Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
ilenc
ifadesini içeren
39
kelime bulundu...
beddua / bedduâ / بددعا
İlenç.
(Farsça - Arapça)
cadi
(Çoğulu: Cüdât) Sâil, dilenci.
cerrar
Dilenci.
cüdat
(Tekili: Câdi) Dilenciler, sâiller.
dek
Desise, hile, dolandırıcılık.
(Farsça)
Sâil, dilenci.
(Farsça)
Dilencilik.
(Farsça)
Sağlam, metin, muhkem.
(Farsça)
Çatma, tokuşma.
(Farsça)
deryuz
Dilencilik.
(Farsça)
dest-keş
Gözleri görmeyen bir kimseyi ellerinden tutup dolaştıran.
(Farsça)
Kazanç. Kâr.
(Farsça)
Yay gibi elde kolaylıkla idare olunabilen şey.
(Farsça)
Dilenci.
(Farsça)
Bir işten vazgeçen.
(Farsça)
fakir / fakîr / فقير
Yoksul.
(Arapça)
Bendeniz.
(Arapça)
Dilenci.
(Arapça)
Derviş.
(Arapça)
gaşiye
Perde. Örtü.
Kıyamet.
Dilenci ve cerrar.
Ziyârete gelen dostlar gurubu.
ged
(Gedbe) Yoksul, dilenci, fakir, dilenen.
(Farsça)
Dilencilik.
(Farsça)
geda / gedâ / گدا / گَدَا
Fakir. Kimsesiz. Dilenci.
(Farsça)
Dilenci.
(Farsça)
Yoksul.
(Farsça)
Dilenci.
geda-çeşm
Dilenci gözlü, yoksul gözlü.
(Farsça)
Mc: Aç gözlü, gözü doymaz.
(Farsça)
gedayane
Dilencilikle.
(Farsça)
gedayi / gedayî
Dilencilik.
(Farsça)
hak-nişin / hâk-nişin
Dilenci, sâil, fakir.
(Farsça)
hak-nişini / hâk-nişinî
Dilencilik, yoksulluk, fakirlik, sefâlet.
(Farsça)
helesaya çıkmak
Eskiden ramazanlarda iftardan sonra para toplamak için çocuklar tarafından teşkil edilen çalgılı heyetlere katılanlar tarafından nakarat makamında söylenen bir tabirdir. Dilenciliğin kibarcalarından sayılır.
heyamola
Eskiden ramazanlarda para toplamak gayesiyle mahalle çocukları tarafından teşkil edilen bir nevi dilenci alaylarında söylenen bir tâbirdir.
Eskiden gemiciler gemi demirini çekerken veyahut bir amele inşaatta ağır bir şey kaldırırken yahut da şahmerdanı yukarı çekerken kuvvetbirliğini
istikfaf
(Kifâf. dan) Kanaat etme, az şeyi yeter bulup râzı olma.
Yetişme.
Dilenci gibi el uzatma.
kase-lis / kâse-lis
(Kâselis) Çanak yalayıcı. Çok yiyen, obur. Hırslı.
(Farsça)
Dalkavukluk. Alçak huylu kimse.
(Farsça)
Dilenci.
(Farsça)
keşkul / keşkûl / كشكول
Dilenci çanağı.
(Farsça)
Keşkül, bir tür tatlı.
(Farsça)
mütesail
Dilenci, dilenen.
mütese'il
Dilenen, dilenci.
mütese'ilin / mütese'ilîn
(Tekili: Mütese'il) Dilenciler, dilenenler.
nancu
(Nâncuy) Ekmek arayan. Dilenci.
(Farsça)
nanhah
Ekmek isteyen. Dilenci.
nanhor
Dilenci.
(Farsça)
nefrin / نفرین
Lanet, ilenç.
(Farsça)
parse
Dilencilik.
(Farsça)
saalik
Dilenciler.
Serseriler.
Kalenderler.
Dervişler.
sail / sâil / سائل
(Sual. den) Dilenci.
Fakir.
Soran.
İsteyen.
Akan, seyelan eden.
İsteyen, yoksul, dilenci.
Soran, isteyen, dilenen, dilenci.
Dilenci.
(Arapça)
Soran.
(Arapça)
Akan.
(Arapça)
sailiyet
Akıcılık.
Dilencilik.
seele
(Tekili: Sâil) Dilenciler.
Sailler, dilenciler.
su'luk
(Çoğulu: Saâlik) Fakir.
Dilenci.
Serseri.
sual
İsteme. İstek.
Soru. Sorulan şey.
Dilencilik.
Soru, sorulan. Şey, isteme, istek. Dilencilik.
tekeffüf
(Keff. den) El uzatarak dilencilik etme. Avuç açma. Dilenme.
Avuçla tutmak.
tese'ül / تَسَأُّلْ
(Sual. den) Dilenme, dilencilik etme.
Dilencilik etme.
vasıta-i cer etme
Dilencilik aracı yapma.
yuze
El açan, dilenci.
(Farsça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Gaye-ı hayal
şeh
turmuş
medhuş
kuruk
Serhen
hıyere
subay
tatilieşgal
urvetülvüska
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
ilenc
(Cibâyet. den)
Sonsuz Hayat suyu
subay
GErçek
birbirine benz
Çıkrık
kullanılan
gel
sevmek