Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
kalp
ifadesini içeren
119
kelime bulundu...
a'mak-ı kulub / a'mâk-ı kulûb
Kalplerin derinlikleri.
ab-ı revan
Akar su.
Kalpteki ferahlık.
ayine-i kalb / âyine-i kalb
Kalp aynası.
basiret-i basir / basiret-i basîr
Kalp gözüyle gören, anlayan.
bürtule
(Çoğulu: Bürtul) Kalpak dedikleri keçe takke.
Rüşvet.
dagal
Hile.
(Farsça)
Geçmez akçe, kalp para.
(Farsça)
Hileci, hile yapan, dolandırıcı.
(Farsça)
Çerçöp.
(Farsça)
dağdağa-i kalbi / dağdağa-i kalbî
Kalp sıkıntısı, ızdırabı.
dega
Hile, habislik, dolandırıcılık.
(Farsça)
Hilekâr, dolandırıcı, habis.
(Farsça)
Kalp para, bozuk akçe.
(Farsça)
derece-i şuhud
Kalp gözüyle görme derecesi.
derun / derûn
İç taraf, dahil, kalp.
dil-nişin / dil-nişîn
Hoşa giden, kalpte yerleşen.
dilşiken / دل شكن
Kalp kıran.
(Farsça)
ehl-i aşk
Kalpleri Allah sevgisiyle dolu olanlar.
ehl-i basiret / ehl-i basîret
Gerçeği kalple anlayan kişiler.
ehl-i kalb ve iman
Kalp ve iman ehli olanlar, kalbiyle mânevî olarak terakkide bulunanlar.
ehl-i zevk
Allah'a yakınlıkla ve uyanık kalple iman eden ve Kur'ân hakikatlerinden zevk alanlar.
emraz-ı kalb / emrâz-ı kalb
Kalp hastalıkları.
emraz-ı kalbiye / emrâz-ı kalbiye
Kalp hastalıkları, mânevî hastalıklar.
enderun / enderûn / اندرون
İç, içerisi.
(Farsça)
Harem dairesi.
(Farsça)
Gönül, kalp.
(Farsça)
enfüs
Nefisler, ruhlar; kişinin kendi iç âlemleri, kalp ve ruh dünyaları.
ferah-ı kalb
Kalp rahatlığı.
fuad
Kalp, yürek, gönül.
fütuhat-ı kur'aniye / fütuhat-ı kur'âniye
Kur'ân'ın kalplerde ve ruhlarda meydana getirdiği mânevî fetihler.
hakim-i kalban / hakîm-i kalbân
Kalplerin hekimi, doktoru.
halisane / hâlisâne
Halis bir şekilde, temiz kalplilikle.
hatıra-i gaybiye
Herkesin bilmediği hatıra, kalpten geçen şey.
helecan
Titreme, heyecan, kalp çarpıntısı.
heyecan-ı kalbi / heyecan-ı kalbî
Kalple heyecana kapılma.
hissiyat-ı kalbiye
Kalpteki hisleri, duyguları.
huzur-u kalbi / huzur-u kalbî
Kalp huzuru.
ilm-i ledün
Akıl veya nakil yoluyla değil, kalple ve doğrudan Allah'tan öğrenilen ilim.
inşikak-ı kulub / inşikak-ı kulûb
Kalplerin bölünmesi, fikir ayrılığı.
inşirah-ı kalb / inşirâh-ı kalb
Kalp rahatlığı.
intikad
İyi bilineni kötülemek.
Seçip ayırdetmek.
Kalp parayı gerçeğinden ayırmak.
Tenkid.
Fenni veya edebi eserlerin tarafsız bir nazarla incelenmesi sonunda fikir ileri sürülmesi.
islami fütuhat / islâmî fütuhat
İslâmî fetihler; İslâmiyetin halk arasında tanınarak kalpleri fethetmesi ve Müslüman olmalarına vesile olması.
istidadat-ı kalbiye / istidâdât-ı kalbiye
Kalpteki yetenekler.
istirahat-i kalb
Kalp rahatlığı.
istirahat-i kalbiye
Kalp rahatlığı, iç huzuru.
ittihad-ı kulub / ittihad-ı kulûb
Kalplerin birleşmesi, kalp birliği.
Kalplerin birleşmesi, kalp birliği.
kaddesallahü esrarehüm / kaddesallahü esrârehüm
Allah onların sırlarını (kalplerini mukaddes kılsın.
kalb-i acizane / kalb-i âcizâne
Aciz kalp (tevazu için kullanılan bir ifade).
kalb-i hassas / kalb-i hassâs
Hassas, nazik ve duyarlı kalp.
kalb-i hazin / kalb-i hazîn
Üzülen kalp, hüzünlü gönül.
kalb-i kerim
Allah'ın lütuf ve ikramına ayna olan mübarek kalp sahibi.
kalb-i külli / kalb-i küllî
Genele ait kalp, toplumun duyguları.
kalb-i mübarek
Mübarek kalp, yumuşak kalp.
kalb-i muhammedi / kalb-i muhammedî
Hz. Peygamberin mânevî kalp duygusu.
kalb-i münevver
Aydınlanmış, nurlu kalp.
kalb-i safi / kalb-i sâfî
Temiz, arınmış kalp.
kalb-i umumi / kalb-i umumî
Genele ait kalp, toplumun ortak yüreği.
kalben
Kalp yoluyla.
kalbi / kalbî / قلبى
Yürekten.
(Arapça)
Kalp ile ilgili.
(Arapça)
kalbzen / قلب زن
Kalpazan. Sahte para basan.
(Farsça)
Yalancı.
(Farsça)
Kalpazan.
(Arapça - Farsça)
kalib-i kalb / kalîb-i kalb
Kalp kuyusu; kuyu gibi derinliği olan his ve özellikler.
kallab
(Kalb. den) Düzenbaz, hilekâr.
Kalpazan. Sahte para basan kimse.
kasavet-i kalb / kasâvet-i kalb
Kalp sertliği, kalp katılığı.
kasavet-i kalbiye / kasâvet-i kalbiye
Kalp katılığı, gaflet.
kasavet-i mücesseme
Tecessüm etmiş kasavet; cisim gibi somut hâle gelmiş kalp katılığı.
kem-ayar
Ayârı doğru olmayıp bozuk olan. Hileli, kalp.
(Farsça)
kem-iyar
Ayarı bozuk. Hileli. Kalp altun veya gümüş.
(Farsça)
kemal-i istirahat-i kalb / kemâl-i istirahat-i kalb
Tam bir kalp rahatlığı.
kemal-i rıza-yı kalb / kemâl-i rıza-yı kalb
Tam kalp rızası, memnuniyeti.
külah
Takke. Kalpak. Baş örtüsü.
Kazıkların toprağa girmesini kolaylaştırmak için uçlarına geçirilen huni şeklindeki demir gömlek.
kulub / kulûb / قلوب
Kalpler, gönüller.
Kalpler.
Kalpler.
(Arapça)
kulub-i mecruha / kulûb-i mecrûha
Yaralı kalpler.
kulub-u münevvere aktabı / kulûb-u münevvere aktâbı
Kalp aracılığıyla nurlara ulaşan ve manevî bir kutup hâline gelen insanlar.
kulub-u nuraniye aktabı / kulûb-u nuraniye aktâbı
Nuranî kalp sahiplerinin kutupları, en önde gelenleri—velilerin ileri gelenleri gibi.
kut-u kulub / kut-u kulûb
Kalplerin gıdası.
kuvvet-i itminan
Güçlü bir güven, tam bir kalp rahatlığı.
lümme
Kalpte şeytanın iş gördüğü yer.
lümme-i şeytani / lümme-i şeytanî
Şeytanın verdiği kalpteki kuruntu, vesvese yeri.
lümme-i şeytaniye
Kalpte şeytanın vesvese verdiği yer.
magl
Yürek ağrısı, kalp ağrısı.
mahbub-u kulub / mahbub-u kulûb
Kalplerin sevgilisi.
maneviyat-ı kalbiye / mâneviyat-ı kalbiye
Kalpteki mânevî lâtifeler, mânâlar.
maraz-ı kalbi / maraz-ı kalbî
Kalpteki hastalık.
merbutiyet-i kalbiye
Kalp bağlılığı.
müellefe-i kulüb
Peygamberimiz zamanında kalpleri İslâm'a ısındırılmak için iltifat görmüş olanlar.
müjde-i peyman-ı kulub-u ehl-i hak / müjde-i peyman-ı kulûb-u ehl-i hak
Hak ehlinin kalplerinin müjdeli sözü.
mükaleme-i kalbi / mükâleme-i kalbî
Kalpten konuşma.
musaddak-gerde-i erbab-ı basiret / musaddak-gerde-i erbâb-ı basiret
Basiret erbabınca tasdik edilmiş; kalp gözü açık olan ileri görüşlü kimseler tarafından onaylanmış.
musaddak-kerde-i erbab-ı basiret
Kalp gözü açık basiret sahipleri tarafından tasdik ve kabul edilmiş.
müşehadetullah
Cenâb-ı Hakkı mânen, kalp gözüyle görmek.
muzafferiyet-i kalbiye
Kalple kazanılan mânevî zafer.
nekkad
Bir şeyin iyisini kötüsünü seçen kimse.
Paranın sağlamını kalpından ayıran.
İmam, hatib ve kayyum gibi hizmet sahiblerinin, vazifelerine devam edip etmediklerini murakabe ve devam etmiyenlere tenbihat, icra ve devamsızlıkları tesbit eden vazifeli kişi.
nur-u kalb
Kalp nuru.
nutk-u beliğane / nutk-u beliğâne
Balâgatli nutuk; kusursuz ifadelerle muhatapların hallerine ulgun olarak akıl ve kalplerini aydınlatan nutuk.
rabıta-i kalbiye
Kalbî bağ, kalp bağı.
sade-dil
Saf, temiz kalpli.
sadır
Kalp, göğüs.
sadr
Her şeyin öncesi ve başlangıcının en iyisi. Kalp, göğüs, ön.Başkan... Baş. Oturulacak yerlerin en iyisi.
Göğüs, kalp.
safdil / sâfdil
Saf kalpli, kolay aldanan.
safdilane / safdilâne
Saf kalpli olarak.
safi-kalb / sâfi-kalb
Saf, temiz kalpli.
safiyane / sâfiyane
Hiç kötülük düşünmeden, temiz bir kalple.
sahte / ساخته
Düzme, yapmacık, yalandan, taklit.
(Farsça)
Kalp, karışık.
(Farsça)
Yapay, yapma.
(Farsça)
Düzmece.
(Farsça)
Kalp, sahte.
(Farsça)
sahtekar / sahtekâr / ساخته كار
Sahte iş yapan, hilekâr. Kalpazan.
(Farsça)
Sahteci.
(Farsça)
Kalpazan.
(Farsça)
sakam-ı kalbi / sakam-ı kalbî
Kalp hastalığı.
sebeb-i tefrika-i kulub / sebeb-i tefrika-i kulûb
Kalplerin ayrılma sebebi.
sekine / sekîne
Sükun ve imtinan, temkin. Kalp rahatlığı, kalp huzuru veren bir duanın adı.
sekinet
Sükun ve imtinan. Temkin. Nefisteki telaşın kesilmesi ile hasıl olan kalp huzuru ve sükuneti.
selamet-i kalb / selâmet-i kalb
Bozulmamış kalp.
şerh-i sadr
Gönül, kalp şerhi, açıklaması.
seyahat-i kalbiye
Kalple yapılan manevî yolculuk.
seyr ü süluk-i kalbi / seyr ü sülûk-i kalbî
Kalp yoluyla mânevî makamlarda İlâhî hakikatlara ulaşmak için bir rehberin öncülüğünde çıkılan mânevî yolculuk.
seyr-i süluk-ü kalbi / seyr-i sülûk-ü kalbî
Mânevî makamlarda kalp ile yapılan seyir ve seyahat.
sıdk / صدق
Doğruluk.
(Arapça)
Kalp temizliği.
(Arapça)
sıdk-ı cenani / sıdk-ı cenanî
Kalpten gelen doğruluk.
şifahane-i kalb / şifahâne-i kalb
Kalplerin şifâ yeri, kalp hastanesi.
sine-i saf ve berrak
Temiz ve berrak göğüs, kalp.
süveyda
Kalbin siyah noktası; kalpteki basiret ve idrak merkezi, İlâhî aşkın tecelli ettiği yer.
tabib-i kulub / tabib-i kulûb
Kalplerin doktoru.
tecrid
Açıkta bırakmak.
Yalnız başına bırakmak. Tek başına hapsetmek.
Dünya alâkalarını kalpten çıkarıp Allah'a (C.C.) yönelmek.
Edb: Bir şairin kendini mücerred bir şahıs, yâni ayrı bir adam farzederek ona hitabetmesi.
Soyma, soyulma.
teferrüs etme
Feraset ve kalp gözüyle gerçekleri görme.
tenafur-u kulub / tenafur-u kulûb
Kalplerin birbirinden nefret etmesi.
tezkiyet-bahş-ı kulub-u mü'minin / tezkiyet-bahş-ı kulûb-u mü'minîn
Mü'minlerin kalplerini temizleyen.
vakar
Ağırbaşlılık, kalp rahatlığı.
zaif
Kalp, eksik akçe.
zeyf
(Çoğulu: Ziyâf - Züyuf - Ezyâf) Kalp ve silik para veya akçe.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
ram olmak
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
غوغا
tefasil
ruy
umumi af
lugat
müserred
Nehar
herîse
Huni
vuku
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
kalp
abir
Çiğ damlası
tuvana
kas
Kudum
Aleyhinde
Lutfen
Cemil
Doğum günü