Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
izaf
ifadesini içeren
22
kelime bulundu...
adalet-i izafiye / adâlet-i izafiye
İzafi adalet veya adâlet-i nisbiye de denir. Küll'ün selâmeti için, cüz'ü feda eden adalet usulüdür.
fekk-i izafet
(Bak: İzafet-i maktu')
hukukullah
Fık: İbadetler ve İlâhî cezalar, ukubetlerle alâkalı haklar.
Hukukullah umuma taalluk edip, yalnız bir şahsa âid olmayan ahkâm demektir. Bunlar hukuk-u umumiyeden ibarettir. Cenab-ı Hakk'a izafesi, tazim ve ehemmiyetine işaret içindir.
i'tibari / i'tibarî
(İtibarî) Hakiki kıymeti olmayıp kıymeti var kabul edilme. Farazî ve izafî olan. Varlığı, başka şeylere nisbet edilmesi halinde bilinen.
ind
Arapçada zaman veya mekân ismi yerine kullanılır. Hissî ve manevî mekân. Maddî ve manevî huzura delâlet eder. Nezd, huzur, yan, vakt, taraf gibi mânâlara gelir. Gayr-ı mütemekkindir. Yani harekeleri değişmez. İzafete göre zamanı ifade eder (Min) harf-i cerriyle birleşebilir. Bazan da zarf olmaz. Baz
ıtk-ı muzaf
Bir zamana, bir vaktin girmesine veya çıkmasına izafe edilen ıtkdır. "Sen gelecek ayın başında hürsün." denilmesi gibi ki, o ayın başında ıtk hadisesi vücuda gelir.
izafat
(Tekili: İzâfet) İzafetler, isim takıları, isim tamlamaları.
Gr: Zincirleme isim tamlaması.
izafet-i maktu'
Kesik tamlama. Terkib-i izafet-i maktu'da denir. Esre'yi kaldırmağa da fekk-i izafet denir. Yani izafetin kaldırılması demektir. Meselâ: Câme-hâb : Yatak. Câme-i hâb : Uyku elbisesi. Ser-rişte : İp ucu, vesile, tutamak. Ser-i rişte : İpin ucu.
izafi / izafî
İzafetle alâkalı, izafete dâir. Ona bağlamak suretiyle. Alâkalı göstererek.
kazf
(Çoğulu: Kızâf) İncelik, zayıflık.
kila / kilâ
Her ikisi, her iki (mânalarında olup dâima izâfet olur).
lezzet-i nisbiye
İzafî, göreceli lezzet.
maa
(Beraber) mânasında bir kelime olup, iki türlü kullanılır:1- İzafetle (tamlama hâlinde):a) Zarf olarak: (Celestü maa zeydin: Zeyd ile beraber oturdum)b) Sıla (cümlecik) olarak: (Musaddıkan lima maaküm: Sizdekini tasdik ederek)c) Haber olarak: (Vehüve maahüm: O, onlarla beraberdir.)2- İzafetsiz: Bu t
mazife
İzâfe olunmuş.
Keder, hüzün, tasa, gam.
mazufe
İzâfe olunmuş.
mecrur
Sürüklenmiş.
Gr: Başında harf-i cer bulunan kelime. İzafet halinde son kelime. Cerr'li okunan kelime. (i, ı diye okunan kelime, yani esreli)
muzaf
(Zayf. dan) Bağlı. Katılmış. İzâfe olmuş. Bağlanmış.
Gr: Başka bir isme katılmış ve onu tamamlamış olan isim.
"Evin kapısı" dediğimiz zaman; "kapı", "ev"i tamamlıyor. Bu muzâfdır.
muzafun ileyh
Arapça gramerine göre kendisine bir sıfatın izafe edildiği kelime.
İsim tamlamasında (izâfet terkibinde) muzâfın (belirtenin) bağlı bulunduğu ismin hâli.Türkçede muzâf sonra gelir. "Evin kapısı" dediğimiz zaman, ev; muzâfun ileyh; kapı; muzâfdır.
nahv
(Nahiv) Yol, cihet. Etraf, yön.
Misâl.
Miktar.
Kasd ve azmeylemek.
Gr: Kelimelerin birbirine rabt, izafet ve amel eylemeleriyle ilgili olan kaideleri içine alan ilim. Nahiv ilmi ile Arapça kelimelerin yeri ve usulü bilinir, yani cümle tahlili yapılır.
sıhhat
Sağlamlık. Doğruluk. Sağlık.
Edb: Sözün yanlış ve eksik olmamasıdır. (Sözün sağlamlığı diye tercüme edilebilen sıhhat-ı ifade: Bir ibarede zâf-ı te'lif, ta'kid, garabet, tetabu-u izafet, tekrar, tenafür, şivesizlik v.s. gibi kusurlar bulunmamakla tahakkuk eder...)
taberi / taberî
(Ebu Cafer Muhammed bin Cerir İbn-i Yezid) (Hi: 224 - 310) İslâm tarihçisi ve müfessiri olup Taberistan'da doğmuş, 7 yaşında Kur'anı hıfz edip bütün ömrünü ilme vakf etmiştir. Babasının adına izafetle Ceririye adlı bir fıkıh mektebi kurmuştur. İbn-i Cerir-et Taberî adı meşhurdur. Kur'an-ı Kerimin bü
tahtie
Bir kimseyi veya bir şeyi hatalı görmek, hata isnad etmek, yanıltmak. "Bu hatadır" diye iddia etmek.
Ist: "Mezhebim haktır, hata ihtimali var. Başka mezheb hatadır, savaba ihtimal var" diyenler ki, bu hatalı anlayışa izafeten "Tahtie" denmiştir.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Sehlimümteni
hezaran
Hâinâne
vacüd
Tefsir
hakimiyet-i amme
guzr
Hizan
yare
vait
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
izaf
TA'mim
Seyyar
Son dakika
Mutereddid
dayan
Mühürcü
Kaya
Harbetme
ursa