REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te imtizaç ifadesini içeren 12 kelime bulundu...

amiz / âmiz

  • Karışık, karışmış. (Âmihten) mastarından imtizaç etmek, karıştırmak mânasındadır. (Farsça)

amiziş / âmiziş

  • Uysallık, imtizaç, uyuşma. (Farsça)

cenah

  • Kanat, taraf, kısım. (Vicdanın ziyası ulum-u diniyyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacı ile hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassub, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder. Mün.)

imtizac / imtizâc / امتزاج

  • Uyuşma, uzlaşma. (Arapça)
  • İmtizâc etmek: Uyuşmak, uzlaşmak. (Arapça)

imtizacat

  • (Tekili: İmtizac) İmtizaclar.

mezc-i ittihad

  • İttihadın verdiği imtizac. Kuvvetli birlik ve beraberlik.

müellefe

  • Ülfet ve imtizac ettirilmiş. Alıştırılmış.
  • Nâkıs. Noksan.
  • Adedi bine çıkarılmış.

müellif

  • (Ülfet. den) Te'lif eden. Kitab tertib eden, kitab yazan. Kitab meydana getiren.
  • İmtizac ettiren.
  • Telif eden, kitap yazan.
  • İmtizaç ettiren, kaynaştıran.

mümtezic

  • İmtizac eden. Birleşmiş olan, birleşik.
  • Birbirine tamamen uygun olarak karışmış olan.
  • Aralık bırakmayan, birbirine karışık, tamamen kapanan.
  • Birbiriyle iyi geçinen.

te'lif

  • Barıştırmak. Husumeti defetmek. Ülfet ve imtizac ettirmek.
  • Çeşitli şeyleri birleştirip karıştırmak.
  • Eser yazmak.
  • Noksan bir adedi bine çıkarmak.

terekküb

  • Birleşmek. Karışmak. İmtizac etmek.
  • Bir şeyin birkaç parçadan meydana gelmesi.

terfih

  • Evlenen kimseye "Allah hüsn-ü imtizac eylemek nasibetsin" diye duâ etmek.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın