REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te idâm ifadesini içeren 26 kelime bulundu...

adm

  • (Çoğulu: İdâm) Yay tutamağı.
  • Deve kuyruğu.
  • Saban eğiği ki, ucunda demiri vardır.
  • Harman savurdukları yaba.

al-i beyt / âl-i beyt

  • Hz. Peygamberin (A.S.M.) sülâle-i tahiresinden yetişenler ve sünnet-i seniyyesinin menbaı ve muhafızı ve bihakkın sünnete ittibâ ve onu idâme ettirenler. Al-i Resul, Al-i Nebi, Al-i Muhammed ve Ehl-i Beyt gibi tâbirlerle de söylenir.

balıkhane kapısı

  • Topkapı Sarayı'nın Marmara kıyısındadır. Padişahlarca cezandırılan vezirler burada idam edilir, sürgün edileceklerse buradan gemilere bindirilirlerdi.

büyud

  • Yok olma, hiç olma, in'idam.

çarmih / çârmîh

  • Dört çivi. Birbiri üzerine dikey olarak konulmuş iki tahtadan meydana gelen, suçluları îdâm etmek için kullanılan haç şeklindeki darağacı. Bu cezâya çarptırılan kişi iki yana açılmış kollarından ve bağlanmış ayaklarından çivilenerek öldürülürdü.

cellad / cellâd

  • İdama mahkûm olanları idam etmeğe vazifeli olan adam.
  • Mc: Merhametsiz.
  • İdama mahkum olanların hükümlerini infaz etmeye vazifeli olan adam.

darağacı

  • İdama mahkûm olanların asıldıkları sehpa. (Türkçe)
  • İdam sehpası.
  • İdam sehpası.

giyotin

  • Eskiden Fransa'da idam cezalarının infazı için kullanılan, kafa kesmeye yarar âlet. (Fransızca)

hademe

  • Hizmetçiler, hâdimler.
  • (Çoğulu: Hıdâm) Halhal.
  • Devenin ayağını bağladıkları kayış.

hall ü akd

  • Çözme ve düğümleme. İdame etme. Müşkül mes'eleleri ve işleri halledip neticeye bağlama.

hallac-ı mansur

  • Asıl adı Hüseyin olan bu zat, tasavvuf mesleğinde meşhurdur. Manevi istiğrak hallerinde hissettiklerini, şeriata zâhiren zıd düşen ifadelerle söylediği için, Hicri 306 senesinde idam edilmiştir.

hınak

  • İdam ederken boyna geçirilen ip.

idame / idâme / ادامه

  • Devam ettirme, sürdürme. (Arapça)
  • İdâme edilmek: Sürdürülmek, devam edilmek. (Arapça)

idamhane / idamhâne

  • İdam yeri.

in'idam

  • İdama gitme. Mahvolma. Yok olma.

intihar

  • Kendi kendisini öldürmek. İdâm-ı nefs.

kemend

  • Eskiden idam için boyna geçirilen yağlı kayış. (Farsça)
  • Uzakta bulunan herhangi bir nesneyi yakalayıp çekmek için üzerine atılan ucu ilmekli uzunca ip. (Farsça)
  • Geyik ve benzeri hayvanların yuları. (Farsça)
  • Güzelin saçı. (Farsça)

maslub

  • Salbolmuş, asılmış. Asılarak idam edilmiş.

mu'dim

  • Öldüren, idam eden.

münhedim

  • (Hedm. den) Yıkılmış, inhidam olmuş, harab olmuş.

müstedim / müstedîm

  • (Devam. dan) Devamlı, daimî, sürekli.
  • Devamını isteyen, istidame eden.

müteheddim

  • (Hedm. den) Yıkılan, inhidâm eden.

sehba

  • Üç ayaklı küçük masa.
  • İdama mahkûm olanların idam edildiği üç ayaklı âlet.

sehpa

  • Küçük masa, idam tahtası.

siyaset / siyâset / سياست

  • Politika. (Arapça)
  • İdam cezası. (Arapça)

sokrat

  • Eski bir Yunan Feylesofu. (M.Ö. 470-400) Vahdaniyete ve ruhun bakiliğine inanmış ve bu fikrini yaymağa çalışmış. "Dünyada yalnız bir şey öğrenebildim, o da hiç bir şey bilmediğimdir." sözü meşhurdur. Devrinin inanışına zıd fikirlerinden dolayı mahkemece kendisine idam kararı verilmiş, baldıran otunu

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın