LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te iki. ifadesini içeren 37 kelime bulundu...

aktüel

  • Bugünkü, şimdiki. (Fransızca)

ameliyyat

  • Ameller. işler.
  • Bir bilginin iş olarak tatbiki.
  • Tıb: Operatörlük. Cerrahlık.

aşık-ı didar-ı pak / âşık-ı didâr-ı pâk

  • Temiz yüzün âşıkı.
  • Edb: Evvelce ordularda, kışlalarda, köy odalarında ve mahalle kahvelerinde gerek kendinin, gerek başkalarının sözlerini sazla dile getiren kimse; halk şâiri.

bahil / bahîl

  • Cimri, eli sıkı.

çiharüdü / çihârüdü / چهار و دو

  • Dört ve iki. (Farsça)

çüst

  • Çevik, çabuk hareketli. Seri-ül-hareke. (Farsça)
  • Dar, sıkı. (Farsça)
  • Muntazam, mükemmel, düzgün. Yakışıklı. (Farsça)

diyanet

  • Dindarlık. Dinin hükümlerine riâyet ve muktezasınca amel etmek. Din emirlerinin hüsn-ü ihtiyar ile tatbiki. Din işleri.

dü / دو

  • İki.
  • İki. (Farsça)

dü-vazdeh

  • Oniki. (Farsça)

düvazdeh / düvâzdeh / دوازده

  • Oniki. (Farsça)

ehakk

  • Daha haklı, pek haklı. Daha doğrusu. En hakiki.

hali / halî

  • Hâl ile, vaziyet ile. Tavra âit. şimdiki. Hâle mensub.

hisabi / hisabî

  • Hesabını iyi bilen.
  • Mc: Tamahkâr, cimri, hasis, eli sıkı.

hıyar

  • Hayırlılar.
  • (Çoğulu: Hıyârât) Huk: Bir işi yapıp yapmamada serbestlik. Genel olarak bir anlaşmadan vaz geçme. Hususi bir sözleşmenin fesh veya tasdiki. Muhayyerlik. Kendisinde böyle muhayyerlik bulunan kimse, yaptığı bir akdi diğer tarafın rızasına hâcet kalmaksızın bozabilir.

hudud

  • (Tekili: Hadd) Sınırlar, hudutlar.
  • Uçlar. Bucaklar.
  • Şeriatın cezâ hükümlerinin tatbiki.

iki sülüs

  • Üçte iki.

isna aşer

  • Oniki.

isna'aşer / isnâ'aşer / اثنى عشر

  • Oniki. (Arapça)

isnaaşer / isnâaşer

  • On iki.

isnan

  • İki.
  • Pazartesi.

isneyn

  • İki. (2)
  • Pazartesi günü.
  • Pazartesi günü.
  • İki.

iz'an-ı kalb / iz'ân-ı kalb

  • Kalbin kabul ve tasdîki.

ketum / ketûm / كتوم

  • Sır saklayan, ağzı sıkı. (Arapça)

mesani / mesanî

  • (Tekili: Mesnâ) Bir şeyin tekrarı. İki. Çift. Mükerrer.

meşdud

  • (Meşdude) Kuvvetlice bağlanmış olan. Sıkıca bağlı. Sıkı.

mümsik / ممسك

  • Elisıkı. (Arapça)

musika-i kübra / musika-i kübrâ

  • Bütün kâinatta cereyan eden İlâhi musikî.

nekes / نكس

  • Hayırsız. (Farsça)
  • Elisıkı. (Farsça)

pencüdü / پنج و دو

  • Beş ve iki. (Farsça)

sahin

  • (Sihan. dan) Sık.
  • Kalın, sıkı.
  • Katı, pek.

sebayidü / sebâyidü / سه با دو

  • Üç ve iki. (Farsça)

şeşüdü / شش و دو

  • Altı ve iki. (Farsça)

sülüsan / sülüsân / ثلثلان

  • Üçte iki. Üç kısımdan iki kısım.
  • Üçte iki. Ferâiz ilminde yâni İslâm mîras hukûkunda üçte iki hisse (pay).
  • Üçte iki. (Arapça)

sülüseyn

  • Üç parçada iki parça, üç kısımda iki kısım. Üçte iki.

tasdik-i nübüvvet

  • Peygamberliğin kabulü, tasdiki.

teşci-i gavs-ı azam / teşci-i gavs-ı âzam

  • Abdülkadir Geylanî'nin (k.s.) teşviki.

tübba'

  • Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bi'setten evvel geleceğini haber veren ve şiiri ile imanını ilân eden bir Yemen Meliki.
  • Câhiliyetten evvel Yemen Padişahlarının nâmı.
  • Bir kuş cinsi.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın