Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
ilimler
ifadesini içeren
181
kelime bulundu...
abadile / abâdile
Abdullahlar. Peygamber efendimizin Eshâb-ı kirâmı (arkadaşları) arasında fıkıh ve hadîs-i şerîf ilimlerinde şöhret bulmuş Abdullah adını taşıyan sahâbîler. Abâdile, Abdullah kelimesinin çokluk şeklidir. Peygamber efendimizin Eshâb-ı kirâmı arasında Abdullah isimli üç yüz kadar sahâbi bulunmaktaydı.
akıl ile nakil
Fen ve felsefe gibi akla dayanan ilimler ile Kur'ân ve hadis gibi nakle dayanan ilimler.
akl
(Akıl) Men'etmek.
Sığınacak yer.
Kırmızı mihfe örtüsü.
Diyet.
İnsanın; hayrı, şerri ve ilimleri anlayan, sebeblerden neticeleri çıkaran ve eserden eser sahibine intikal eden hassası. Düşünme ve anlama kabiliyeti. Zihin, zekâ, tefehhüm, fehim, irade, anlayış, k
aktivizm
Hakikatin, düşüncede kalmasından ziyade, hayat ve fiile intikalini ve bütün ilimlerin, cemiyetin gelişmesine hizmet etmesini isteyen ve böylece iradenin faaliyet ve tesirliliğini açıklayan felsefî bir meslek.
allame / allâme
İslâmiyetin yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilminde mütehassıs ve evliyâlık derecelerinde yükselmiş, ayrıca lâzım olduğu kadar zamanın fen ve edebiyat ilimlerinde de yetişmiş zât. Âlim kelimesinin mübâlağalı ismi fâilidir.
arabiyyat
(Tekili: Arabiyyet) Arapçaya dâir ilimler, kitab veya fikirler. Arap edebiyatı.
aşirat / âşirât
Dakikanın sâniye, sâlise gibi on birim küçüğü olan zaman dilimleri.
avam / avâm
Amme'nin çoğulu, halk, topluluk.
Müctehid (âyet ve hadîslerden şer'î yâni dînî hükümler çıkaran İslâm âlimi) olmayan, mukallid (yâni mezhebinin usûl ve kâidelerini anlayıp taklîd eden).
Dînî ilimlerden haberi olmayan câhiller.
Olgunlaşmamış, irşâda (öğrenip, aydınlanmaya) muht
burc
Güneşle dünya arasındaki hayâlî dilimlerin her biri.
busat
(Tekili: Bisat) Bisatlar, döşekler, kilimler, minderler, keçe yaygıları.
camiiyet-i tamme / câmiiyet-i tâmme
İnsanın İlâhî ilimlerin tecellîlerini mükemmel bir şekilde mahiyetinde toplanması.
can
Yaşayış. Diride olan kudret, kuvvet. Hayat cevheri. Madde ilimleri, maddenin; hayat ilimleri (biyolojik ilimler) hayatın ne olduğunu açıklıyamamışlardır. Aslında bunların konusu da madde, hayat ve ruhun kendisi değil, bunların tezahürleri yani olay haline gelen tesirleridir. Deney ilimlerini
(Farsça)
cemi-i fünun / cemî-i fünun
Bütün fenler, ilimler.
daire-i fünun
İlimler dairesi.
dar-ül ulum / dâr-ül ulûm
İlimler yurdu. Medrese. Ders görülen yer.
define-i ulum ve fünun / define-i ulûm ve fünûn
Fen ve ilimlerin hazinesi.
deha-i fenni / deha-i fennî
Fen ve dünyevi ilimlerde çok ileri görüşlülük ve harika zekâlı olmak.
dergah / dergâh
Makam, kapı girişi, eşik. Tasavvuf mektebi. Tasavvufta yetişmiş ve yetiştirebilen evliyâ zâtlar tarafından, talebelere, tasavvuf, İslâm ahlâkı ve diğer dînî ilimlerin ve zamânın fen ilimlerinin okutulduğu yer.
Cenâb-ı Hakk'ın rahmet kapısı.
derya-yı maarif
Bilgiler, bilimler denizi.
dirayet tefsiri / dirâyet tefsîri
Resûlullah'tan sallallahü aleyhi ve sellem gelen rivâyetler (açıklamalar) esas alınarak, Kur'ân-ı kerîmin lisan bilgilerine ve zamanın fen bilgilerine, aklî ilimlere göre yapılan açıklaması. Bu tefsîre ma'kul, re'y tefsîri ve te'vîl de denir.
ehl-i fen ve felsefe
Fen ve felsefe ilimlerini meslek edinenler.
ehl-i medaris
Osmanlı döneminde dinî ilimlerin tahsil edildiği yüksek eğitim kurumlarına mensup olanlar.
ehl-i ulum-u diniye / ehl-i ulûm-u diniye
Dinî ilimlerle meşgul olanlar, din âlimleri.
ehlifen
Fen ilimleriyle uğraşanlar.
eştat-ı ulum
İlimlerin nevi'leri, çeşitleri.
faraziye
(Hipotez) Var sayma, kabul. Bir hâdiseyi, bir olayı açıklamak, bir düşünceyi isbat etmek için isbatı yapılmamış başka düşünceleri dayanak olarak alma. Müsbet ilimlerde araştırmanın bir merhalesini meydana getirir. İncelenen hâdiseyi açıklaması muhtemel olan faraziyeler düşünülür. Faraziyenin doğrulu
felsefe ilimleri
Aklı esas alan, vahye itimat etmeyen ilimler.
fen ve ulum-u islamiye / fen ve ulûm-u islâmiye
İslâmî ilimler ve fenler.
fenler
Tecrübeye dayalı bilimler.
fenn
Hüner. Mârifet.
San'at.
Tecrübe.
İlim.
Nevi, sınıf, çeşit, tabaka.
Türlü.
Fizik, kimya, biyoloji, matematik ilimlerinin umumi adı.
Tatbikat ve isbat ile meydana gelen ilim.
Birisini muamelede aldatmak.
Fend.
Borç
fenn-i beyan ve maani / fenn-i beyan ve maânî
Belâgatin iki bölümü olan beyan ve mânâ ilimleri.
fenn-i makina
Çeşitli makineler ve onların kısımlarının işleyişleri hakkında bilgi veren ilimler. Mihanikiyet.
fennen ve hikmeten
Fenlere ve ilimlere göre.
fennin iliştiği
Bazı materyalist bilginlerin maddî ilimleri kullanarak Kur'ân'daki bazı âyetlerin gerçek dışı olduğunu ileri sürmeleri.
fünun / fünûn / فنون
(Tekili: Fen) Fenler, ilimler.
Fenler, fen ilimleri.
Nev'iler, çeşitler, sınıflar, tabakalar.
Hünerler, sanatlar, ilimler, fenler.
Fenler, bilimler.
Fenler, ilimler, hünerler.
Teknikler.
(Arapça)
Bilimler.
(Arapça)
fünun-u acibe / fünun-u acîbe
Şaşırtıcı ve hayranlık verici ilimler.
fünun-u cedide
Yeni fenler, modern fen ilimleri.
fünun-u cedide-i medeniye
Medeniyetin yeni fenleri, bilimleri.
fünun-u ekvan
Yaratılışa ait ilimler, pozitif bilimler.
fünun-u hafiye
Gizli ilimler.
fünun-u hakikiye
Hakikî ilimler.
fünun-u hazıra / fünun-u hâzıra
Günümüz ilimleri.
fünun-u islamiye / fünun-u islâmiye
İslâmî fenler, bilimler.
fünun-u kainat / fünun-u kâinat
Kâinatı inceleyen ilimler, fenler.
fünun-u kevniye
Kâinatla ilgili bütün ilimler.
fünun-u medeniye
Modern ilimler.
fünun-u müsbete
Müsbet ilimler, fen ilimleri.
fünun-u müsbete ve tabiat
Pozitif fen ilimleri.
fünun-u müterettibe
Düzenlenmiş, belli bir sisteme oturtulmuş fenler, ilimler.
fünun-u nafia / fünun-u nâfia
Faydalı ilimler.
fünun-u sadıka / fünun-u sâdıka
Gerçek ve doğru fenler, ilimler.
hazine-i ulum / hazine-i ulûm
İlimler hazinesi.
hikmet-i beşer / حِكْمَتِ بَشَرْ
Beşerî fen ve ilimler.
hikmet-ül eşya
Eşyanın hikmetleri. Fizik, kimya, botanik gibi ilimler.
hikmetü'l-eşya
Varlıklara ait ilimler; fizik, kimya, botanik gibi.
hüseyin-i cisri / hüseyin-i cisrî
(Hi: 1261- 1327) Suriye ulemasındandır. Baba ve annesi Ehl-i Beyt'tendir. Câmi-ül Ezher'de tahsil görmüş ve zamanının dinî, edebî ve felsefî ilimleriyle iştigal etmiştir. En meşhur eseri "Risale-i Hamidiye"sidir. Türkçeye ve Orducaya tercüme edilmiştir. 1307 senesinde Tercüman-ı Hakikat gazetesi, ki
ibn-i hümam
(Hi: 788-861) Hanefî fukahasından meşhur bir zattır. Şer'î ilimlerde, edebiyatta mütehassıs idi.
icazet / icâzet
İzin, diploma, şehâdetnâme. Çeşitli ilimlerde üstâdın (hocanın) talebesine, yetiştiğine dâir verdiği belge, diploma.
icazet alma / icâzet alma
Eski medrese usûlüne göre bir öğrencinin hocasından öğrendiği ilimler hakkında yeterlilik belgesi alması.
icazet-i mutlaka / icâzet-i mutlaka
Çeşitli ilimlerde üstâdın (hocanın) talebesine yetiştiğine ve başkalarını da yetiştirebileceğine dâir verdiği izin veya bu izni ifâde eden belge, diploma.
ictimaiyyat
İçtimaî ilimler. Topluluk hayatına dair ilimler. Sosyoloji.
ictimaiyyun
İçtimaî hayatı en güzel şekilde idareyi düşünen ve ona çalışan. İçtimaî mes'elelere dair ilimlerle uğraşan kimseler. Sosyologlar.
ikmal-i nüsah / ikmâl-i nüsah
Çeşitli ilimlerle ilgili te'lif edilmiş olan belirli eserlerin okumasını tamamlama.
ilm-i alet / ilm-i âlet
Ulûm-i âliyye denilen sekiz yüksek din bilgisini öğrenebilmek için lâzım olan yardımcı ilimlerdir. Bunlara ulûm-i ibtidâiyye, başlangıç ilimleri de denir. Ulûm-i âliyye şunlardır:Tefsîr, usûl-i kelâm, kelâm, usûl-i hadîs, ilm-i hadîs, usûl-i fıkh, fı kh, ilm-i tasavvuf. Böylece din bilgileri yirmi o
ilmiye
Fıkıh ve şeriat ilimleri, iman ve Kur'an hakikatları ve tahkiki iman dersleri ile iştigal eden zatların mensub oldukları yol. Alimlerin mesleği.
imam / imâm
Câmi, mescid veya başka yerlerde cemâate namaz kıldıran kimse.
Hadîs, fıkıh, kelâm ve tefsîr ilminde ve tasavvuf gibi İslâmî ilimlerden birinde en yüksek mertebeye ulaşan âlim.
Müslümanların devlet reîsi.
in'ikas
Tasavvufta bir büyüğün kalbindeki feyz denilen mânevî ilimlerin talebenin kalbine yansıması.
islam alimi / islâm âlimi
Dînî ilimleri bütün incelikleri ile zamânın fen bilgilerini de lüzûmu kadar bilen âlim.
istikra-ı tam / istikrâ-ı tam
Bütün cüz'î olaylardan hareket ederek küllî bir hükme varma; tümevarım; endüksiyon; burada bütün ilimlerin hep birlikte aynı sonuca parmak basmaları kastediliyor.
istikra-i tamm / istikrâ-i tâmm
Tam bir tümevarım, endüksiyon; parçalardan bütüne, fertlerden türlere, olaylardan kanunlara, ilimlerden kâinatın mükemmel olan düzen ve düzenliğine varma yöntemi.
istikra-i tamme / istikrâ-i tâmme
Bütün cüz'î olaylardan hareket ederek küllî bir hükme varma; tümevarım; endüksiyon; burada bütün ilimlerin hep birlikte aynı sonuca parmak basmaları kastediliyor.
kutb-ı arifin / kutb-ı ârifîn
Ârif denilen evliyânın başı, en büyüğü, yüksek ilimler sâhibi.
ledünniyat / ledünniyât
Allah vergisi olan mânevî ilimler.
Allah vergisi olan gizli ilimler.
ma'kul ilimler / ma'kûl ilimler
His organları ile duyularak, akıl ile incelenerek, tecrübe (deney, gözlem) ile ve hesâb edilerek elde edilen ilimler, fen bilgileri.
ma'kulat
(Tekili: Ma'kul) Aklın uygun bulduğu, ancak akıl ile bilinir ve nakle müstenid olmayan meseleler ve ilimler.
maani-i beyaniye / maâni-i beyâniye
Beyân ve maânî ilimleri (beyân; teşbih, istiâre, mecaz, kinâye gibi konularından bahseder; maânî; sözün maksada uygunluğundan bahseder.).
maarif / maârif / معارف
Marifetler, ilimler, tanımalar, eğitim.
Marifetler, ilimler, bilgiler.
Bilimler.
(Arapça)
Kültür.
(Arapça)
Millî Eğitim Bakanlığı.
(Arapça)
maarif-i cedide
Yeni bilimler.
maarif-i fenniye
Fen ilimlerine âit bilgiler, ilimler.
maarifet
Bilgiler, ilimler.
mebadi-i ulum / mebâdi-i ulûm
İlimlerin altyapıları, temel yasaları, başlangıcı.
medrese
(Ders. den) Ders görülen yer. Ders okutulan yer. İslâmi ilimleri okuyan talebelerin yatıp kalktıkları ve tahsil için çalıştıkları vakıf odalarının bulunduğu binâ.
Din ilimlerinin ders verildiği eğitim kurumu.
medrese ehli
Dinî ilimlerin okutulmasıyla meşgul olan hocalar.
mekteb-i fünun
Fen ilimleri okulu.
mekteb-i imani / mekteb-i imanî
İman ilimlerini öğreten mektep.
menba-ı ulum / menba-ı ulûm
İlimlerin kaynağı.
menba-ı ulum-u aliye / menba-ı ulûm-u âliye
Yüksek ilimlerin kaynağı.
meşihat dairesi / meşîhat dairesi
Osmanlı devletinde Diyanetin dinî ilimlerle ilgili bölümü, Şeyhülislâmlık.
mevzu ilimler
Hali hazırda bulunan beşerî ilimler.
meyelan-ı fıtriye / meyelân-ı fıtriye
Bir şeyde yaradılıştan var olan meyiller, eğilimler.
meyelan-ı muhabbet / meyelân-ı muhabbet
Sevgiyi ortaya çıkaracak meyil ve eğilimler.
mihanikiyyet
yun. (Mihanik. den) Makine sanayiini ihate eden fen ve ilimler. Makine gibi cansız şeyler.
Cansız ve duygusuz fakat ahenkli hareket ve hareket kabiliyeti.
mübtedi / mübtedî
Tasavvufta ve diğer dînî ilimlerde henüz başlangıçta olan.
müctehid
İctihâd makâmına yâni Kur'ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîf ve diğer dînî delillerden hüküm çıkarma derecesine yükselmiş büyük din âlimi. Bütün İslâm ilimleri ve zamânın fen bilgilerinde söz sâhibi âlim.
müsbet ilimler
Pozitif ilimler, fizik, kimya, matematik gibi.
(Pozitif ilimler) Tecrübe ve müşâhedeye dayanan ve nazari olmayan maddi ilimler. Herkesin kabul ettiği ve isbat vasıtaları ile doğruluğu isbat edilen ilimler.
müspet ilimler
Pozitif ilimler, fizik, kimya, matematik gibi.
müspet mesail / müspet mesâil
Yararlı, olumlu meseleler; pozitif ilimler.
müteahhirin / müteahhirîn
Sonra gelenler. Kelâm ilminde İmâm-ı Gazâlî ile, diğer İslâmî ilimlerde Şems-ül-Eimme Hulvânî ile başlayıp onlardan sonra gelen âlimler.
mütefennin / متفنن
Bilgili, sanatkâr, fen ilimlerine sahip.
Fen bilimleri ile uğraşan, teknik ile uğraşan.
