REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te ihla ifadesini içeren 68 kelime bulundu...

adem-i ihlas / adem-i ihlâs

  • İhlâssızlık.

cennet

  • Allah'a (C.C.) inanan ve O'na ibadet ve itaat edenlerin, iman ve İslâmiyyet'e ihlâs ve sadâkatle hizmet edenlerin, Kur'ana bir hizb-ül Kur'ân olarak mücâhidâne bir sûrette hizmetkâr olan mücâhidlerin, cihâd-ı diniyye erlerinin âhirette fazl-i İlâhi ile gidip ebediyyen içinde kalacakları mekân ve mes

el-buğzu fillah

  • Allah için buğzetmek. Bütün şiddet, adavet ve düşmanlık Cenab-ı Hakk'ın (C.C.) rızası dairesindedir. İhlâsı kıracak, hissî hareketten sakınmaktır.

ezhar

  • (Tekili: Zahr) Satıhlar, yüzler.
  • Sırtlar, arkalar. Binek hayvanının sırtları.

felak suresi

  • Kur'an-ı Kerim'de 113. suredir. Nâs Suresiyle beraber ikisine Muavvezeyn; İhlâs suresi ile beraber olursa üçüne Muavvezât adı verilir.

fenafilihvan

  • (Fenâ fi-l-ihvân) Tefâni. Yani; kardeşlerin birbirinde fâni olması; kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyyât ve hissiyâtı ile fikren yaşaması. Samimi ihlâs üzerine müesses en yakın dostluk, en fedakâr ve en civanmert kardeşlik.

hablullah

  • Allah'ın ipi. Kur'an-ı Kerim. Allah'a kavuşma vasıtası. İhlâs. İtaat. Cemaat.

hakikat-i ihlas / hakikat-i ihlâs

  • Gerçek ihlâs.

hakiki ihlas / hakikî ihlâs

  • Gerçek ihlâs, ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet.

halis / خالص

  • İhlaslı, Samimi.

hangah

  • Allah rızası için ve misafirleri minnet altında bırakmamak ihlâsı ile fakir ve dervişlere ve talebe-i uluma yemek verilen ve misafir edilen yer. (Farsça)

ibadet

  • Allah'ın (C.C.) emirlerini yerine getirmek ve nehiylerinden kaçmak. Yapılmasında sevab olup, ihlâsla yapılan herhangi bir amel. Şeriatta bildirildiği gibi Allah'a kulluk etmek. Kâinatın ve dolayısıyla insanların hilkatindeki hikmet ve gaye.

ihlal / ihlâl / اخلال

  • Bozma, lekeleme, halel getirme. (Arapça)
  • İhlâl edilmek: Bozulmak, halel getirilmek. (Arapça)
  • İhlâl etmek: Bozmak, halel getirmek. (Arapça)

ıhlamur / اخلامور

  • Kerestesi marangozlukta kullanılan ve çiçeği haşlanıp çay gibi içilen ağaç.
  • Ihlamur ağacından yapılmış.
  • Ihlamur. (Yunanca > Arapça)

ihlas-ı etem / ihlâs-ı etem

  • En mükemmel bir ihlâs, samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah'ın rızasını gözetme.

ihlas-ı etemm / ihlâs-ı etemm

  • Mükemmel bir ihlas, samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah'ın rızasını gözetme.

ihlas-ı şerif / ihlâs-ı şerîf

  • İhlâs Sûresi; Kur'ân'ın 112. sûresi.

ihlas-ı tam / ihlâs-ı tâm

  • Tam ihlâs, yaptığı her işinde Allah'ın emrini ve rızasını gözetme, dünyevî veya uhrevî hiçbir karşılık beklememe.

ihlas-ı tamm / ihlâs-ı tâmm

  • Tam bir ihlâs, samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah'ın rızasını gözetme.

ihlas-ı tamme / ihlâs-ı tâmme

  • Tam bir ihlâs, samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah'ın rızasını gözetme.

ihlas-mend

  • İhlaslı, ihlas sahibi, temiz kalbli. (Farsça)

ihlas-mendane

  • Temiz yürekli kimseye yakışır şekilde, ihlaslı kişiye uygun tarzda. (Farsça)

ihlas-mendi / ihlas-mendî

  • İhlaslılık, temiz kalblilik. (Farsça)

ihlas-perver

  • İhlas sahibi, temiz kalbli. (Farsça)

ihlas-perverane

  • Temiz yürekli, ihlas sahibi bir kimseye yakışacak surette. (Farsça)

ihlas-perveri / ihlas-perverî

  • Temiz yürekli, ihlas sâhibi olma. (Farsça)

ıskalariya

  • Geminin üst kısmına çıkabilmek için iskele, yani merdiven teşkil etmek üzere çarmıhlara aykırı ve kazık bağı ile bağlanmış ince halatlar.

ismar

  • Mıhlama, çivileme.

israf

  • Lüzumsuz yere harcamak. Malı ve parayı lüzumsuz yere sarf etmek. İhtiyacından fazla istihlâk etmek ve harcamak.
  • En lüzumlu aslî vazifeleri bırakıp en lüzumsuz veya zararlı şeylerle meşgul olarak ömrünü veya gençliğini boş yere harcamak.

istihlak / istihlâk / استهلاک

  • Tüketim. (Arapça)
  • İstihlâk etmek: Tüketmek, harcamak. (Arapça)

istihlakat / istihlâkat

  • (Tekili: İstihlâk) Yenilip içilen şeyler.
  • Harcamalar.

itaat muhtel

  • Emir çiğnenmiş, ihlâl edilmiş, emre uyulmamış.

