REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te kurmak ifadesini içeren 17 kelime bulundu...

fecr-i ati / fecr-i âtî

  • Gelecekteki fecr. 1908 meşrutiyet inkılâbından sonra Servet-i Fünun mecmuası etrafından toplanan bir kısım gençlerin kurmak istedikleri ekolün (cemiyetin) adıdır.

hida'

  • Hile. Düzen kurmak. Aldatmak için yapılan oyun.

ibtina / ibtinâ / ابتنا

  • Bina etme. (Arapça)
  • Dayanma. (Arapça)
  • Bina edilme. (Arapça)
  • İbtinâ etmek: (Arapça)
  • Kurmak. (Arapça)
  • Dayanmak. (Arapça)

ihdas / ihdâs / احداث

  • Kurma, oluşturma, meydana getirme. (Arapça)
  • İhdâs edilmek: Kurulmak, oluşturulmak, meydana getirilmek. (Arapça)
  • İhdâs etmek: Kurmak, oluşturmak, meydana getirmek. (Arapça)
  • İhdas olunmak: Kurulmak, oluşturulmak, kon (Arapça)

kavm

  • (Kavim) Bir peygambere tâbi ve bağlı insan topluluğu. Aralarında dil, âdet, örf, kültür birliği olan cemâat, topluluk. Millet. Bir işe başlamak.
  • Pazar kurmak.
  • Müşteri ile anlaşmak.

mekr

  • Bir kimseye, hiç beklemediği, ummadığı yerden hîle yapmak, tuzak kurmak sûretiyle zarar vermeye çalışmak.
  • İstidrâc yâni Allahü teâlânın bir kimseye bir müddete kadar devamlı olarak hakkında hayırlı olmayan nîmetler verip, onun da bunu Allahü teâlânın bir lütfu ve ihsânı, tuttuğu yolu

mücameat

  • Karşılıklı iyi ilişkiler kurmak.
  • Cinsî münasebette bulunmak.

münasebet peyda etmek

  • İlgi kurmak.

müvalefe

  • Birbiriyle üns tutmak, dostluk kurmak.

müvanese

  • Üns tutmak, dostluk kurmak.

siyonist

  • (Kudüs'ün eski adı olan Sion. dan) Filistin'de bağımsız bir Yahudi devleti kurmak isteyen. Yahudi fikrinin taraftarı. Bir şeyi Yahudilerin gaye ve menfaatına göre değerlendiren. Yahudilik.
  • Yahudi dinine giren.

tahayyül

  • (Çoğulu: Tahayyülât) Hayale getirmek. Hayalde canlandırmak. Fikir kurmak.

tahtit

  • Zayıflık.
  • Kurmak.
  • Pare pare etmek, parçalamak.

tasallut etmek

  • Baskı kurmak, hâkim olmak.

te'sis / te'sîs / تأسيس

  • Kurma. (Arapça)
  • Temel atma. (Arapça)
  • Kuruluş. (Arapça)
  • Te'sîs edilmek: Kurulmak. (Arapça)
  • Te'sîs etmek: Kurmak. (Arapça)

tesis etmek

  • Kurmak, yapmak.

ülfet / الفت

  • Bir topluluğun din ve dünyâ düşüncelerinde inançlarında birbirlerine uygun olmaları. Dostluk, yakınlık kurmak, kaynaşmak.
  • Dostluk. (Arapça)
  • Kaynaşma. (Arapça)
  • Görüşme, konuşma. (Arapça)
  • Ülfet etmek: (Arapça)
  • Dostluk kurmak. (Arapça)
  • Kaynaşmak, alışmak. (Arapça)
  • Görüşmek, konuşmak. (Arapça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın