ı kerîmin dokuzuncu sûresi. Tevbe sûresi de denir.
berak
(Çoğulu: Berkân) Göz kamaşmak.
Bir yaşındaki kuzu.
bere / بره
Kuzu. Koyun yavrusu.
(Farsça)
Kuzu.
(Farsça)
berkan
Tüyü kıvırcık olan kuzu postu veya kürkü.
(Farsça)
berze-gav
Tarla sürecek öküz, çift öküzü.
(Farsça)
bezec
(Çoğulu: Bezecât) Boyun çekmek.
Laf vurmak.
Kuzu, hamel.
cezr
Kök, asıl, temel. Bünyâd.
Kesmek.
Mat: Kendi misline darbolunmakla (çarpılmakla) bir sayı meydana getiren rakam (Kare kök). Üç, dokuzun cezri'dir. Dokuz, üçün meczuru'dur.
Derya, deniz.
Arı kovanından bal almak.
Ay ve güneşin câzibesi te'siri ile deniz
dakvan
Sütü çok içtiğinden dolayı bedeni ağırlaşan kuzu.
dara
Eski Fars hükümdarlarından dokuzuncusu Keykubat'ın bir ismi.
(Farsça)
Hükümdar.
(Farsça)
Cenab-ı Hakk'ın bir ismi.
(Farsça)
ebhekan
Kuzu kulağı adı verilen ot.
eser-i bergüzide / eser-i bergüzîde
Seçkin eser; On Dokuzuncu Mektup.
fecr suresi / fecr sûresi
Kur'ân-ı kerîmin seksen dokuzuncu sûresi.
fülgur
Kuzukulağı dedikleri ot.
gaziyy
(Çoğulu: Gazâ) Yeni doğmuş kuzu.
gerdena
Kuş veya kuzu çevirmesi.
(Farsça)
Yürümeye yeni başlayan çocukları, yürümeye alıştırmak için yapılmış bir cins araba.
(Farsça)
Kebap şişi.
(Farsça)
Fırıldak, topaç.
(Farsça)
gutguta
(Çoğulu: Gatâgıt) Yeni doğmuş kuzu.
hakka suresi / hâkka sûresi
Kur'ân-ı kerîmin altmış dokuzuncu sûresi.
hamel / حمل
Kuzu.
Ast: Burçlardan birinin adıdır. Bu burcu teşkil eden yıldızlar kuzuya benzediği için arapça kuzu demek olan hamel denilmiştir. Güneş bu burca 21 Mart'ta girer ve gece ile gündüz bir olur.
Kuzu.
(Arapça)
haruf
Küçük kuzu, hamel.
Tâze et.
haşr suresi / haşr sûresi
Kur'ân-ı kerîmin elli dokuzuncu sûresi.
hatime kısmı / hâtime kısmı
Yirmi Dokuzuncu Mektubun Zeyli.
hı
Arabça alfabede dokuzuncu harftir. Ebced hesabına göre 600 sayısına işaret eder.
hizbü'l-ekber
Yirmi Dokuzuncu Lem'a olan Tefekkürnâme adlı eserde yer alan bir bölüm.
hokeç
Burulmuş erkek kuzu.
hücumat-ı sitte / hücumât-ı sitte
Altı hücum anlamına gelen ve şeytanın desiselerine karşı yazılan bir eser; Yirmi Dokuzuncu Mektupta Altıncı Risale olan Altıncı Kısım.
hucurat suresi / hucurât sûresi
Kur'ân-ı kerîmin kırk dokuzuncu sûresi.
hukeşan
Tar: Hacı Bektaş şeyhinin Yeniçeri Ocağı nezdindeki vekiline mahsus doksandokuzuncu ortaya 1591 senesinde tâyin olunan Bektaşi müritleri hakkında kullanılır bir tâbirdi. Yeniçeri ocağından yiyip içen ve yeniçeri odalarında yatıp kalkan bu duacıların vazifeleri sabah akşam ordunun selâmet ve muvaffak
(Farsça)
humaz
Kırmızı çiçeği olan bir bitki çeşidi.
Kuzu kulağı.
hummaz
Kuzu kulağı.
ishab
Çok söylemek.
Türlü şeylerden renk değiştirmek.
Bir şeye fazla tama' etmek.
Kuyu kazıp suyu bulamamak.
Zehirlenme veya hastalıktan dolayı renk değişmesi.
Kuzu, anasını emmek.
Duvarı başı boş salıvermek.
kadiyanilik / kâdiyânîlik
On dokuzuncu yüzyılda, Hindistan'da Mirzâ Gulâm Ahmed tarafından kurulan bozuk yol. Kurucusunun doğum yeri olan Kâdiyan kasabasına nisbetle bu adla anılmaktadır. İsmine nisbetle, Ahmediyye de denilmektedir.
kafirun suresi / kâfirûn sûresi
Kur'ân-ı kerîmin yüz dokuzuncu sûresi.
kahd
Koyunun beyaz kuzusu.
Açılmamış nergis.
karamita / karâmita
Milâdî dokuzuncu asırda Hamdan Karmat tarafından kurulan bozuk fırka. İsmâiliyye ve Bâtıniyye de denir.
katred
Koyunu ve kuzusu çok olan kişi.
kavs
Yay.
Eğri, yay biçiminde olan şey.
Dokuzuncu burcun adı.
kazal
(Çoğulu: Kuzul-Akzile) Başın arka tarafı.
kazbe
(Çoğulu: Kuzub) Yonca otu.
kuzfe
(Çoğulu: Kuzuf-Kuzefât) Yüksek yer.
latim / latîm
Babası ve annesi olmayan kişi.
Yüzünün bir tarafı beyaz olan at.
Yarış atlarının dokuzuncusu.
mecer
Koyunun karnındaki kuzu büyüdükçe durmaya kadir olmaması.
Büyük asker.
Susuzluk.
medarlar
Yirmi Dokuzuncu Söz'de bulunan bölümler; haşir ile ilgili deliller.
meryem suresi / meryem sûresi
Kur'ân-ı kerîmin on dokuzuncu sûresi.
mu'cizat mecmuası / mu'cizât mecmuası
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gösterdiği mu'cizelerin anlatıldığı kitap; On Dokuzuncu Mektup ve Kur'ân'ın mu'cize olduğunu ispat eden Yirmi Beşinci Söz.
mu'cizat-ı ahmediye / mu'cizât-ı ahmediye
Peygamber Efendimizin (a.s.m) gösterdiği mu'cizeleri anlatan, Mektubat'ta yer alan On Dokuzuncu Mektup.
mu'cizatlar
Mu'cizât risaleleri; Kur'ân'ın mu'cize olduğunu ispat eden Yirmi Beşinci Söz ve Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mu'cizelerinden bahseden On Dokuzuncu Mektup.
mucib-i teyakkuz
Teyakkuzu, yâni uyanıklığı icâb ettiren.
mucizat-ı ahmediye / mucizât-ı ahmediye
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gösterdiği mu'cizeler On Dokuzuncu Mektup.
mukaddeme-i haşriye
Haşrin mukaddemesi; Dokuzuncu Şuâ.
müsire
Çift öküzü.
naziat suresi / nâziât sûresi
Kur'ân-ı kerîmin yetmiş dokuzuncu sûresi.
nevruz
Yeni gün. İlkbahar. Baharın ilk günü sayılan ve güneşin Hamel (Kuzu) burcuna girdiği 22 Marta rastlayan gün. Bu tarihte gece ve gündüz müsâvi olur. İranlıların yılbaşısıdır.
(Farsça)
nühüm
Dokuzuncu.
(Farsça)
radua
Kuzusunu emziren ve hem de sağılır olan koyun.
rahil
(Çoğulu: Ruhal-Rihâl) Dişi olan koyun kuzusu. (Erkeğine "hamel" derler.)
rakis
Yol gösteren, kılavuz.
Harman yerinde harmanı döğerken öküzün dönmesi.
ramazan
Hicrî ayların dokuzuncusu ve mübarek üç ayların üçüncüsü.
Hicrî ayların dokuzuncusu, üç ayların sonuncusu ve farz olan orucun tutulduğu ay. Ramazan yanmak demektir, çünkü bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur.
ramazan-ı mübarek
Mübarek Ramazan ayı; hicrî ayların dokuzuncusu.
ramazaniye
Ramazan hediyesi olarak gelen Yirmi Dokuzuncu Mektup'ta yer alan Ramazan'a dair olan bölüm.
revzeke
(Çoğulu: Revâzik) Küçük kuzu ve oğlak.
sahle
(Çoğulu: Sühul-sihâl) Koyun kuzusuna ve keçi oğlağına derler. (Doğduğu vakitten dört aylık olana kadar.)
salih aleyhisselam / sâlih aleyhisselâm
Semûd kavmine gönderilen peygamber. Nûh aleyhisselâmın oğullarından Sâm'ın neslindendir. Hazret-i Âdem'in on dokuzuncu kuşaktan torunudur.
şebam
Anasını emmesin diye kuzu ve oğlak ağzına takılan ağaç ağızlık.
Araptan bir kabile.
semik
(Çoğulu: Esmika-Sümuk) Zelve. (Öküzün boynuna takılır.)
şifa ayet-i kerimeleri / şifâ âyet-i kerîmeleri
Kur'ân-ı kerîmdeki altı şifâ âyeti. Tevbe sûresi on dördüncü âyetinin sonu, Yûnus sûresi elli yedinci âyetinin ortası, Nahl sûresi altmış dokuzuncu âyetinin orta kısmı, İsrâ sûresi seksen ikinci âyetinin baş tarafı, Şuarâ sûresinin sekseninci âyeti, Fussilet sûresi kırk dördüncü âyetinin ortası.
sinn
(Çoğulu: Esnân) Yaş. Yaşanmış olan zaman.
Diş.
Medine'de bir dağın ismi.
Yaban öküzü.
tasi' / tâsi' / تاسع
Dokuzuncu.
Dokuzuncu.
(Arapça)
tasi'an / tâsi'an / تاسعا
Dokuzuncusu.
(Arapça)
tasian / tâsian
Dokuzuncu olarak.
Dokuzuncu olarak.
Dokuzuncusu.
tebuk gazvesi
Hicretin dokuzuncu senesinde vuku bulmuştur. Şam'da bulunan Rumlar tarafından o civarın halkı, müslümanlara karşı ayaklandırıldığı Peygamberimiz tarafından duyulduğunda, onlara karşı asker hazırlayarak Tebuk'e gitmiş ve oranın ileri gelenleri Peygamberimize gelerek barışa çalışmışlardır. Tebuk'te on
telvihat-ı tis'a / telvihât-ı tis'a
Dokuz işaret; Yirmi Dokuzuncu Mektub'un Dokuzuncu Kısmında yer alan bölüm.
teşrik tekbirleri
Zilhiccenin dokuzuncu günü, yani Kurban Bayramının arefe günü, sabah namazından başlayarak, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar olan, her farz namazın selâmından sonraki alınan tekbirler.
tevbe suresi / tevbe sûresi
Kur'ân-ı kerîmin dokuzuncu sûresi. Berâe sûresi de denir.
tıla
(Çoğulu: Talyân) Küçük kuzu ve oğlak.
Mahpus kimse.
Diş sarılığı.
vird-i ekber
En büyük vird, dua; Yirmi Dokuzuncu Lem'a.
virdü'l-ekber
En büyük vird, dua; Yirmi Dokuzuncu Lem'a ve Âyetü'l-Kübrâ'nın Arapçası.
virdü'l-ekber-i nuriye
Nur'un büyük virdi, duası; Yirmi Dokuzuncu Lem'a.
ya'mur
(Çoğulu: Yeâmir) Bir nevi ağaç.
Oğlak. Kuzu.
yavuz sultan selim
(Hi: 875-926) Osmanlı Padişahlarından dokuzuncusudur. Sultan Süleyman Han'ın babası, 2. Bayezid Han'ın oğludur.Azim ve sebat örneği olan ve memleket mes'elelerinde en küçük kusurları bile afvedemiyen Yavuz Selim, Çaldıran seferine çıkmıştı. Uzun müddet seferde olan askerleri bir gün padişahın çadırı
yevm-i şek
Şüpheli gün. Havanın bulutlu olup, Ramazan ayı hilâlinin görülmemesi sebebiyle Şâbân ayının otuzuncu günü mü, yoksa Ramazân-ı şerîfin ilk günü mü olduğu bilinmeyen, Şâbân'ın yirmi dokuzundan sonra gelen gün.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
ibn-i sina
evsaf-ı celaliye
Hamiyet-i cahiliye
gılaf-ı latif
Vahdet-i mevcud
İBTİSAR
eşk
meaşir
Lafzâ
Mütehayyiz
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
kuzu
Tahil
inzivaya
tefekkür
mea
zille
Leyla
Çeviri
meşveret
ALİSİ