kelime-i tevhid / kelime-i tevhîd

  • "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah" sözü. Mânâsı şöyledir: Allahü teâlâdan başka ilâh yoktur. Muhammed aleyhisselâm O'nun resûlüdür, peygamberidir. Kelime-i tevhîde; Kelime-i ihlâs, Kelime-i takvâ, Kelime-i tayyibe, Da'vet-ül-hak, Urvet-ül-vüs kâ, Kelime-i semeret-ül-Cennet de denir.

kemal-i aşk ve ihlas / kemâl-i aşk ve ihlâs

  • Büyük bir aşk ve tam bir ihlâs.

kemal-i ihlas / kemâl-i ihlâs

  • Mükemmel ve kusursuz ihlâs, samimiyet.

keramet-i ihlasiye / kerâmet-i ihlâsiye

  • İhlâsın neticesi olarak meydana gelen kerâmet.

kulakıl

  • İhlâs ve Muavvezeteyn sureleri.

mesamir

  • (Tekili: Mismar) Mıhlar, çiviler.

mihla

  • (Bak: MİHLAT)

mugalli / mugallî

  • (Galeyân. dan) İyice kaynatılmış.
  • Ihlamur, papatya gibi çiçeklerin kaynatılmış suyu.

mugliyy

  • Kaynamış çiçek, papatya veya ıhlamur suyu.

muhabbetullah

  • Cenab-ı Hakk'a karşı beslenen ihlâslı sevgi.

muhil

  • İhlâl eden, bozan.

muhill

  • (Halel. den) İhlâl eden. Bozan. Sakatlayan. Karıştıran.

muhill-i asayiş / muhill-i âsâyiş

  • Asâyişi ihlâl eden. Güvenliği bozan.

muhlas

  • Devamlı ihlâs sâhibi olan. Her şeyi Allahü teâlânın rızâsıyla yapan.

muhles

  • İhlâsı dâimi olan. Devâmlı hâlis olan.
  • İhlası devamlı olan.

muhlis / مُخْلِصْ

  • Hâlis olan. İhlâsı kazanmak için gayret gösteren, samimi ve itikadı doğru olan. Her hâli içten ve riyâsız olan. Katıksız.
  • İhlâs sâhibi. Niyetini ve ihlâsını düzeltmeye uğraşan kimse.
  • Samimi, ihlâslı; ibadet ve davranışlarda sadece Allah'ın rızasını gözeten.
  • Halis, katkısız, dosdoğru, her hali içten ve gönülden olan, ihlâs sahipleri, samimi ve doğru olanlar.
  • İhlaslı, samimi, işini sadece Allah için yapan.
  • İhlâslı.

muhtell

  • Bozuk. Berbâd. Karışmış. İşgal ve ihlâl edilmiş.
  • İntizamsız. Nizamsız olmuş.
  • Fakir kimse.
  • Çok susuz kalmış olan.

musattah

  • Satıh haline getirilmiş. Düz ve yassı hâle konulmuş olan. Satıhlandırılmış. Düzleştirilmiş.

müstehlek

  • İstihlâk edilmiş, yiyip içilerek bitirilmiş.

müstehlik

  • (Helâk. den) İstihlâk eden, satın aldığı şeyi bizzat kullanıp sarfeden, harcayan. Tüketici.

mütefakkıhin / mütefakkıhîn

  • (Tekili: Mütefakkıh) Fıkıh âlimleri, fıkıh bilginleri. Fıkıhla uğraşan kimseler.

rağbet

  • (Ragbet) İstek, arzu. İyi sayılmak. Bir şeyi çok iştiyakla istemek. İhlasla dua etmek, teveccüh etmek.

riya / riyâ

  • Gösteriş, ihlassızlık.

safvet-i ihlas / safvet-i ihlâs

  • İhlâsı zedeleyecek hiçbir yönün olmayışı.

sahibü'l-ihlas ve'n-nur ve'l-kemal ve'l-irşad / sahibü'l-ihlâs ve'n-nur ve'l-kemal ve'l-irşad

  • İhlâs, nur, kemâl ve irşad sahibi.

şirk-i hafi / şirk-i hafî

  • İhlâssızlık, riyakârlık. Allah rızası için değil de başkalarının rızâsı için ibâdet etmek.

sırr-ı ihlas-ı hakiki / sırr-ı ihlâs-ı hakikî

  • Gerçek ihlâs sırrı; ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme esprisi, mânevî gücü.

sum'a

  • İhlâssızlıktan çıkan, işitilsin ve bilinsin için yapılan iş, gizli riyakârlık.

sure-i ihlas / sûre-i ihlâs

  • Kur'ân'ın 112. sûresi olan İhlâs Sûresi.

sutuh / sutûh / سطوح

  • Yüzeyler, satıhlar. (Arapça)

tazyik

  • Daraltmak, sıkıştırmak.
  • İcbar etmek.
  • Sıkıntı ve ızdırab vermek.
  • Zorlama, baskı.
  • Fiz: Bir kuvvet harcayarak yapılan basma veya itme işi. Basınç. Katı cisimler, üzerine konuldukları satıhlara; sıvılar, içinde bulundukları kabın hem dibine ve hem de yanlarına; ga

tebettül

  • Halkdan ayrılmak.
  • Mâsivadan kesilip ihlâs ile Hakka yönelmek ve ubudiyet etmek.
  • Evlenmekten vaz geçip zâhidlik etmek.

terkiz

  • (Rekz. den) Dikme. Mıhlama, saplama.

tesmir

  • Çivileme, mıhlama.

tevhid suresi

  • Kur'an-ı Kerim'in 112. Suresidir. İhlâs Suresi gibi çok isimleri de vardır.

vasıta-i ihlas / vasıta-i ihlâs

  • İhlâsı kazandıran araç.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın