Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
kafile
ifadesini içeren
20
kelime bulundu...
cürde askeri
Eskiden hacca giden kafilelerin muhafızlığını yapan asker.
kafile / kâfile / قافله
Kervan.
(Arapça)
Topluluk, kafile.
(Arapça)
kafile-i mevcudat
Varlıklar kafilesi, topluluğu.
kafile-salar / kafile-sâlâr
Kafile reisi. Kafile başı.
(Farsça)
kavafil / kavâfil / قوافل
(Tekili: Kafile) Kafileler. Birlikte yolculuk eden topluluklar.
Sıra sıra ve takım takım gönderilen şeyler.
Kafileler.
(Arapça)
kervan / kervân / كروان
Birbirini takib ederek giden insan veya hayvan sürüsü. Kafile ve hey'etle giden yolcular takımı.
(Farsça)
Yolculuk kafilesi.
Topluca yolculuk edenler kafilesi.
Kafile, kervan.
(Farsça)
kervan-ı beni beşer / kervân-ı benî beşer
İnsanlık kervanı, dünya yolculuğunu sürdüren insanlık kafilesi.
kırvan
Kafile, kervan.
Dünyanın her tarafı. Doğu ve batı.
mahmil
Harameyne hacı kafilesi ile birlikte gönderilen hediyeler.
Deve üzerine konulan sepet. Mahfe. Sürre.
Bir ibareye hamledilen mâna ihtimâllerinden her birisi.
mevkib / موكب
Kafile, alay, kortej.
Kafile. Alay. Atlı veya yaya giden kafile. Cemaat.
Kafile, topluluk.
Alay, kafile.
(Arapça)
mevkib-i ikbal / mevkib-i ikbâl
Talihli kafile.
Talihli kâfile, gelmesi arzu edilen topluluk.
rahile
Yük hayvanı.
Yük getiren deve.
Topluluk, kafile.
Üzerine binilen deve.
salar / sâlâr
Kafile veya kabile reisi. Baş. Başkan. Reis. En büyük âmir. Başkumandan.
(Farsça)
salar-ı rusül / sâlâr-ı rusül
Resüller kafilesinin reisi, kumandanı. Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.
sekban
Köpek besleyicisi.
(Farsça)
Padişahın köpeklerini av yerine götüren seyman.
(Farsça)
Vaktiyle Yeniçeri Ordusunda bir asker sınıfının ismi.
(Farsça)
Köy düğününde silâhlı ve oyun yapan gençler kafilesi. (Türkçede seğmen denir.)
(Farsça)
serhayl
Kervan veya kafile başı.
(Farsça)
Baş, başkan.
(Farsça)
seyyar
Bir yerde durmayıp yer değiştiren.
Gökte veyâ güneş etrâfında dolaşan yıldız. Gezegen.
Kervan, kafile.
Otomobil.
sürü
Tar: Devşirme suretiyle alınan Hristiyan çocuklarının yüzer, yüzellişer, ikiyüzer veya daha fazla kişilik kafileler halinde sevkedilmeleri. Sürü adı verilen bu kafileler, sürücülerle muhafızların nezareti altında hükümet merkezine sevkedilirlerdi.
talia
Casus.
Nişancı. Asker önünden giden tabur.
Rehber, kılavuz; kafilenin önünde giden.
tehallüf
Uygunsuzluk.
Kafileden geri kalma.
Geride bırakma.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
hammurabi
Vasıtası
mütevakkıf
sancaktar
hamiyetfurus
EVSAF-I MEBHUSE
istibdad
hamiyet-i islam
hâlâs
mümaileyh
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
kafile
beklen
talim
Görmek
sevgi
acem
Işık saçan
hamdülillah
Tek insan
Elbise