REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te hed kelimesini içeren 38 kelime bulundu...

atiye

  • Hediye, bağış, ihsan.

atiyye / عَطِيَّه

  • Hediye, ihsan.
  • Hediye. Bahşiş. Lütüf ve ihsan.
  • Hediyye, ihsan, bahşiş.
  • Hediye.

bizr

  • Heder olmak.

burcas

  • Hedef. Yüksek bir yerde bulunan nişangâh.

cezh

  • Hediye, atâ, bahşiş vermek.

delh

  • Heder olmak, boşa ve faydasız olarak gitmek.

ehdaf / ehdâf / اهداف

  • Hedefler. (Arapça)

gayetteki kemal / gayetteki kemâl

  • Hedefteki mükemmellik.

heda / hedâ

  • Hediye.

hedaya / hedâyâ

  • Hediyeler.
  • Hediyeler.

hediye-i vakfiye

  • Hediye olarak vakfedilen.

ihda / ihdâ / اهدا

  • Hediye etme.
  • Hediye etme. (Arapça)
  • İhdâ edilmek: Hediye edilmek. (Arapça)
  • İhdâ etmek: Hediye etmek. (Arapça)

ihda etmek / ihdâ etmek

  • Hediye etmek, hediye olarak sunmak.

ihdaiyye

  • Hediye etme vesilesiyle yazılan yazı.

ihtilaf-ı turuk / ihtilâf-ı turuk

  • Hedefe giden yolların birbirinden farklı ve çeşitli olması.

intişar-ı arzani / intişar-ı arzanî

  • Hedefin sağ veya sol taraflarına düşen mermilerle, hedef arasında kalan mesafe.

istihdaf / istihdâf / استهداف / اِسْتِهْدَافْ

  • Hedef edinme, gaye edinme, amaçlama.
  • Hedef edinme.
  • Hedef edinme. (Arapça)
  • İstihdaf eylemek: Hedef edinmek. (Arapça)
  • Hedef alma.

kasd

  • Hedef, maksat.

latafe

  • Hediye, armağan.

mahall-i maksud

  • Hedeflenen, varılmak istenen yer.

meniha

  • Hediye, armağan, bahşiş.

mesil-i garaz / mesîl-i garaz

  • Hedefin, maksadın mecrası, akıntı yatağı.

müczil-el ataya / müczil-el atâyâ

  • Hediye ve ihsanlarını çok çok veren. İhsanlarını çoğaltan.

muhadat

  • Hediyeleşmek. Karşılıklı olarak hediyeler vermek.

mühda

  • Hediye gönderilmiş, hediye verilmiş.

muthef

  • Hediye, armağan. İthaf olunan şey.

muthif

  • Hediye veren, armağan eden. İthaf eden.

nişande

  • Hedef. Nişan olarak dikilmiş şey.

pişkeş

  • Hediye, armağan, hibe. (Farsça)

taaddüd-ü mesalik

  • Hedefe ulaştıran yol ve yöntemlerin çokluğu.

tahiyyat / tahiyyât

  • Hediyeler.

tahiyye

  • Hediye.

tehdiye

  • Hediye verme, bağışlama.

tuhfe / تحفه

  • Hediye, armağan, değerli şey.
  • Hediye. (Arapça)

urza

  • Hedef.

vahib-ül ataya / vâhib-ül atâyâ

  • Hediyeler bağışlayan. Bağışlar ihsan eden. (Cenab-ı Hak (C.C.)

vezime

  • Hediye.

yadigar / yâdigâr

  • Hediye, armağan.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın