REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te irtiba ifadesini içeren 27 kelime bulundu...

akd

  • Anlaşma. Sözleşme.
  • Düğümleme. Düğümlenme. Bağ bağlama. Bağlanma.
  • Huk: Nikâh, hibe, vasiyet, bey' u şirâ gibi şer'î bir muameleyi iki tarafın iltizam ve taahhüd etmeleridir, icab ile kabulün irtibatından ibarettir. Böyle bir muameleye mün'akid denir. Bunun böyle vücuda gelmesi

alaka / alâka

  • İlişik, rabıta, merbutiyet.
  • Gönül bağlama, sevgi, münasebet, taalluk, irtibat, mâlikiyet. Tasarruf. Müdâhale hakkı. Hisse.
  • Edb: Bir kelimenin hakiki mânâsından mecâzi mânâsına nakledilmesinin sebebidir. (Temiz ahlâklı, güzel huylu kimselere melek denildiği gibi.)

atf

  • Bağlama, bağlaç; kendinden öncekiyle sonraki kelime veya cümle grubu arasındaki irtibatı kuran edat.

cemiyet-i hayatiye

  • Hayatın kapsamlılığı; insanın hayatının herşeyle alâkalı ve irtibatlı oluşu.

cihet-i münasebet

  • İrtibat yönü.

cihet-i nazm

  • Tertip ve diziliş yönü, alâkası, irtibatı.

derece-i irtibat

  • İrtibat, bağlanma seviyesi.

derece-i münasebet ve alaka / derece-i münasebet ve alâka

  • İlgi ve irtibat derecesi.

harf-i atıf

  • Atıf harfi, bağlaç; (Ar. gr.) bir mânâ bütünlüğünü korumak için, kelime veya cümle grubu arasındaki irtibatı sağlayan harf, "vav" gibi.

hayt-ı vasıl

  • Birleştirici bağ, irtibat bağı.

hayy-ı mürtebit / حَيِّ مُرْتَبِتْ

  • İrtibatlı diri.

huruf-u atıf

  • Atıf harfleri, bağlaçlar; (Ar. gr.) mânâ bütünlüğünü korumak için, kelime veya cümle grubu arasındaki irtibatı sağlayan harfler; "vav, bel, fe" gibi.

hüsn-ü münasebet

  • İrtibatın güzelliği.

kaziye-i şartiyye

  • Man: İki cümleden ibâret, fakat bunlardan birinde olan hüküm diğerinde gösterilen şarta mütevakkıf olan, yâni; aralarında mülâzemet ve irtibat bulunan kaziyedir.

ma'nevi bağ / ma'nevî bağ

  • Herhangi bir şekilde, iki şey arasında zihinde kurulan irtibat, ilgi. Buna mânevî râbıta da denir.
  • Büyüklere hürmet, küçüklere şefkat, dînine bağlılık gibi mânevî değerler.

merbut / merbût

  • Bağlı, irtibatlı.

murtabıt

  • İrtibatlı, bağlı.

murtabit

  • Bağlı. İrtibatlı. Birbirine bitişik. Ekli.

mürtebit

  • İrtibatlı, bağlantılı.

muvasala

  • İletişim, irtibat.

muvasala hattı

  • İki şey arasındaki bağ, ilişki, irtibat.

nisbet

  • Soy bakımından bağlılık, mensub olma.
  • Tasavvufta velî bir zâtla mânevî irtibat, feyz alma, huzûr.

rabıta / râbıta

  • Bağ, ilgi, irtibat.

revabıt-ı kevniye / revâbıt-ı kevnîye

  • Kâinatla irtibatlı meseleler, kâinatla ilgili bağlar.

şiddet-i ittisal

  • Güçlü bağ, irtibat.

vasıta-i irtibat

  • İrtibat, bağlanma aracı, vesilesi.

vücuh-u irtibat

  • İrtibat, ilişki yönleri.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın