Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
harik
ifadesini içeren
122
kelime bulundu...
acaib-i seb'a-i alem / acaib-i seb'a-i âlem
Dünyanın yedi harikası.
acaib-i seb'a-i meşhure
Dünyanın yedi harikası.
acibe / acîbe
Alışılmış surette olmayan. Çok hârika. Acib ve garip, hayret verici, şaşılacak şey.
acibe-i san'at / acîbe-i san'at
San'atın acipliği, harikalığı.
acip tevafuk
Harika, şaşırtıcı uygunluk, denk düşme.
ade / âde
Âdet kelimesinin arabca terkiblerdeki kısalmış şekli. Meselâ: Harikulâde, alelâde, fevkalâde.
adiyat / âdiyat
(Tekili: Âdi) Her zaman meydana gelen hârikulâde ve birer mu'cize-i kudret olmakla beraber, insanlarca alışılmış olduğundan kuymeti bilinmeyen hâdiseler.
Kıymetsiz şeyler.
batın / bâtın
Bütün varlıkların iç yüzünü ve özellikle canlıların içlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratan ve işleten Allah.
bedaat-i harika / bedâat-i harika
Harika, olağanüstü güzellik.
bedayi'
Harika özellikler.
bedayi-i san'at
San'atın harikaları, eşsiz ve benzersiz ürünleri.
bediüzzaman / bedîüzzaman / بديع الزمان
Zamanın harikası ve en mükemmeli
Zamanın harikası.
bid'at-üz zaman
Zamanın bid'ası. Yeni çıkan harikulâde şey. Zamanın acib ve garibi.
bidatüzzaman / bidâtüzzaman
Zamanın görülmemiş ve harika olanı.
camiiyet ve harikiyet-i lafziye / câmiiyet ve harikiyet-i lâfziye
Sözün harikalığı ve kapsamlılığı.
camiiyet-i harika / câmiiyet-i harika
Harika kapsamlılık.
cevşen-i kebir / cevşen-i kebîr
Büyük zırh. Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (A.S.M.) vahiyle gelen en azîm ve en mühim bir münâcâtın ismidir. Bu harika münâcât, mârifetullahda terakki eden bütün âriflerin münâcâtının fevkindedir. Bin hâsiyeti olan ve bin Esmâ-i Hüsnâ'yı içine alan emsalsiz bir münâcât-ı Peygamberiyedir.
cezalet-i nazmiye
Kur'an-ı Kerim'deki kelime ve harflerin harika bir ahenk ve münâsebet ile nazm ve tertibindeki cezâlet.
cihazat-ı acibe / cihâzât-ı acîbe
Şaşırtıcı, harika cihazlar, âletler.
dahi
Eşine ender rastlanır, hârikulâde zekâ, fatanet ve hikmet sâhibi.
dahiye / dâhiye
Hârikulâde zekâ ve fetanet sahibi.
Âfet, belâ, musibet. Kazâ. Emr-i azîm. Büyük iş ve hâdise.
dahiye-i hilkat / dâhiye-i hilkat
Yaratılış harikası.
Yaradılıştan dâhi olan. Hârika.
deha-i fenni / deha-i fennî
Fen ve dünyevi ilimlerde çok ileri görüşlülük ve harika zekâlı olmak.
ef'al-i acibe-i ilahiye / ef'âl-i acîbe-i ilâhiye
Cenab-ı Allah'ın şaşırtıcı ve hayret uyandırıcı harika fiilleri.
enva-ı acaip / envâ-ı acaip
Mükemmel, harika türler, mahluklar.
ervah-ı harika
Harika ruhlar, üstün ruhlar.
eser-i bedia / eser-i bedîa
Benzersiz, harika eser.
eşhas-ı harika
Harika, olağanüstü şahıslar.
esma-i fatır / esmâ-i fâtır
Herşeyi yoktan ve harika üstün sanatıyla yaratan Allah'ın isimleri.
fatır / fâtır
Benzeri bulunmayan şeyi harika üstün sanatıyla yaratan Allah.
Benzeri bulunmayan şeyi yaratan. Hârika üstün san'atiyle yaratan. Halkedici Allah (C.C.)
fatır-ı alim / fâtır-ı alîm
Herşeyi bilen ve harika üstün san'atıyla yaratan, sonsuz ilim sahibi Allah.
fatır-ı bimisal / fâtır-ı bîmisal
Benzersiz şeyleri hârika ve üstün sanatıyla yaratan Allah.
fatır-ı hakim-i zülcemal / fâtır-ı hakîm-i zülcemâl
Sonsuz güzellik sahibi, herşeyi hikmetle ve harika üstün sanatıyla yaratan Allah.
fatır-ı kerim / fâtır-ı kerîm
Sonsuz cömertlik ve ikram sahibi olan ve herşeyi hârika, eşsiz sanatıyla yaratan Allah.
fatır-ı kerim-i zülcemal / fâtır-ı kerîm-i zülcemâl
Sonsuz güzellik, lütuf ve cömertlik sahibi ve herşeyi hârika üstün sanatıyla yaratan Allah.
garaib / garâib
Gariplik; alışılmışın dışında, harika olan.
garaib-i hilkat
Yaratılış harikaları.
garaib-i nukuş
Nakışlardaki harikâlıklar.
garaib-i san'at
Sanatın gariplikleri, hârikalıkları.
garibeler
Garip, şaşırtıcı, harika şeyler.
hadisat-ı i'caziye / hâdisât-ı i'câziye
Mu'cize olaylar, harika haller.
hadise-i mu'cizekarane / hâdise-i mu'cizekârâne
Mu'cizeli olay, olağanüstü , harika olay.
hakayık-ı seb'a
Yedi hakikat. Fatiha suresinin yedi âyeti. İmanın altı şartı ve İslâmiyet ile yedi olan mühim hakikatlar. Kur'an-ı Kerim'in yedi vechile hârika olması gibi hakikatlar.
harık / hârık
Harika.
harık-ı ade / hârık-ı âde
Âdeti yırtan, âdetin dışarısında, hârikulâde.
harik-zede / harîk-zede
(Çoğulu: Harikzedegân) Yangından zarar görmüş kişi. Evi ve eşyaları yanmış kimse.
(Farsça)
harika / hârika / خارقه
Harika.
(Arapça)
harika-asa / harika-âsâ
Harika.
harika-i beşeriye
İnsanlık harikası.
harika-i fıtrat
Yaratılış harikası.
harika-i hakikat / hârika-i hakikat
Hakikat hârikası, varlıkların ardındaki gerçeğe ulaşmada hârika olan.
harika-i hikmet / hârika-i hikmet
Hikmet harikası.
harika-i hikmet-i rabbaniye / harika-i hikmet-i rabbâniye
Rab olan Allah'ın hikmet harikası.
harika-i ilmiye
İlimdeki harikalığı, mükemmelliği.
harika-i kudret
Allah'ın kudret harikası.
harika-i san'at
San'at harikası.
harika-i san'at-ı halıkane / harika-i san'at-ı hâlıkane
Allah'ın yarattığı san'at harikası.
harika-i zaman
Zamanın harikası.
harika-i zamani / harika-i zamanî
Zamanın harikası, eşsiz olanı.
harika-nüma / harika-nümâ
Harika gösteren.
harika-pişe / hârika-pişe / hârika-pîşe
Hârikalı. Hârika işler yapan.
(Farsça)
Hârika işler yapan.
harikanüma / hârikanümâ
Harikalı.
Harika gösteren.
harikapişe / hârikapîşe
Harika eserler yapan.
harikat / hârikat
(Tekili: Hârika) Şaşılacak şeyler, hârikalar. İnsanda hayret uyandıran şeyler.
harikavi / hârikavî
Harika cinsinden, harika gibi.
harikıyet
Harikalık.
havarık / havârık
(Tekili: Hârika) Acib ve garip olan hâdise. İnsanda hayret ve hayranlık uyandıran şeyler.
Okun nişanı delerek öbür tarafından çıkıp gitmesi.
Harikalar.
Harikalar.
havarik / havârik / خوارق
Harikalar, olağanüstü haller.
Harikalar.
(Arapça)
havarık-ı ade / havarık-ı âde
Fevkalâde olaylar, hârika hâdiseler.
havarık-ı beşeriye / havârık-ı beşeriye
İnsanlık harikaları.
havarık-ı iktidar / havârık-ı iktidar
Kudret harikaları.
havarık-ı kudret / havârık-ı kudret
Kudret harikaları.
havarık-ı medeniyet / havârık-ı medeniyet
Medeniyet harikaları.
havarık-ı rahmet / havârık-ı rahmet
Rahmet harikaları.
havarık-ı san'at / havârık-ı san'at
Sanat harikaları.
havarık-ı sun'iye / havârık-ı sun'iye
San'at harikaları.
havarık-ı zahire
Gözle görülebilen harikalar.
hüve'l-batın / hüve'l-bâtın
O Bâtındır; bütün varlıkların içyüzlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işleten ve herşeyin iç âlemine hükmeden Allah'tır.
icaz-ı harika / îcâz-ı harika
Harika bir icâz, vecizli bir ifade.
iktidar-ı bedi
Eşsiz, harika güç, harika bir işi yapabilme kudreti.
imkan-ı örfi / imkân-ı örfî
Emsaline pek az rastlanan hârika bir âdet veya keramet gibi.
irhas / irhâs
Bir peygamberden, peygamberliği bildirilmeden önce meydana gelen hârikulâde (olağanüstü) haller.
irhasat / irhâsât
Hayırlı işlerle uğraşmak.
Sağlam şey.
Ist: Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) nübüvvetinden evvel zuhur eden hârikulâde haller ki, bunlar peygamberliğine delil teşkil eden hâdiselerdendir.
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) peygamberliğinden evvel meydana gelen ve peygamber olacağına işaret eden harika hâller, belirtiler.
Efendimizin peygamberlikten önceki harika hâlleri.
irhasat-ı ahmediye
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) peygamberliğinden evvel meydana gelen ve peygamber olacağına işaret eden harika haller, belirtiler.
irşad-ı i'cazkarane / irşad-ı i'câzkârâne
Harika bir tarzda irşad edip doğru yolu gösterme.
işarat-ı harika-i aleviye
Hz. Peygamberden (a.s.m.) aldığı derse binaen Hz. Ali'nin (r.a.) harika işaretleri.
ism-i batın / ism-i bâtın
Allah'ın, bütün varlıkların iç yüzünü ve özellikle canlıların içlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işlettiğini gösteren ismi.
istidrac / istidrâc
Kâfir ve fâsıklarda görülen hârikulâde, olağanüstü haller.
Derece derece yükselmeyi istemek.
Fâsık veya kâfir olduğu belli bir şahsın gösterdiği harika.
izhar-ı harika
Harika bir şeyi ortaya koyma, gösterme.
kabiliyet-i harika
Harika kabiliyet.
keramet / kerâmet
Allahın izniyle velîlerin gösterdikleri harikalar.
keramet-i ilmiye
İktisab suretiyle olmayıp, vehbi yani Cenab-ı Hakk'ın atiyyesi olarak geniş bir ilme mazhariyyetten hâsıl olan ilmi keramet.
İlim tahsili ile çok büyük ilim sâhibi olan bir allâmeden çok daha yüksek vâsi' ve hârikulâde bir ilme mazhar bulunan, hem ilmî dehâsı ve fart-ı zekâsı tecrübe
mahlukat-ı acibe / mahlûkat-ı acibe
Şaşırtıcı mahlûklar, harika yaratıklar, varlıklar.
mahşer-i acaib / mahşer-i acâib
Herkesi hayrete sevkeden toplanma. Veya toplanma yeri.
Hayret edilecek harika şeylerin bulunduğu yer.
measir / meâsir
Harika işler, unutulmaz olaylar.
mehrak
(Çoğulu: Mehârik) Sahife, sayfa.
mihrak
(Çoğulu: Mehârik) Ağaç kılıç.
Yırtıp parçalayacak âlet.
mu'cizat / mu'cizât
Mu'cizeler. Allah tarafından verilip, yalnız peygamberlerin gösterebilecekleri büyük harika işler.
Mûcizeler. Allahü teâlânın peygamberlerine, peygamberliklerini isbât etmeleri için ihsân etmiş olduğu hârikulâde yâni âdet dışı (olağan üstü) hâller. Mûcize kelimesinin çokluk şeklidir.
mu'cize
Peygamberlerden aleyhimüsselâm peygamberliklerine delil olarak Allahü teâlânın izniyle meydana gelen hârikulâde (olağanüstü) haller.
İnsanların, yapmasında âciz kaldıkları ve ancak Allah tarafından peygamberlere nasib olan hârika. Kerametten yüksek, fevkalâde hâdise.
Mu'cize, Halik-ı Kâinat tarafından peygamberlerin hakkaniyetine ait bir tasdiktir. Sahih hadislerle mu'cizeler haber verilmiş ve tesbit edilmiştir.
mu'cize-i harika-i kudret
İlahî kudretin harika mu'cizesi.
mucize / mûcize
İnsanların yapamadığı harikalar.
muharrak
(Harik. den) Yakışmış, yanmış. Tahrik olunmuş.
müzeyyin
Süsleyen, her eserini harika nakışlarla süsleyen Allah.
nabiga
(Çoğulu: Nevabig) Şanı, şöhreti büyük adam. ulu, şerefli kimse.
Sonradan şâir olan.
Üstün zekâlı hârika ve çok fasih kimse.
nadire-i hikmet
Hikmetin az bulunan harikası.
nevadir-i hilkat / nevâdir-i hilkat
Nadir yaratılışta olan; yaratılış harikası.
nizam-ı bedi / nizam-ı bedî
Eşsiz olan harika sistem, düzen.
nukuş-u bedayikarane / nukuş-u bedayikârâne
Eşsiz ve benzersiz şekildeki harika nakışlar.
risale-i harika
Harika risale.
risale-i harika ve camia / risale-i harika ve câmia
Harika ve pek çok özelliği üzerinde barındıran risale.
san'at-ı bedi / san'at-ı bedî
Eşsiz, güzel ve harika san'at.
san'at-ı harika / san'at-ı hârika
Hârika san'at.
saray-ı vücud
Bin kubbeli harika bir saraya benzetilen insan vücudu.
şecaat-i harika
Harika yiğitlik, cesurluk.
semerat-ı harika / semerât-ı harika
Harika meyveler.
sure-i azime-i harika / sûre-i azîme-i hârika
Harika olan büyük sûre.
tayyibat / tayyibât
(Tekili: Tayyibe) Bütün güzel sözler, güzel mânalar, harika güzel cemaller.
Bütün kâinat yüzünde cemalleri görünen ezelî Esma-i Hüsnâ'nın cilveleri.
tılsım-ı kur'ani / tılsım-ı kur'ânî
Harika sonuçlar doğuran Kur'ân hakikatleri; Kur'ân'ın gayet tesirli, derin hakikatleri.
vaziyet-i harika
Harika bir durum.
ya musavviri! / yâ musavvirî!
Ey bana harika bir şekil ve suret veren Musavvirim!.
yed-i beyza / yed-i beyzâ
Musa Aleyhisselâm'ın mu'cize olarak gösterdiği beyaz ve parlak eli. Bu tabir mecaz olarak keramet ve hârikulâde haller ve meziyetler hakkında kullanılır.
zat-ı zihavarık / zât-ı zîhavârık
Harikalar sahibi zât.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
rü'yet
Müşahede
alim-i mürşid
memil
baran
mehabet
DErun
dekes
ilka etmek
ikdam
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
harik
MİR
Aklini
horultu
aydal
miğ
şabahın
hamis
dilara
masdar