Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
koruyan
ifadesini içeren
72
kelime bulundu...
asım
Kendisini günahlardan men'edip pâk ve ismetli tutan, koruyan, men'eden.
atıfet-kar / atıfet-kâr
Esirgeyip muhafaza eden, gözetip koruyan.
(Farsça)
cehaletperver / cehâletperver
Cahillik sever, bilgisizliği koruyan.
cudi-i islamiyet / cûdî-i islâmiyet
İslâmiyetin Cûdî Dağı; insanları maddî ve mânevî tufanlardan ve felâketlerden koruyan İslâm dini için bir benzetme olarak kullanılmış.
dun-perver / dûn-perver
Kötü kimseleri koruyan, alçak kişileri muhafaza edip onların ilerlemelerine yardımcı olan.
(Farsça)
dunperver / dûnperver / دون پرور
Aşağılık kimseleri koruyan.
(Arapça - Farsça)
edeb
Terbiye. Kavlen, fiilen insanlara lütuf ile muamele etmek. Güzel ahlâk. Usluluk. Hayâ.
Ist: Sünnet-i Resul'e (A.S.M.) uygun hareket etmek.
Utanılacak şeylerden insanı koruyan meleke; kuvve-i râsiha-i nefsiye.
Edebiyat ve ondan bahseden ilim. (Kur'anın edebi ise: Öyle
ef'al-i rahmaniyet / ef'âl-i rahmâniyet
Rahmeti sonsuz, yarattıklarını esirgeyip koruyan, şefkat eden ve rızıklandıran Allah'ın fiilleri.
el-müheymin
Her şeye dikkat edip koruyan ve emin eden (Allah C.C.)
fukara-perver
Fakire bakan. Fukarayı koruyan.
(Farsça)
garib-nüvaz
Kimsesizlere ve gariplere yardım eden. Biçareleri ve zavallıları koruyan.
(Farsça)
hafaza melekleri
Koruyucu melekler, her insanın hayır (iyi) ve şer (kötü) işlerini yazan; ikisi gece, ikisi gündüz gelen ve kötülüklerden ve cinlerden koruyan melekler. Bunlara Kirâmen kâtibîn melekleri diyenler olduğu gibi, onlardan başka olduğunu söyleyenler de olm uştur.
hafız / hâfız
Kur'ân-ı Kerim'i tamamen ezbere okuyan.
Kur'an-ı Kerim'in mânası ile beraber her şeyini yaşamaya ve muhafazaya çalışan.
Muhafaza eden. Koruyan. Hıfzeden.
hafiz / hafîz
Esirgeyen. Koruyan. Muhafaza eden. Muhafız.
Daima koruyan.
Her şeyi koruyan ve saklayan Allah.
Koruyan.
hafız / حافظ
Koruyan.
(Arapça)
Ezberleyen.
(Arapça)
Kur'ân hafızı.
(Arapça)
hafiz-i zülcelal / hafîz-i zülcelâl
Sonsuz haşmet ve yücelik sahibi, büyük küçük herşeyi kaydedip koruyan Allah.
hakim-i hafiz / hâkim-i hafîz
Herşeye hükmeden ve herşeyi saklayıp koruyan Allah.
halık-ı rahman / hâlık-ı rahmân
Rahmeti her şeyi kaplayan, yaratıklarını esirgeyip koruyan, şefkat eden ve rızıklandıran yaratıcı, Allah.
hami / hamî
Himaye edici, himaye eden. Koruyucu, koruyan. Kayıran.
haşem
Taraftarlar ve hizmetçiler. Düşmanlarına karşı koruyanlar. Aile.
hazinedar / hazînedâr / خَز۪ينَه دَارْ
Hazineyi koruyan.
hilafetpenah
Hilafetin dayanak yeri. Halifeliği haiz bulunan, hilafeti koruyan kimse. Halife, padişah.
(Farsça)
himaye eden
Koruyan.
hırz-ı can
Bağrına basıp canı gibi korumak. Canı koruyan. Canını teslim ederek sığınmak.
hiştendar / hîştendar
Kendine iyi bakan, sağlığını koruyan.
(Farsça)
humat
(Tekili: Hâmî) Himaye edenler, koruyanlar.
imdadat-ı hassa-i rahmaniye / imdâdât-ı hassa-i rahmâniye
Yarattıklarını esirgeyip koruyan, şefkat eden ve rızıklandıran Allah'ın özel yardımları.
ism-i hafiz / ism-i hafîz
Herşeyi koruyan, bütün özellikleriyle kaydedip muhafaza eden anlamına gelen Allah'ın bir ismi.
kassam
Huk: Vârisler arasında miras malını taksim eden ve küçüklerin hakkını koruyan şeriat memuru.
Taksim eden.
kenif
(Çoğulu: Künüf) Hıfzedici, koruyan.
Örtücü.
Kalkan.
Deve ağılı.
Ayakyolu, tuvalet.
ketibeperver
Askeri koruyan ve seven. Asker yetiştiren.
(Farsça)
lütf-u rahman / lütf-u rahmân
Rahmeti sonsuz, yarattıklarını esirgeyip koruyan, şefkat eden ve rızıklandıran Allah'ın iyilik ve bağışı.
melek-i siyanet / melek-i siyânet
Allah'ın emri ile insanları koruyan, muhafaza eden melek.
müdafi / müdâfî
Savunan, koruyan.
müdafi'
Müdafaa eden. Koruyan. Def eden.
müdafi-i nefs
Kendini koruyan, kendini müdafaa eden.
müdafiin / müdafiîn
(Tekili: Müdafi') Müdafaa edenler, savunanlar, koruyanlar.
muhafaza eden
Koruyan, saklayan.
muhafız / muhâfız
Muhafaza eden. Değiştirmeyen. Saklayan. Koruyan. Bekçi.
Muhafaza eden, saklayan, koruyan, bekçi.
Koruyan.
muhassın
Kale gibi mahfuz ve sağlam kalan ve kendini haramdan koruyan.
müheymin
Koruyan.
mukit / mukît
Muhafaza eden. Hâfız. Amelleri zâyi' etmeyip koruyan. Gizliyi bilen. Gıda ve rızık veren.
münakki
Pâk edici, temizleyici.
Koruyan, hıfzeden.
murakıb
Murakabe eden, koruyan.
Allah'a bağlanmış.
musaytır
Bir şeyin üzerine kaim olup, ahvâlini görüp gözetir olan kimse.
Musallat.
Galip. Yaramaz işlerden men' edip saklayan ve koruyan.
müşrif
Yükselen, çıkan.
Ölüme pek yakın bulunan.
Etrafa bakan, etrafı gören.
Vakıf malı koruyan kimse.
müstahfaz
(Çoğulu: Müstahfazin) (Hıfz. dan) Koruyan, hıfzeden, muhafaza eden.
mütehammi
Kendini koruyan, kendini himaye eden.
müttaki
Ehl-i takva. İttika eden. Haramdan ve günahtan çekinen, kendisini Allah'ın (C.C.) sevmediği fena şeylerdan koruyan.
müzahir / müzâhir
(Zahr. dan) Zahir olan, taraftar çıkan, geriden yardım eden, koruyan.
Koruyan, yardımcı.
ordu
t. Bir devletin dinini, namusunu, vatan ve istiklâlini her çeşit yabancı taarruz ve tecavüzüne karşı koruyan askerî en büyük üç kuvvetten biri. Hava Ordusu, Deniz Ordusu, Kara Ordusu gibi.
En büyük askerî birlik.
Aynı iman ve düşünce sahiplerinin faaliyette olanlarının hepsi.
pad
Saklayan, hıfzeden.
(Farsça)
Büyük, ulu.
(Farsça)
Bekleyen, muhafaza eden, koruyan.
(Farsça)
perde-i izzet-i kudret-i ilahiye / perde-i izzet-i kudret-i ilâhiye
Allah'ın kudretinin izzetini koruyan bir perde, örtü.
perver
(Pervar) "Besleyen, yetiştiren, velinimet, koruyan" mânâsında birleşik kelimeler yapılır.
(Farsça)
Koruyan, besleyen, seven.
rai
Çoban.
Gözetleyici ve koruyan kimse.
Vâli.
Güvercin kuşundan bir kısım.
rakib / rakîb
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyi hakkıyla gören, gözeten, koruyan, bir an onlardan habersiz olmayan, murâkabesi (gözetmesi) devamlı olan.
reşadet-penah / reşâdet-penâh
Kendisine sığınanları koruyan ve doğru hedefe ulaştıran; Sultan Reşat.
sahabetkar / sahabetkâr
Koruyan, sahib çıkan, arka olan.
(Farsça)
sahib / sâhib
(Sohbet. den) Sohbet edilen kimse.
Bir şeyi koruyan ve ona mâlik olan.
Bir iş yapmış olan.
Bir vasfı olan.
saye-ban
Gölgelik. Büyük çadır. Şemsiye.
Mc: Koruyan, himaye eden.
saye-dar
Gölge eden, gölgesi olan, gölgeli.
(Farsça)
Sâhip çıkan, koruyan, himâye eden.
(Farsça)
saye-güster
Gölge eden.
(Farsça)
Koruyan, muhafaza ve himaye eden.
(Farsça)
sayeban
Koruyan, gölgelik.
sifleperver
Alçak ve âdi kimseleri koruyan ve kullanan.
(Farsça)
siper
Arkasına saklanılacak şey. Koruyan.
(Farsça)
Mânia. Sığınak veya set arkası, duvar altı gibi kuytu yerler.
(Farsça)
Okun, giderken kabzayı zedelememesi için sol elin üzerine konulan âlet.
(Farsça)
Muharebede askerin kurşun ve gülleden korunması için toprak kazılarak açılan ve ön tarafına, çıkan
(Farsça)
şisı'
Büyük ve çok mal.
Dar yer. Bir yerin uç tarafı.
Nalın kayışı.
Bir malı dikkatle bekleyip koruyan.
sôfi / sôfî
Tasavvuf ehli. Kalbini gafletten (Allahü teâlâyı unutmaktan) ve mâsivâya (Allahü teâlâdan başka şeylere) bağlamaktan koruyan, nefsini Allahü teâlâya itâate kavuşturan, pâk ve temiz bir kalbe sâhip olan kimse, velî derviş.
taki
Kendini koruyan, saklayan.
Takvalı kimse. Günahtan çekinen.
ufat
Haramdan nefsini koruyanlar.
vaki / vâkî
(Vikaye. den) Saklayan, koruyan, vikaye eden, esirgeyen.
Önleyici tedbir veya ilaç.
vülat / vülât
(Tekili: Vâli) Vâliler.
Sâhib çıkanlar.
Koruyan, muhafaza edenler.
zat-ı hafiz / zât-ı hafîz
Her şeyi koruyan ve saklayan Zât, Allah.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
badih
nurani
mufassal
kavanin-i kader
mechud
mühimmat
kerihet
hakikat
Şeyda
Tevkifi
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
koruyan
Arp
siga
âlâ
ular
Sessizce
Ücre
Mutlu olmak
iftitâh
Çepe