Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
haysiyet
ifadesini içeren
51
kelime bulundu...
ab-ı ruy / ab-ı rûy
Yüz suyu, şeref, haysiyet, nâmus.
ad
İsim, nam, şöhret, şan, itibar, haysiyet.
alicenab / âlîcenâb / عالى جناب
Cömert.
(Arapça)
Haysiyetli.
(Arapça)
ashab-ı meymene / ashâb-ı meymene
Dinen ihtiram mevkiinde bulunan yüksek haysiyet sahibleri. Hayırlı kimseler.
aziz / azîz
İzzet, şeref ve haysiyet sahibi Allah.
dab
Şan ve şeref, haysiyet.
(Farsça)
dalkavuk
Eline maddî menfaatler, para vesaire geçirmek için yaltakçılık ve soytarılık edip kendi vakar ve haysiyetini muhafaza etmeyen adam.
(Türkçe)
ehl-i haysiyet
Haysiyet, itibar ve şeref sahipleri.
ektar
(Tekili: Keter) Haysiyetler, onurlar, şerefler, şanlar, ünvanlar, soylar. Nesebler, dereceler, mertebeler.
emacid
(Tekili: Emced) Emcedler, en şanlılar, en şerefliler, eşrefler, en fazla haysiyet ve onur sahibi olan kimseler.
emcad
(Tekili: Mecid) şeref, onur ve haysiyet sahibleri.
ercmendi / ercmendî
Haysiyetli, şerefli, itibarlı, muhterem.
(Farsça)
ervend
Tecrübe, deneme, sınama.
(Farsça)
şeref, şan, şöhret, nam ve itibar, haysiyet.
(Farsça)
esil
Şerefli, şanlı, namlı, haysiyetli, itibarlı ve otoriter kişi.
gayret
Hamiyet, şeref, haysiyet.
gayret-i vahşiyane / gayret-i vahşiyâne
Vahşî, medeniyetten uzak gurur ve haysiyet.
hamiyet
Gayret.
Nâmustan gelen gayretle utanma veya kızma.
İstinkâf etmek.
Mukaddesatı ve milletin haklarını, mâmus ve haysiyeti korumak hususlarında gösterilen gayret ve ihtimam hasleti. İman ve İslâmiyeti ve Hz. Peygamber'in (A.S.M.) Sünnet-i Seniyyesini ve din ve mücahede
hamiyet-i aliye / hamiyet-i âliye
Din, millet gibi mukaddes değerleri en üst düzeyde koruma duygusu ve gayreti; millî onur ve haysiyet.
hamiyet-kar / hamiyet-kâr
Hamiyetli. Haysiyet ve şeref sahibi.
(Farsça)
harf-endaz
Söz atan; dokunaklı, haysiyete ilişen söz söyleyen.
hasb
(Haseb) Birisinin sülâlesi cihetinden iftihar yolu ile saydığı iyilik. Mal, din, millet. Kerem, fiil ve amelde yüksek şeref, iyi iş, sâlih amel. Şeref, asalet, şan, kadr ve haysiyet.
Dolayı, cihetiyle, gereğince.
haysiyet-i ilmiye
İlmin haysiyeti, şerefi.
haysiyet-i milliye
Millî haysiyet, şeref.
haysiyet-şiken
Haysiyet kıran.
(Farsça)
hürmet
Riâyet. İhtiram.
Haysiyet. Şeref.
Haram olma. Haramlık.
Irz, nâmus gibi başkasına helâl olmayan husus.
i'tibar
(İtibâr) Ehemmiyet vermek. Hürmet, riâyet ve hatır saymak. Kulak asmak. İbret alıp uyanık olmak. Birisini veya sözünü makbul farzetmek.
Taaccüb etmek.
Şeref, haysiyet.
Bir şeyin gerçek değil, kararlaştırılan değeri.
Ticarette söz veya imzaya olan itimad.
<
i'tibarat
(Tekili: İ'tibar) İ'tibarlar, şeref ve haysiyetler.
Var sayılan şeyler, faraziyeler.
ibtişak
Haysiyet ve nâmusa dokunma.
Yalan söyleme.
ırz
Namus. Temizlik. Cinsî haysiyet.
Ehil ve ıyal. İnsanın korumağa mükellef olduğu nefsi, hasebi, şerefi ve mahremleri, zemmedilecek veya medhedilebilecek durumları.
izlal
(Züll. den) Alçaltmak. Haysiyetsiz ve hakir etmek.
izzet-i iktidar
Gücün haysiyet ve şerefi.
izzet-i nefis
İnsanın vakar, şeref ve haysiyetini muhafaza etmesi.
Zillete düşmiyerek şeref ve haysiyeti muhafazaya çalışmak. Vakar.
izzet-i nefs
İnsanın vakar, şeref ve haysiyetini muhafaza etmesi.
izzet-i rabbaniye / izzet-i rabbâniye
Rab olan Allah'ın izzeti, şeref ve haysiyeti.
kadr
İtibar. Değer, kıymet. Haysiyet. Derece miktarı. Miktar. Meblağ. Takat. Takdir, rızkı taksim eylemek. Gına.
Değer, itibar, onur, haysiyet, meziyet.
Rütbe, derece.
kemal-i izzet / kemâl-i izzet
İzzet ve haysiyetinden tâviz vermeme.
kemal-i izzet ve şecaat
Mükemmel bir izzet, haysiyet ve kahramanlık.
kemal-i izzet ve şeref / kemâl-i izzet ve şeref
Tam bir izzet, şeref ve haysiyet sahibi olma.
kepaze
İtibarsız, âdi, mübtezel, kıymetsiz kimse. Haysiyetsiz, şerefsiz, rezil. Hürmet ve saygıya müstahak olmıyan.
Tâlim için kullanılır yay.
miş'ar
Şan, şeref, haysiyet ve vakar.
mu'teberan
(Tekili: Mu'teber) Şerefli, haysiyetli ve itibarlı kimseler.
Bir yerin, bir mesleğin veya bir sınıfın ileri gelenleri. Hükmü geçip, inanılır olanlar.
mücahid-i alicenab / mücâhid-i âlicenab
Şerefli, haysiyetli mücahid.
mütemacid
İtibar, şeref ve haysiyetiyle iftihar edip övünen.
namus-u islamiye-i milliye / namus-u islâmiye-i milliye
İslâmî, millî namus ve onlara ait şeref, haysiyet.
namuskar / namuskâr
Namuslu, haysiyetli, şerefli.
rüsvayi / rüsvayî
Rezillik, itibarsızlık, haysiyetsizlik.
(Farsça)
şerafet-i ilmiye
İlmin şeref ve haysiyeti.
şiken
(Şikesten mastarından) Kıvrım, büküm.
(Farsça)
Koparan, parçalayan mânâsında birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Haysiyet-şiken : f. Haysiyet kıran.
(Farsça)
tak-ı mualla / tâk-ı muallâ
Yüksek şerefe. Yüksek kubbe.
Yüksek haysiyet ve şeref sahibi.
vakār / وَقَارْ
Haysiyetini koruma, ağırbaşlılık.
vecahet
Güzellik, güzel yüzlülük, gösterişlilik.
Haysiyet, şeref, onur, itibar.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
مسند
ehad ve samed
مسلم
مسخر
مسجد
takdis etmek
te'dib
Mertebe-i iman
Mevat
مسافر
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
haysiyet
Şâyeste
Urum
Sonraki Gün
Siyase
çam
kötü davranış
allahu teala
yaş
olmama