Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
kisi
ifadesini içeren
1617
kelime bulundu...
mu'anaka / mu'ânaka
İki kişinin birbirinin boynuna sarılması.
a'cel
Daha acele, en çabuk.
Acele eden kişi.
a'kar
Kısır.
a'la-yı illiyyin / a'lâ-yı illiyyîn
Cennette en yüksek derece, olgun kişilerin Allah katındaki dereceleri.
a'mer
Yaşlı kişi. İhtiyar.
a'raf / a'râf
Cennet ile Cehennem arasında yer alan ve birinin te'sirinin diğerine geçmesine mâni olan sûrun (engelin) yüksek kısımları.
aba'
Kaba, ahmak kişi.
abdal
Dünya ile ilgisini kesen mânevî makam sahibi kişi.
abdurrahman bin avf
Aşere-i mübeşşereden ve çok fedakar olan Sahabelerdendir. İlk müslüman olan sekiz kişiden birisidir. Bütün ihya-yı din için olan muharebelerde çok fedakârlıkta bulunmuş, birisinde yirmibir yerinden yaralanmıştı. Bir gazada oniki dişini birden kaybetmişti. Medine'ye ve Habeşistan'a hicret edenlerdend
abidane / abîdâne
Kul olarak, ibâdet edene yakışır surette.
(Farsça)
Kulluğa yakışır bir şekilde.
acemane / acemâne
Acemlere yakışır suret. Yabancı gibi.
(Farsça)
acemaşiran / acemaşîran / عجم عشيران
Türk mûsikisinde bir makam.
(Arapça)
aculane / aculâne
Acele edene yakışır suretde.
adale
Tıb: Bedenin hareketini icra eden ve birbirinden, ince bir perde ile ayrılan sinirli et kısımlarından her biri. Hepsine birden et (Lahm) tâbir edilir.
adalet-i mahza / adâlet-i mahza
Adaletin tam hakikisi, tam adalet.
adaletkarane / adâletkârane
Adâletlice. Adalet sahibine yakışır şekilde, insaflı ve haklı surette.
(Farsça)
adam
İnsan.
Erkek kişi.
Birinin tarafını tutan kimse.
İyi ve terbiyeli yetişmiş insan.
adavet-i müsi'
Kötülük işleyen kişiye düşmanlık.
adem / âdem / آدم
Kişi.
adem-i merkeziyyet
Bir idâri taksimattaki parçaların (vilâyet, belediye ve köy) muayyen hususlarda kendi kendilerine idare yetkileri. Bir yere bağlı olmaksızın veya bir yerden idare edilmeksizin olan muamele. Bütün kısım ve şubelerin kendi kendilerini idare tarzı.
adem-i salahiyet / adem-i salâhiyet
Yetkisizlik.
Salâhiyetsizlik, yetkisizlik.
ademiyyet / âdemiyyet
İnsanlık. Namuslu bir insana yakışır hâl ve tavır.
adilane / âdilâne
Adalet sahibi bir adama yakışır surette.
adud
Zalim. Iztırab veren. Hunhar.
Bir lokma.
Isırıcı köpek veya at.
Yavuz kişi.
Dar ve derin olan kuyu.
afaki hadisat / âfâkî hâdisât
Kişiyi ilgilendirmeyen, kendi dışında cereyan eden olaylar.
agra
Çok sevimli, yakışıklı.
ağraz-ı şahsi / ağrâz-ı şahsî
Kişisel kinler, garazlar.
agrel
(Çoğulu: Gurl) Sünnet olmamış kişi.
agsan
(Tekili: Gusn) Dallar, ağacın dalları.
Mc: Mânanın kısımları.
ahad haber / âhad haber
Bir kişi tarafından rivayet edilen hadis veya rivayetler.
ahadi / âhâdî
Bir kişi kanalıyla gelen haber veya hadis.
ahbari / ahbarî
Rivayetçi, rivayet eden kişi.