Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
illiy
ifadesini içeren
44
kelime bulundu...
asabiyet-i kavmiye
Vatanperverlik. Menfi milliyetçilik, Asabiyet-i câhiliye, asabiyet-i milliye, asabiyet-i nev'iyye gibi tabirler de aynı mânayı ifâde eder..
asabiyet-i nev'iye ve milliye
Kavim ve tür milliyetçiliği.
asabiyeten
Milliyet ve soy açısından.
asabiyyet
Sinirlilik. Fart-ı gayret. İmân ve İslâmiyeti, kendi akrabasını, vatanını, din veya milliyetini müdâfaa etmek gayreti. Hamiyyet.
asabiyyet-i cahiliyye
İslâmiyetten evvelki câhiliyyet asabiyyeti. Menfi milliyet. Irkçılık, yani, aşırı derecede kendi kavim ve kabilesini koruma ve iltizam gayreti.
asabiyyeten
Asabi olarak. Sâde kendi milliyetini, soyunu sevmekle.
cibillet
Huy, fıtrat, yaradılış, tabiat, cibilliyet.
cibilli / cibillî
Cibilliyet. Yaratılıştan olan. Asıl maya, huy, tabiat, tıynet.
ekalliyet
(Akalliyet) Bir hükümetin tebaiyyeti altında yaşayan, yabancı din ve milliyete mensub olup, ekseriyeti teşkil etmeyen halk. Azlık. Azınlık.
fikr-i milliyet
Milliyetçilik düşüncesi.
hablü'l-metin-i milliyet / hablü'l-metîn-i milliyet
Kopmaz bir bağ ile insanları birbirine bağlayan milliyet, millî özellikler.
harbiye nazırı
Askerlik işleriyle alâkalı dairenin başında bulunan memura verilen ünvandır. Kuva-yı Milliyenin Anadolu'da kurduğu hükümette "Milli Müdafaa Vekili" adını taşıyan bu ünvan, Osmanlı Hükümetine 1908 Temmuz inkılâbı arifesinde kurulan Said Paşa kabinesiyle girmiştir. Ondan evvel "Serasker" adını taşıyor
hey'et
Şekil. Suret. Görünüş.
Birlik teşkil eden şahısların mecmuu.
Gök ve yıldız ilmi. Astronomi.
Duruş, vaziyet, keyfiyet. Tabiat ve cibilliyet. Bir şeyin cibilli vaziyeti.
hulk
Huy. Ahlâk. Tabiat. Yaratılıştan olan haslet. Seciyye. Cibilliyet.
İnsanın doğuştan veya sonradan kazandığı ruhî ve zihnî hâller.
illiyyun
(Tekili: İlliyyîn) (Aliyyu) Cennetin en yüksek tabakası. Ahirete giden tam kâmil mü'minlerin yeri. Hafaza meleklerinin divanları ismidir ki, salihlerin amelleri oraya yükseltilir. Ahirette yüksek dereceye, dergâh-ı rızâya en yakın olan derecedir.
ittihad-ı islam / ittihad-ı islâm
İslâm birliği. İttihad-ı İslâmın varlığı ve devamı için: 1-İslâm milliyetini esas alıp, menfi unsuriyet fikrini bırakmak. 2-İslâm dünyasındaki dini cemaatler, gayede ve dinî esaslarda ittifak edip teferruat meseleleri medar-ı niza etmemek. 3-İslâm devletleri arasında meşveret-i şer'iyeyi yapmak.Bunl
kavmi / kavmî
Kavme ait; olumsuz mânâda milliyetçilikle ilgili.
kavmiyet
Kavimcilik. Milliyetçilik. Bir kavmin hususiyetleri.
kavmiyetçilik
Irkçılık, olumsuz milliyetçilik.
kozmopolit
Her yabancı şeye karşı alâka gösteren, milliyet duygularından mahrum kimse.
(Fransızca)
Çeşitli milletlerden insanları içine alan.
(Fransızca)
kudsi milliyet / kudsî milliyet
Kutsal İslâm milliyeti.
menfi milliyet / menfî milliyet
Zararlı bir hale gelen milliyetçilik, ırkçılık.
menfi milliyetçilik / menfî milliyetçilik
Zararlı bir hale gelen milliyetçilik, ırkçılık.
milli / millî
(Milliye) Din ve millete âit, milletle alâkalı, millete mensub.
milliyet
(Bak. MİLLİYETÇİLİK)
milliyet-i hakikiye
Gerçek, hakiki milliyet.
milliyet-i hakikiye-i islamiye / milliyet-i hakikiye-i islâmiye
Gerçek İslâmî milliyet.
milliyet-i kudsiye
Kutsal İslâm milliyetçiliği.
milliyet-i menfiye
Zararlı milliyetçilik, ırkçılık.
milliyet-i mukaddese
Mukaddes islâmiyet milliyeti.
milliyeten
Milliyet itibariyle, millî olarak.
milliyetperver / مایت پرور / مِلِّيَتْپَرْوَرْ
Milliyetini seven.
(Farsça)
Milliyetçi, milletini seven.
Milliyetçi, nasyonalist.
(Arapça - Farsça)
Milliyetini seven.
milliyetperverlik
Milliyetçilik, nasyonalizm.
(Arapça - Farsça - Türkçe)
müsbet milliyet
Olumlu, pozitif milliyet; başkasına düşmanlık beslemeyen milliyetçilik.
nijad
Nesil, soy, neseb.
(Farsça)
Cibilliyet, tabiat.
(Farsça)
rabıta-i milliye
Milliyet bağı.
taassub-u kavmi / taassub-u kavmî
Aşırı milliyetçilik, ırkçılık.
ulliyye
(İlliyye) Yüksek tabaka. En yüksek. En şerefli.
Çardak.
unsurculuk
Milliyetçilik, ırkçılık.
Irkçılık; olumsuz ve zararlı biçimde kullanılan ırkçılık, milliyetçilik.
unsuri hayat / unsurî hayat
Irka, soya ait hayat; ırkçılık ve menfi milliyetçiliğin egemen olduğu hayat tarzı.
unsuriyet
Irkçılık. Bir kavmi veya kendi soyunu daha şerefli sayarak diğer insanları hakir görmek. Menfî milliyetçilik.
unsuriyetperver / unsûriyetperver / عُنْصُرِيَتْپَرْوَرْ
Milliyetçi, ırkçı.
Milliyetini aşırı seven, ırkçı.
unsuriyetperverlik
Irkçılık, milliyetçilik.
zaaf-ı milliyet
Milliyetin zayıflığı, güçsüzlüğü.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
temaruz
وجاها
mütenekkiren
şevk
غباوت
Yesîr
medyun-u Şükran
lemha
zarúriyyat
yen'
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
illiy
kopmaz
yönlendirmek
Istemek
EŞSİZ
üzüntü
çiçek koku
İki kanatlı
yol bulma
Il