Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
hira
ifadesini içeren
23
kelime bulundu...
buhayra-i rahib
(Bak: Bahira)
cebel-i nur / cebel-i nûr
Nûr dağı. Mekke-i mükerreme yakınında Peygamber efendimize ilk vahyin geldiği mübârek dağ. Hirâ, Hirâ Nûr dağı da denir.
cebel-ün nur
Mekke dağlarından, Hira veya Hırra veya Harra Dağı. Peygamberimize (A.S.M.) ilk vahyin geldiği dağ.
gar-ı hira
Hira mağarası; Peygamber Efendimize (a.s.m.) ilk vahyin geldiği mağaranın adı.
gar-i hıra / gâr-i hıra
Hıra mağarası.
harre
(Çoğulu: Hırâr-Hırârât-Harrun) Kara taşlı yer.
hars
(Çoğulu: Hırâs) Küp.
hazıkane
Mâhirâne, mâhir ve usta olan bir kimseye yakışacak şekil ve surette.
hıra / hırâ
Mekke-i Mükerreme'nin civarında bulunan ve Hz. Peygamber'e (A.S.M.) ilk vahyin geldiği mağaranın ismidir. Bu mağaranın bulunduğu dağa Hırâ dağı denildiği gibi, Harrâ veya Cebel-i Nur da denilmektedir.
Peygamberimize ilk vahyin geldiği mağara, Hira.
hıraş
"Tırmalayan, kazıyan" anlamıyla bileşik sıfatlar yapar. Meselâ: Dil-hıraş : Gönlü tırmalayan, inciten. Samia-hırâş : Kulak tırmalayıcı.
(Farsça)
hirmis
(Bak: HİRAMİS)
hirta
(Çoğulu: Hırâ) Zayıf dişi koyun.
huld azabı
Ahiratteki ebedî azab.
huvar
(Çoğulu: Ahvire-Hırân-Hurân) Anasından ayrılmayan deve yavrusu. (Anasından ayrılsa "fasil" derler.)
ihtiras
(Hiraset. den) Kaçınmak, kendini korumak, muhafaza etmek.
Kesmek.
inhiraf / inhirâf / انحراف
Doğru yoldan sapma.
Dönme.
Bozulma. Değişme.
Kırıklık.
Tecvidde: Harf okunduğu zaman o harfde, dil ucuna veya dil arkasına doğru bir meyli bulunmasına denir. İnhirâf sıfatının harfleri Lâm ve Ra harfleridir. Bunlara Münharif denir.
Sapma.
(Arapça)
İnhiraf olunmak:
Dönülmek.
(Arapça)
istifnan
Cins cins ayırma. Mâhirane bölme.
muhareset
(Hirâset. den) Muhâfaza, koruma.
münharif
(Harf. den) İnhiraf eden, yoldan çıkmış. Eğilmiş, çarpık. Usulünden çıkmış, sağlam olmayan.
Tecviddeki mânâsı için "İnhirâf"a bakınız.
Geo: Dört kenarlı, fakat hiçbir kenarı birbirine müsâvi ve müvâzi (eşit ve paralel) olmayan şekil. Sadece iki kenarı birbirine müvâzi (parale
münharit
(İnhirat. dan) Bir yola süluk eden.
sinimmar
Ay, kamer.
Gece uyumayan erkek.
Harami.
Tar: Rum milletinden bir üstâdın adıdır. Numan bin Münzir için Hira'da bir köşk yapmıştı. Bunun bir eşini daha kimseye yapmasın diye Numan bin Münzir o köşkün üstünden attırıp öldürdü. (Ahter-i Kebir'den)
taharrüf
Sapmak. İnhiraf etmek.
takhir
(Çoğulu: Takhirât) (Kahr. dan) Kahretme.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
katip
fasl-ı gül
telvihat
mu'sırat
kâmrânî
muhabbetkarane
Ma'dud
kuddise sırruhu
haymenişin
sergerde
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
hira
cebel
Belirti
Habes
vazgeçmiş
Çeviri
sihir
şeair-i İslâmiye
yetersiz
Kemalat