(Arapça)
müyul / müyûl
Meyiller, eğilimler.
Eğilimler, meyiller.
müyulat / müyulât / müyûlât
Meyiller, eğilimler.
Meyiller, eğilimler, istekler.
müyülat / müyülât
Meyiller, eğilimler.
müyülat-ı aliye-i milliye / müyülât-ı âliye-i milliye
Millî yüce meyiller, eğilimler.
nakli ilimler / naklî ilimler
Tefsîr, hadîs, fıkıh gibi nakil yoluyla elde edilen ve değişmeyen dînî ilimler.
nebiy-yi ümmi / nebiy-yi ümmî
Okuma ve yazma bilmeyen peygamber; yani beşerî ilimleri tahsil etmemiş ve ilmi İlâhî olan Hz. Muhammed (a.s.m.).
pozitif ilimler
Deneye dayanan matematik, fizik gibi fen ilimleri.
rabıta / râbıta
Bir velînin şeklini, sûretini hayâline getirerek onun kalbindeki feyz (bereket) ve mârifetlere (ilimlere) kavuşma yolu. Kalbini büyüklerin kalbine bağlayarak onlardan feyz alma. Her şeyi unutarak, dünyâ işlerini düşünmeyerek, sevgi ve saygı ile bir velînin mübârek yüzünü hayâlinde veya gönlünde bulu
riyaziyat
Matematik ilimlerine verilen ortak ad.
san'at ve fünun-u beşeriye
İnsanlığa ait san'at ve ilimler.
şarkiyat
Şark dilleri veya ilimleri hakkında inceleme yapan ilim şubesi.
servet-i fünun
Fenlerin (ilimlerin) zenginliği mânasına gelen bu tabirde, 1891-1900 tarihleri arasında çıkmış olan bir mecmua ve bu mecmua etrafında toplanmış olan kimselerin 1895'den 1901'e kadar meydana getirmiş oldukları Edebiyat-ı Cedide denilen edebî çığıra verilen addır.
suffe
Peygamberimizin Mescidine bitişik olarak inşa edilen ve içinde bazı sahabelerin Peygamber Efendimizden Kur'ân ve Hadis ilimlerini öğrendiği ve barındığı yer.
sultan-ül-ulema / sultân-ül-ulemâ
İzzeddîn bin Abdüsselâm ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin babası gibi birçok İslâm âlimine, derin ve geniş ilimleri ve İslâm'a hizmetleri sebebiyle verilen lakab (isim).
tabii ilimler / tabîî ilimler
Fen ilimleri, aklî ilimler.
tabiiyyat / tabîiyyât / طبيعيات
Doğa bilimleri.
(Arapça)
tahsil-i ulum / tahsil-i ulûm
İlimlerin tahsil edilmesi, öğrenilmesi.
talebe-i ulum / talebe-i ulûm
Yüksek dinî ilimleri okuyan talebe.
talebe-i ulum-u diniye / talebe-i ulûm-u diniye
Yüksek dinî ilimleri okuyan talebe.
tecribi ilimler / tecribî ilimler
Tecribe ve müşâhede (gözlem) ile elde edilen bilgiler, ulûm-i akliyye (aklî ilimler).
tedris-i ulum / tedris-i ulûm
İlimlerin öğretimi, ders vermesi.
tekke
Tasavvufun yâni İslâm ahlâkı ilminin ve diğer dînî ilimlerin öğretildiği ve tatbik edildiği yer. Dergâh ve zâviye de denir.
teknik
Maddî ilimlerin uygulaması.
temayülat / temâyülât / تمایلات
Temayüller, eğilimler meyiller.
Meyletmeler, eğilimler.
Eğilimler.
(Arapça)
temayülat-ı kalbiye / temâyülât-ı kalbiye
Kalbin meyilleri, eğilimleri.
temayülat-ı şerriye / temâyülât-ı şerriye
Kötülüğe duyulan eğilimler, meyiller.
tevhid-i medaris / tevhid-i medâris
Medreselerin, okulların birleştirilmesi; Osmanlı döneminde dinî ilimlerin tahsil edildiği eğitim kurumlarının bir araya getirilmesi.
ulum / ulûm / علوم / عُلُومْ
(Tekili: İlm) İlimler, bilgiler.
İlimler.
İlimler, bilimler.
İlimler.
İlimler.
İlimler.
İlimler.
(Arapça)
İlimler.
ulum ve maarif-i islamiye / ulûm ve maarif-i islâmiye
İslâmî ilimler ve bilgiler.
ulum-i akliye / ulûm-i akliye
Akıldan hareketle ortaya konulan bilimler.
ulum-i akliyye / ulûm-i akliyye
Tecribî (deneye bağlı) ilimler. His organları ile duyularak, akıl ile incelenerek tecrübe ve hesab edilerek elde edilen ilimler.
ulum-i aliyye / ulum-i âliyye
Sarf ve nahiv gibi âlet ve anahtar durumunda olan ilimler.
"ayn" ile yüce ilimler, din ilimleri.
ulum-i ibtidaiyye / ulûm-i ibtidâiyye
Âlet ilimleri; ana ilimleri öğrenmek için yardımcı olan sarf, nahiv, belâgat, mantık vs. gibi ilimler.
ulum-i nakliyye / ulûm-i nakliyye
Din bilgileri; edille-i şer'iyye denilen dînin dört temel kaynağından yâni Kur'ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîflerden, icmâ-ı ümmet, kıyâs-ı fukahâdan elde edilen bilgiler, ilimler.
ulum-u akliye / ulûm-u akliye
Aklî ilimler, akla dayanan ilimler.
ulum-u akliye ve felsefiye / ulûm-u akliye ve felsefiye
Felsefi ve aklî ilimler.
ulum-u aliye / ulum-u âliye / ulûm-u âliye
(Âlet. den) Âlet ilimleri. (Gramer, sarf, nahiv, belâgat ve mantık gibi.)
Dinden bahseden ilimler. (Tefsir, kıraat, hadis, marifetullah, fıkıh, kelâm, ahlâk bilgileri gibi.)
Yüksek ilimleri anlamaya yarayan mantık, gramer gibi âlet ilimleri.
ulum-u aliye-i ilahiye ve uhreviye / ulûm-u âliye-i ilâhiye ve uhreviye
Din ve âhiretle ilgili yüksek ilimler.
ulum-u an'ane / ulûm-u an'ane
Geleneksel ilimler.
ulum-u arabiye / ulûm-u arabiye
Arap Dili ve Edebiyatı ilimleri.
ulum-u arziye / ulûm-u arziye
İnsanların bilgi ve tecrübelerinin ürünü olan ilimler.
ulum-u bedia / ulûm-u bedia
Eşsiz derecede güzel ve benzersiz ilimler.
ulum-u bedihiyyat / ulum-u bedihiyyât
Delil ve isbatına lüzum görülmeyip kolaylıkla bilinen ilimler.
ulum-u beşeriye / ulûm-u beşeriye
İnsanla ilgili ilimler, sosyal ilimler.
ulum-u cedide / ulûm-u cedide
Yeni ve modern ilimler.
ulum-u diniye / ulûm-u diniye
Dinî ilimler.
ulum-u diniye ehli / ulûm-u diniye ehli
Dinî ilimler konusunda bilgili olanlar.
ulum-u esasiye / ulûm-u esasiye
Temel ilimler.
ulum-u esrariye / ulûm-u esrariye
Gizli ilimler.
ulum-u evvelin ve ahirin / ulûm-u evvelîn ve âhirîn / ûlum-u evvelîn ve âhirîn
Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleri.
Geçmiş ve gelecek insanların sahip olduğu ilimler.
ulum-u felsefe / ulûm-u felsefe
Felsefî ilimler.
ulum-u felsefi / ulûm-u felsefi
Felsefî ilimler.
ulum-u hafiye / ulûm-u hafiye
Gizli ilimler. Ancak veraset-i Nübüvvet muhakkiklerince veya bir kısım hakikatların esrarına vakıf âlimlerce bilinen ilimler.
Gizli ilimler, ancak peygambere ve bir kısım hakikatlerin sırlarını bilen alimlerce bilinen ilimler.
ulum-u hakikiye / ulûm-u hakikiye
Gerçek ilimler.
ulum-u ilahi / ulûm-u ilâhî
İlâhî ilimler.
ulum-u ilahiye / ulûm-u ilâhiye
İlâhî ilimler.
ulum-u imaniye / ulûm-u imâniye
İman ilimleri.
ulum-u islamiye / ulûm-u islâmiye
İslâm ilimleri.
ulum-u islamiye ve diniye / ulûm-u islâmiye ve diniye
Dinî ve İslâmî ilimler.
ulum-u kevniye / ulûm-u kevniye
Kâinatın ilmi. Yaratılışa dair olan ilimler.
Kevnî ilimler, kâinat ve dünya ile ilgili ilimler.
ulum-u kur'aniye / ulûm-u kur'âniye
Kur'ân ilimleri.
ulum-u medaris / ulûm-u medaris
Medreselerin ilimleri; Osmanlı döneminde dinî ilimlerin tahsil edildiği yüksek eğitim kurumlarında ders verilen ilimler.
ulum-u mühimme / ulûm-u mühimme
Önemli ve değerli ilimler.
ulum-u müsbete / ulûm-u müsbete
Müsbet ilimler, pozitif ilimler.
ulum-u müsbete ve fenniye / ulûm-u müsbete ve fenniye
Müsbet bilimler ve fenler; ispata dayalı pozitif ilimler ve fenler.
ulum-u mütearefe / ulum-u müteârefe
Herkesin bildiği ve tanınmış olan ilimler.
ulum-u mütearif / ulûm-u müteârif
Herkesin bildiği ilimler.
ulum-u mütearife / ulûm-u müteârife / عُلُومُ مُتَعَارِفَه
Herkesin bildiği tanınmış ilimler.
ulum-u mütenevvia / ulûm-u mütenevvia
Çeşitli ilimler.
ulum-u nakliye / ulûm-u nakliye
Hadis, tefsir, fıkıh gibi ve mukaddes kitaplardan nakil olunan ve rivâyet üzerine kurulmuş olan ilimler.
Naklî ilimler; hadis, tefsir, fıkıh gibi Kur'ân ve Hadisten yapılan aktarımlara dayanan ilimler.
ulum-u nazariye / ulûm-u nazariye
Yalnız görüş halinde kalmış, tatbikata konulmamış ilimler, teoriler.
Teorik ilimler.
ulum-u riyaziye / ulûm-u riyaziye
Matematikle bağlantılı ilimler.
ulum-u şetta / ulum-u şettâ
Dağınık bilgiler, çeşit çeşit ilimler.
ulum-u siyasiye
Siyasî ilimler.
ulum-u tabiiye / ulûm-u tabiiye
Tabiî bilimler, fen ilimleri.
üslub-u mücerred
(Sade üslub) Bu üslupta tabiîlik, akıcılık, selâset, kısalık, mânâ ve maksada kifayet sıfatları vardır. Bu üslup, âlet ilimlerinde, ders kitablarında, konuşmalarda ve beşerî muamelelerde kullanılır.
üstad-ı ezeli / üstâd-ı ezelî
Varlığının başlangıcı olmayan ve bütün ilimlerin öğreticisi olan Allah.
yenabi-i ulum / yenâbî-i ulûm
İlimlerin kaynakları.
zahiri ilimler / zâhirî ilimler
Okuyarak, çalışarak ve araştırarak elde edilen, öğrenilen ilimler. Kelâm, tefsîr, fıkıh gibi din bilgileriyle; mantık, matematik, fizik, kimyâ, biyoloji, geometri gibi fen bilgileri.
zat-ı zifünun / zât-ı zîfünun
Fen ilimlerini bilen zât.
zaviye / zâviye
Eskiden büyük kervanların geçtiği ıssız yollarda veya köy ve kasabalarda; dînî ilimlerin, İslâm ahlâkının ve fen ilimlerinin öğretilmesi, yolcuların barınması maksadıyla kurulan yer; küçük tekke.
Tasavvufta bulunan kimselerin, ibâdet için çekildiği tenhâ yer.
zemin-i maarif
Bilgiler, bilimler zemini, yeri.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
semavat
nazar-firib
AMUDİ
Lügaz
davet
Zerde
desatir-i sünnet-i seniyye
bab-ı hikmet
kati-üt tari
sille-i tedip
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
ilimler
Sapik
GEMİ
Sorunun cevabı
İstis
tama'
EYALET
hissetmek
akşam
sadat