Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
idik
ifadesini içeren
34
kelime bulundu...
ab / âb / آب
Su.
(Farsça)
Deniz.
(Farsça)
Irmak
(Farsça)
Tükürük
(Farsça)
Özsuyu
(Farsça)
Ter
(Farsça)
Döl suyu
(Farsça)
Sidik
(Farsça)
Parlaklık
(Farsça)
Yüzsuyu.
(Farsça)
Letafet, hava.
(Farsça)
abdan
(Ab. dan) Bahçe kovası, bahçe sulamaya mahsus süzgeçli kova.
Sidik kesesi, mesane.
aşina / âşina / âşinâ / آشنا
Mâlumatlı, haberli olan. Arif. Bilgili. Mâlik. Tanıdık. Yabancı olmayan.
(Farsça)
Yüzücü.
(Farsça)
Bildik, tanıdık, bilen, tanıyan.
Bildik, tanıdık.
Tanıdık, bildik.
(Farsça)
Bilen.
(Farsça)
aşna / âşnâ / آشنا
Tanıdık, dost, aşina.
(Farsça)
aşnayan / âşnâyân / آشنایان
Tanıdıklar, dostlar.
(Farsça)
bevl
Sidik, idrar.
Sidik.
çeşm-aşina
Göz aşinalığı olan, tanıdık.
(Farsça)
hakın
Sidik zorluğu olan kimse.
halib
Sütçü, süt satan kimse.
Sidik borusu.
hallac / hallâc
Pamuk atan. Pamuğu didik didik eden.
Pamuğu didik didik eden.
hasat / hasât
Küçük taş parçası. Çakıl.
Tıb: Sidik yolunda taş peyda olmak.
hasat-ı bevliyye / hasât-ı bevliyye
Tıb: Sidik yollarında ve böbreklerde meydana gelen taş.
hasat-ı mesane / hasât-ı mesane
Tıb: Sidik kesesinde meydana gelen taş.
idrar / idrâr / ادرار
Sidik. Bevl.
Çokça akıtmak.
Devamlı vermek.
Sidik.
Sidik.
(Arapça)
ihlil
Erkek tenasül organının deliği, sidik yolu. Sidik deliği.
Kadınlarda memede sütün aktığı yer.
istibda
(İstibra') Ayırmak. Uzak etmek.
Küçük abdest bozduktan sonra idrardan temizlenmek, sidik eserinin tamâmen kesilmesini beklemek.
Nikâhla alınan dul bir kadının gebe olmadığına kanaat getirmek için, kadın bir âdet görünceye kadar beklemek.
istinca
Birisinden maksadını istihsal etmek.
İlm-i Hâlde: Pislikten temizlenmek. Abdest bozduktan sonra veya abdest almadan evvel; kan, sidik, meni' gibi şeylerin çıktıkları yeri temizlemek.
kasatura
Askerlerin, bellerine bağlayıp taşıdıkları ve süngü gibi kullandıkları düz ve kısa kılıç.
kesir-ül ahbab / kesir-ül ahbâb
Tanıdıkları, bildikleri çok olan.
menfuş
(Pamuk veya yün gibi) atılmış ve didilmiş. Dağılmış, didik didik edilmiş.
mesane / mesâne
Sidik torbası. Sidik kavuğu.
Sidik torbası.
mibvel
(Mibvele) Sidik kabı. Küçük abdest edilecek delikli taş veya oluk.
mizek
İdrar, sidik.
(Farsça)
müfettit
(Fett. den) Kıran, ezen, ufalayan. Didik didik eden.
musaye
Küçük sidik kabı.
Büyük kursak.
müvasat / müvâsât
Tanıdıklarını ve arkadaşlarını, kendisinde bulunan nîmetlere ortak etmek, onlarla iyi geçinmek.
muzaye
Küçük sidik kabı.
nakur
Sur gibi ağızla üflenerek çalınan boruya denir. Nakr; vurmak ve didiklemek mânalarına geldiği gibi, boru çalmak mânasına da gelir. Çünkü boru çalındığı zaman, içinden hava tazyiki ile didiklenmiş olacağı gibi, dışından da o ses, çarptığı kulakları didikleyeceği cihetle boruya "minkar" mânasıyla alâk
nesr
Hamele-i Arş'tan olan bir melek.
Akbaba, kartal.
Nuh kavminin putlarından birisinin ismi.
Yarayı deşmek.
Kuşun, eti didiklemesi.
Birinin aleyhinde konuşmak.
Güneyde bir parlak yıldız. Buna Nesr-ül vâki' denir. Batıdaki yıldıza ise: Nesr-üt-Tair
tefsire
Hastaların bevlini koyacak şişe. Sidik kabı.
teşrih
Bir kitap veya ibareyi anlaşılır şekilde açıklamak, tafsilât vermek. İnceden inceye didikleyip araştırmak.
Tıb: Bir cesedi kesip parçalara ayırarak incelemek.
üsr
Sidik tutulması, sidik zoru.
ütam
Sidik tutulması. İdrar tutukluğu.
yar / yâr
Dost, ahbab, tanıdık.
(Farsça)
Yardımcı.
(Farsça)
Âşık. Mâşuk, sevgili.
(Farsça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Tim
mütalaa
mukarrer
atil
Esbab
Külal
Hasur
temellük
Nefsi nefs
Çekide
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
idik
Seyahate
SÂ
Bolluk ve Bereket
Karpuz
donuk
tab etme
insan sesi
mırıl
hasma