Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
hamd
ifadesini içeren
85
kelime bulundu...
ahmed
Daha çok hamdeden.
Çok övülmeğe ve medhedilmeğe lâyık.
Çok sevilen. Beğenilmiş.
Hz. Peygamber'in (A.S.M.) bir ismi.
Çok hamdeden, övülmeye en lâyık olan.
bakiyat-ı salihat / bâkiyât-ı sâlihât
İnd-i İlahîde ecr-i sâliha. Bâki olan sâlih ameller.
Elhamdülillah, Sübhanallah ve Allahuekber gibi kudsî kelâmlar.
bihamdihi ve'l-minne / bihamdihî ve'l-minne
Hamd ve minnet Allah'a mahsustur.
elhamdü lillah / elhamdü lillâh
"Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet Allah'a mahsustur".
elhamdü lillahi / elhamdü lillâhi
"Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet Allah'a mahsustur".
elhamdü lillahi ala dini'l-islam ve kemali'l-iman / elhamdü lillâhi alâ dîni'l-islâm ve kemâli'l-îmân
İslâm dinini ve kusursuz bir imanı nasip ettiği için Allah'a hamd olsun.
elhamdü lillahi ala kemali'l-iman / elhamdü lillâhi alâ kemâli'l-îmân
Mükemmel imandan dolayı Allah'a hamdolsun.
elhamdü lillahi ala külli hal / elhamdü lillâhi alâ külli hal
Her türlü hâl için Allah'a hamd olsun!.
elhamdü lillahi ala ni'meti'l-iman / elhamdü lillâhi alâ ni'meti'l-iman
İman nimetinden dolayı Allah'a hamdolsun.
elhamdü lillahi ala nuri'l-iman / elhamdü lillâhi alâ nûri'l-îmân
İman nurunu nasip eden Allah'a hamd olsun.
elhamdü lillahi ala rahmaniyyetihi ve ala hakimiyyetihi / elhamdü lillâhi alâ rahmâniyyetihî ve alâ hakîmiyyetihî
Hamd ve şükür sonsuz merhamet sahibi ve herşeyi hikmetle, bir gaye ve maksatla yaratan Allah'a aittir.
elhamdü lillahi rabbi'l-alemin / elhamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn
Hamd ve şükür âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
elhamdü lillahi teala / elhamdü lillâhi teâlâ
Hamd ve şükür yalnızca yüce olan Allah'a mahsustur.
elhamdü-lillah
Kısaca meali: Her ne kadar hamd ve şükür varsa, ezelden ebede ve kimden kime olursa olsun hepsi Allah'a mahsustur. İman, şükür, hamd, memnuniyet ifâde eden bir deyimdir.
elhamdülillah / elhamdülillâh / الحمد للّٰه / اَلْحَمْدُ لِلّٰهْ
"Hamd, şükür Allahü teâlâya mahsûstur, bütün nîmetler O'ndandır" mânâsına mübârek, kıymetli bir söz. Buna hamdele de denir.
Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet Allah'a mahsustur.
Allaha hamdolsun.
Hamd Allah'a aiddir.
Hamd Allaha mahsûsdur.
emma ba'd / emmâ ba'd
Bundan sonra, asıl meseleye gelince mânâsında; söz başı, besmele, hamdele ve duadan sonra söylenen söz, fasl-ı hitâb (söze başlama).
essalavat
Peygamberimiz Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimize veya Cenab-ı Hakk'a (C.C.) karşı hamd, şükür ve teşekkür ifade eden dua, selâm ve salâvâtlar.
et-tahiyyatü
Bütün mahlukatın hayatları, kal ve hâl dilleri ile Hâlıkları olan Allah'a (C.C.) karşı yaptıkları hamdler, şükürler, mânevi hayat hediyeleri.
faraklit
İncilde mezkur olan Hz. Muhammed'in (A.S.M.) ismidir. El-Faraklit, El-Baraklit de hamdeden, hak ile bâtılı birbirinden ayıran, fâruk, hakperest mânalarına gelir.
fe-lillahi'l-hamdu / fe-lillâhi'l-hamdu
Allah'a hamd olsun.
felillahi'l-hamdü ve'l-minnetü / felillâhi'l-hamdü ve'l-minnetü
"Hamd ve minnet sadece Allah'a aittir".
felillahilhamd / felillâhilhamd
"Allah'a hamd olsun".
Allaha hamdolsun.
halka-i tahmidat-ı ahmediye
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) halkla beraber Allah'a hamdettiği hamd halkası.
hamd
Medih, övmek.Cenab-ı Hakk'a karşı kulların memnuniyet ve sevinçlerini ve O'na hamd ve şükür ile medihlerini bildirmeleri, senâ etmeleri.
hamd ü sena
Cenab-ı Hakk'a hamd ve O'nu isimleriyle medhetmek.
hamd ü sena etmek / hamd ü senâ etmek
Hamd etmek ve övmek.
hamd-i binihaye / hamd-i bînihaye
Nihayetsiz hamd, sonsuz şükür.
hamd-i vahid / hamd-i vâhid
Bir "hamd".
hamd-i zekeriyya-yı rahmet
Hz. Zekeriyya'nın (a.s.) rahmete vesile olan hamd ve şükrü.
hamd-ü şükr ü sena / hamd-ü şükr ü senâ
Şükür, hamd ve senâ.
hamdele
"Elhamdülillah" demenin kısaca ismi. Bu sözün masdar haline getirilip kısaltılması.
Elhamdülillah ifadesinin ismi.
Elhamdülillah veya bu mânâdaki sözler. Elhamdülillah sözünün mânâsı, Allahü teâlâya hamd olsun, ben her hâlimde O'ndan memnûnum demektir.
Elhamdülillah sözü.
hamden sümme hamden
Hamd üstüne hamd olsun, sonsuz şükürler olsun.
hamid / hamîd / hâmid / hâmîd / حامد / حَامِدْ
Sena edilmeğe, medhedilmeğe elyak olan. Dünya ve âhirette hamd kendisine mahsus olan Allah (C.C.)
Isparta Vilâyetinin Osmanlılar devrindeki adı.
Allahü teâlâya hamdeden.
Hamd eden.
Hamd eden, şükreden. (Hz. Muhammed (s.a.v.)'in lakabı.)
Cenab-ı Hakk'a hamd ü sena eden. Allah'a şükreden.
Hz. Peygamber'in (A.S.M.) isimlerindendir.
Hamdeden.
Hamd eden, şükreden.
(Arapça)
Hamd eden, öven.
hamidin / hâmidîn
(Tekili: Hâmid) Hamdedenler, hâmidler.
hamidun / hâmidûn
(Tekili: Hâmid) Hamdedenler, hâmidler.
hammadun
Çok hamdedenler. Çok çok şükür ve duâ edenler.
hazır hamdler
Şimdiki zaman içinde yapılan hamdler, şükürler.
hutbe
Hitâbe, nutuk, konuşma, vâz. Cumâ namazlarından evvel, bayram namazlarından sonra hatîbin (imâmın) minber denilen yüksekçe yerde cemâate karşı okuduğu Allahü teâlâya hamd, Resûlullah'a salât ve selâm ve mü'minlere nasihat ve duâdan ibâret bir ibâdet.
karamita / karâmita
Milâdî dokuzuncu asırda Hamdan Karmat tarafından kurulan bozuk fırka. İsmâiliyye ve Bâtıniyye de denir.
kelime-i menhute
Aslı iki kelime olan bir tâbirin bir kelime ile söylenişi: "El Hamdüllilâh" yerine "Hamdele" söylenmesi gibi. "Bismillâh" yerine "Besmele" denmesi gibi.
kelime-i tayyibe
Allah ve Resulullah kelâmı. Dua, niyaz ve salâvatlar gibi kelâmlar. Meselâ (Sübhânallah velhamdülillah ve Lâilâhe illâllah vallahü Ekber) kelime-i tayyibedir.
lam-ı ta'rif veya lam-ı istiğrak / lâm-ı ta'rif veya lâm-ı istiğrak
Kelimenin mânâsını umuma teşmil ettiği için, istiğrak mânâsı verilir. El-i istiğrak veya harf-i ta'rif de denir. Meselâ: Hamd kelimesi herhangi bir hamdi ifâde ettiği halde; El-Hamd dediğimiz zaman her ne kadar hamd varsa, bütün hamd ve senâlar mânâsına gelir. Bu, harf-i ta'rif ile olur. Harf-i ta'r
lebbeyk
Hac, umre veya her ikisini yapmak üzere niyyet ederken yâni ihrâma girerken başlayıp, Mina'da Cemre-i akabede (büyük cemrede) şeytan taşlanırken atılan ilk taşla söylemesi son bulan mübârek sözler: Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk innelhamde venni'mete leke vel-mülke
lehü'l-hamd
Allah'a hamd olsun!.
