hadd / hâdd / حاد / حد / خد

• Hudut. Çizgi. Sınır.
• Cürüm.
• Salahiyyet.
• Şeriatça verilen ceza.
• Derece. Son derece. Münteha.
• İnsana ârız olan şiddet ve titizlik.
• Def etme. Men etmek.
• Keskin. Sivri.
• Sert. Gergin.
• Man: Üç tasavvurdan ibaret olan kıyas.

• Gürültülü bir sesle çağıran.
• Denizden gelen gürültülü dalga sesi.
• Gürültü ile yıkılan.

• Yol.
• İnsan cemaatı.
• Bir şeye tesir ederek iz bırakmak.
• Yanak, yüz, vecih.
• Yeri kazmak, yeri yarmak.

• Sınır, yetki.

• Sınır.
• Gerçek değer.
• Şeriatçe verilen ceza.

• Sınır, çizgi.

• Keskin. (Arapça)
• Sivri. (Arapça)
• Dar. (Arapça)

• Sınır. (Arapça)
• Şer'î ceza. (Arapça)

• Yanak. (Arapça)