Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
iltifat
ifadesini içeren
51
kelime bulundu...
merhaba
"Hoş geldiniz" mânâsına iltifât tâbiri.
"Râhat oturun" mânâsına bir iltifat tâbiri.
abese suresi / abese sûresi
Kur'ân-ı kerîmin sekseninci sûresi. Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Kırk iki âyet-i kerîmedir. Birinci âyet-i kerîmede yüzçevirdi, iltifat etmedi mânâsına olan Abese lafzı sûreye isim olmuştur. Sûrede, Kur'ân-ı kerîmin Allahü teâlâ tarafından bir mev'ize (nasihat, öğüt) olduğu bildirilmekte,
bendenüvaz
Kölesini iltifatlandıran, adamını taltif eden.
(Farsça)
defter-i iltifatat-ı rahmaniye / defter-i iltifâtât-ı rahmâniye
Sonsuz merhamet sahibi olan Allah'ın iltifatlarını içine alan defter.
enva-ı iltifat / envâ-ı iltifat
İltifatın çeşitleri.
gaşemşem
Şecaatinden kimseye baş eğmeyen.
Başını döndürüp yabana iltifat etmeyen.
Zulmedici.
Methi istediği gibi yapamamak.
hafave
Bir kimseyi mübâlâga ile sormak.
Şefaat etmek.
İkramda ve iltifatta mübâlağa etmek.
ihsanname
Edb: İltifat mektubu. İltifat ve tahsini hâvi yazılan mektub.
(Farsça)
ikram
Ağırlamak. Hürmet etmek. Saygı göstermek.
İltifat olarak bir şeyler vermek.
Bağış.
Hesap dışı verilen şey veya yapılan indirme, tenzilât.
Allah'ın lütfu ve ihsanı. (İkramın izharı, yani Allah'ın lütfu ve ihsanı olan ikramın izharı tahdis-i nimettir. İnsanın ne
iltifat-ı ahmedi / iltifat-ı ahmedî
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) iltifatı, ilgi göstermesi, alâkası.
iltifat-ı hassa / iltifât-ı hâssa
Özel iltifat.
iltifat-ı merhamet-i rahman / iltifat-ı merhamet-i rahmân
Bütün varlıklara merhamet eden Cenâb-ı Hakkın iltifatı, teveccühü.
iltifat-ı nebevi / iltifat-ı nebevî
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) iltifatı.
iltifat-ı rabbaniye
Allah'ın iltifatı ve özel ihsanı.
iltifat-ı ravza-i mutahhara
Ravza-i Mutahhara'nın iltifatı, lütfu, yakın ilgisi.
iltifat-ı şah-ı merdan / iltifât-ı şah-ı merdan
Mertlerin şahı olan Hz. Ali'nin iltifâtı, mânevî ilgi ve teveccühü.
iltifat-ı şahane / iltifât-ı şâhâne
Yüksek iltifât, padişahın lütufla yaptığı özel muamele.
iltifatat / iltifâtât
İltifatlar.
İltifâtlar, lütuf ve iyilikler.
İltifatlar, gönül almalar, lütfetmeler.
iltifatat-ı asar / iltifâtât-ı âsâr
Eserlerin iltifatları.
iltifatat-ı binihaye / iltifatât-ı bînihaye
Sonsuz iltifatlar.
iltifatat-ı fazılane / iltifâtât-ı fâzılâne
İyilik ve ihsan sahibinden gelen iltifatlar, hoş sözler.
iltifatat-ı rahmet / iltifâtât-ı rahmet
Allah'ın sonsuz rahmetinin iltifâtları.
iltifatkar / iltifatkâr
İltifat eden, mültefit. Hal hatır sorup gönül alan.
iltifatkarane / iltifatkârane / iltifâtkârâne
İltifat edene yakışır şekilde.
(Farsça)
İltifat ederek, ilgi göstererek.
İltifat edercesine.
iltifatname / iltifatnâme
İltifat yazısı, metni.
iltifatperver
İltifat eden, iltifatkâr, mültefit.
(Farsça)
kaside-i bürde
Hazret-i Peygamber (A.S.M.) önünde meşhur Arab Şâiri Ka'b bin Züheyr'in okuduğu kasidenin adı olup, bu kasideyi Peygamber Aleyhissalâtü vesselâm beğenmiş, mükâfat ve iltifat eseri olarak da kendi hırkasını ona giydirdiğinden bu isimle meşhur olmuştur.
latife
Hoş söz. Şaka. Mizah. Söz ile iltifat. İnsanın çok ince ve hassas olup kalbe bağlı bir duygusu. (Mukabili ciddiyettir)
lefüt
Evvelki kocasından çocuğu olan ve daima çocuğuna iltifat eden evli kadın.
lütuf
Rıfk ve nevâziş. İltifatla mülâyemet üzere muâmele eylemek. Allah (C.C.) Hazretlerinin kullarını rıfk ve sühuletle murâdına muvaffak eylemesi.
Güzellik, hoşluk.
İyilik, iyi muâmele.
lütufname / lütufnâme
İltifat yazısı.
Güzel, hoş risale, yazı.
lütufname-i fazılane-i mergube / lütûfname-i fâzılane-i mergube
Beğeniyi ifade eden üstün, yüksek iltifatlara mazhar olan mektup.
müellefe-i kulüb
Peygamberimiz zamanında kalpleri İslâm'a ısındırılmak için iltifat görmüş olanlar.
mülatafa
(Mülâtefe) (Lutf. dan) Birbirine lâtife etmek. Şakalaşmak. İltifat etmek. Güzel muâmele.
mültefet
(Left. den) Kendisine iltifat edilmiş olan. Güler yüz gösterilmiş ve hoş davranılmış.
Ehemmiyet verilmiş.
mültefit / ملتفت
İltifat edici, teveccüh edip yüz gösteren. İyi muâmele edip dostluk gösteren.
İltifat eden, ilgi gösterip iyi davranan.
İltifat eden, iyi davranan.
İltifat eden, güleryüzlü.
(Arapça)
mültefitane
İltifat ederek, iyi davranarak.
Mültefitçe. İltifatlılıkla.
(Farsça)
müteleffit
İltifat eden, iltifat edici olan.
müteleffitane
İltifat edercesine.
(Farsça)
müteveccih
Yönelmiş, dönmüş. Bir yere doğru yola çıkan.
Birisine karşı iyi düşünce ve sevgisi olmak. İhsan ve iltifat üzere olmak.
Pir-i fâni olmak.
nazar / نظر
Göz atmak. Mülahaza, düşünmek, bakmak, imrenerek bakmak, düşünce. Yan bakış, kötü bakış. Bir türlü kabul etmek.
Gözdeğmesi.
İltifat.
İtibar.
Bakış.
(Arapça)
İlgi gösterme, iltifat etme.
(Arapça)
bakış açısı.
(Arapça)
nevaziş
(Nüvaziş) Okşayış, iltifat.
(Farsça)
nevazişgar / nevazişgâr
Gönül alan, okşayan. İltifat eden.
(Farsça)
nevazişgarane / nevazişgârane
Gönül alarak, okşayarak, iltifat ederek.
(Farsça)
perva
Korku, çekinmek.
(Farsça)
Alâka, ilgi, bağ.
(Farsça)
Takat.
(Farsça)
Durup dinlenmek.
(Farsça)
Bilmek.
(Farsça)
Vesvese.
(Farsça)
Kayd.
(Farsça)
Iztırab.
(Farsça)
Terk, feragat.
(Farsça)
Hayran, şaşmış.
(Farsça)
Meyl, teveccüh, iltifat, kayırmak.
(Farsça)
Gussalanmak.
(Farsça)
rauf
Herbir canlıya hususî şefkat ve ihsanı çok olan ve onlar üzerinde iltifatının incelikleri görünen Zât, Allah.
sayed
Başını yukarı kaldırıp kibirlenmek ve sağına soluna iltifat etmemek.
taltif / taltîf / تَلْط۪يفْ
İltifat etmek. Bir iyilik yaparak gönül almak. Yumuşatmak.
Lütfetme, bir iyilik ederek gönlünü alma, iltifat etmek.
İltifât etme.
teleddüd
Sağına ve soluna iltifat etmek.
temayül
(Çoğulu: Temayülât) Meyletmek. Bir cihete iltifat etmek. Bir tarafa eğilmek.
Bir yana çarpılmak.
Bir yana veya bir kimseye fazla taraftarlık ve sevgi göstermek.
til'
Etrafına çok iltifat eden kişi. Etrafdakilerle şakalaşan kimse.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
ibka etmek
havas
labüdd
münib
arifin
devr-i sabık
leyha
muvafık
yüri
mefkure
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
iltifat
Lâhi
ehadî
Ne demek
görmege
Gözyaşı
Çeviri
Mayda
baş
Beğenmek