lehü'l-hamd ve'l-minne
Hamd ve minnet Allah'a mahsustur.
lehü'l-hamdü ve'l-minne
Hamd ve minnet Allah'a mahsustur.
lehul hamdu ve'l-minnetu
Tüm hamd ve minnetler Allah'a mahsustur.
lehülhamd
Allah'a sonsuz hamd olsun.
Allaha hamdolsun.
lillahi'l-hamdü ve'l-minne / lillâhi'l-hamdü ve'l-minne
Tüm hamd ve minnetler Allah'a mahsustur, O'na aittir.
lillahi-l hamd / lillâhi-l hamd
Ne kadar hamd ve şükürler varsa ve olmuşsa, cümlesi Allaha mahsustur, ona gider, ona âittir.
lillahil-hamd / lillâhil-hamd
Allah'a hamd olsun ki.
lillahilhamd / lillâhilhamd
"Allah'a hamd olsun ki".
Hamd Allaha mahsustur.
liva-i hamd / livâ-i hamd
Hamd (şükür) sancağı. Kıyâmet gününde, canlılar dirilip, Arasat meydanında toplanınca, Allahü teâlâ tarafından Peygamber efendimize ihsân edilecek olan ve altında bütün inananların toplanacağı sancak-ı şerîf.
mahmud / mahmûd / محمود
Bütün varlıklar tarafından hamd edilen Allah.
Hamd olunmuş, övülmüş, övülmeye layık.
Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak için getirdiği filin adı.
Övülmüş.
(Arapça)
Hamd edilmiş.
(Arapça)
mahmud-u bi'l-ıtlak
Sınırsız olarak hamdedilmeye ve övülmeye lâyık olan Allah.
mahmud-u bil-ıtlak
Her cihetle ve bütün hallerde medhe ve hamde elyak olan Cenab-ı Hak.
medar-ı hamd ve şükür / medâr-ı hamd ve şükür
Şükür ve hamd kaynağı, sebebi.
mehamid
Şükür ve hamdler. Medihler. Sebeb-i şükür ve hamd olan hasletler.
minnet
Yapılan bir iyiliği, verilen bir şeyi başa kakma. Minnetin bu kısmı İslâmiyet'te yasaklanmıştır.
Görülen iyiliğe karşı teşekkür etme.
Allahü teâlâya hamd ve senâ etmek, şükretmek.
Nîmete kendi eliyle, kendi çalışmasiyle kavuşmadığını, Allahü teâlânın lütfu ve ihsânı o
mütezahimin / mütezahimîn
(Tekili: Mütezahim) İzdihamdan dolayı birbirinin üstüne çıkanlar. Kalabalıktan sıkışanlar.
namaz
İslâmın beş şartından birisidir.
(Farsça)
Duâ.
(Farsça)
Zikir.
(Farsça)
Kur'an.
(Farsça)
Kunut.
(Farsça)
Rüku.
(Farsça)
Salât.
(Farsça)
Şükür.
(Farsça)
Tesbih.
(Farsça)
Secde.
(Farsça)
Hamd.
(Farsça)
rabbena lekel hamd / rabbenâ lekel hamd
"Ey Rabbimiz sana hamd olsun" mânâsına namazda rükûdan doğrulunca okunması sünnet olan söz.
şeair
(Tekili: Şiâr) Âdetler, İslâm işaretleri. İslâmlara ait kaideler. Allah'ı anmak, hamdetmek, ezan okumak, İslâmî kıyafet gibi. Bunlara Şeair-i İslâmiye denir. Bütün müslümanlarla alâkalı mes'eleler ve alâmetler, umumun hissedar olduğu işlerdir.
secde-i şükür
Bir lütf-u İlâhîden dolayı veya bir musibetin izn-i İlâhi ile kaldırılmasından sonra hamd ve şükür için edilen secde.
şefaat
Şefaat etmek. Af için vesile olmak.
Fık: Âhiret günü bir kısım günahkâr mü'minlerin affedilmeleri ve itaatli mü'minlerin de yüksek mertebelere ermeleri için Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm ve sâir büyük zâtların Allah Teâlâ'dan (C.C.) niyaz ve istirhamda bulunmalarıdır.
semi' / semî'
İşitilecek şeyleri ne kadar gizli olsa da işiten, hamd ve senâda bulunanların, hamdini işitip mükâfat veren, kullarının duâlarını işiten ve icâbet eden, münâfık ve yalancıların kalbden söyledikleri sözleri işiten mânâsında Allahü teâlânın Esma-i hüsn âsından (güzel isimlerinden).
semi'allahü limen hamideh
"Allahü teâlâ, hamd ve senâ eden kimsenin hamd, şükür ve senâsını (övgüsünü) işitir" mânâsına rükûdan kalkarken (doğrulurken) söylenen söz (tesbih).
sena / senâ
Hamd, medh, övgü.
silam
Hamd, şükür.
Taş.
Su.
silsile-i hamdiye
"Hamd" silsilesi.
sipas-dar / sipas-dâr
Hamdeden, şükreden.
(Farsça)
sübhanallahi ve bihamdihi / sübhanallahi ve bihamdihî
Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir ve ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet Allah'a mahsustur.
şükr-ü örfi / şükr-ü örfî
(Bak: Hamd)
tahmid / tahmîd
(Hamd. den) Hamdetmek.
Medhetmek, övmek.
Elhamdülillâh" kelâmının mânasını ifade etmek.
Hamdetme.
Hamd etmek, övmek.
"Elhamdülillah" demek. "Hamd, şükür Allahü teâlâya mahsûstur" mânâsına "Elhamdülillah" sözü ve benzerleri.
tahmidat / tahmidât
Hamdler ve şükürler.
Hamdetmeler.
tahmidiye
Hamdetmeğe dair. Hamdetmek hakkında.
Çok mühim bir duânın ismidir.
tahmidname / tahmidnâme
Hamd ve teşekkür yazısı.
telbiye
"Lebbeyk, Allâhümme lebbeyk, lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk. İnnel hamde ven-ni'mete vel-mülke lâ şerîke leke" sözlerini söylemek.
tesbih
Allahü teâlâyı, O'na yakışmayan her şeyden ve mahlûkların (yaratılmışların) alâmetlerinden ve yok olmaktan tenzîh ve takdîs etmek, yâni uzak tutmak mânâsına "Sübhânallah" sözü ve benzerleri.
Namaz kılmak.
Namazdan sonra, Sübhânallah, Elhamdülillah ve Allahü ekber cümleleri sö
teşmit / teşmît
Aksırdığı zaman Elhamdülillah diyen kimseye "Yerhamükellah: Allahü teâlâ sana merhâmet etsin" demek.
teşrik tekbiri / teşrik tekbîri
Arefe günü yâni Kurban bayramından önceki gün, sabah namazından, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar yirmi üç vakit her farz namazdan sonra getirilen tekbîr; "Allahü ekber, Allahü ekber, lâ ilâhe illallahü vallahü ekber. Allahü ekber ve lill ahil-hamd" sözleri.
ülkü
Bazı öz türkçecilik taraftarlarınca kullanılmış bir kelimedir. Divan-ı Lügat-ıt Türk'te "Peyman" mânasına geldiğine merhum A. Hamdi Elmalılı işaret ediyor: "Ahd ü misak" da denir. Emanî, ideal mânâsına kullananlar varsa da yanlıştır.
ve'l-hamdü lillahi rabbi'l-alemin / ve'l-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
vesile-i hamd ve şükran
Hamd ve şükür vesilesi, sebebi.
yerhamükallah
Aksırıp, Elhamdülillah diyene, yanında bulunan kimsenin; "Allahü teâlâ sana merhamet etsin" mânâsına söylediği mübârek bir söz, teşmit.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Süreyya
gar
el-aman-guyem
zari
TELKİH
tesniat
cevab-ı kasem
ruhsar
mutere
naim
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
hamd
Agus
Dinin
Milli
Başda
Azam
OTURMAK
Seyyed
SIVA
Tiy