Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
hısım
ifadesini içeren
56
kelime bulundu...
abed
Hayâ etmek. Arlanmak.
Hışım etmek, kızmak.
Uyuz hastalığı.
akraba / akrabâ
Yakınlar, hısımlar.
akraba-i taallukat / akraba-i taallûkat
Hısım akraba; yakın uzak bütün akrabalar, aile çevresi.
asabe
Baba tarafından akrabâ, hısım. Allahü teâlânın Kur'ân-ı kerîmde hisse (pay) takdîr edip bildirdiği vârislerden (Eshâb-ı ferâizden) sonra gelen ve belli bir payı olmayıp artan malı almaya hak kazanan, ölene erkek vâsıtasıyla bağlanan erkek akrabâ veya bâzı durumlarda bunlar gibi vâris olan kadınlar.
atb
Hışım etmek.
Fesad.
İkrah olunan, kerih görülen.
batn
İç, karın, insanın içi. Mide.
Soy, nesil.
Birbirlerine hısımlığı pek yakın olmayan küçük kabile.
celal
(Celâlet) Nihâyet derecede büyüklük. Azamet. Hiddetlilik, hışım.
İlm-i Kelâm'da: Cenâb-ı Hakk'ın kahrının ve azametinin tecellisi, Cenâb-ı Hakk'ın nev'deki tecellisi. Cenâb-ı Hak, vahdaniyyetine delil olacak çok şeyler yarattığından veyâ ihâtadan âli ve celil olduğu veya hislerle idr
damed
Hışım etmek, öfkelenmek, hiddetlenmek, kızmak.
ebaid
(Tekili: Eb'ad) Yakın olmayan (hısım ve akraba.)
En uzak yerler.
efhaz
(Tekili: Fahz) Akrabalar, yakın hısımlar.
ekarib
Akrabalar. Yakın hısımlar.
ensab
(Tekili: Neseb) Soylar, nesebler. Baba tarafından hısımlar.
erham
(Tekili: Rahim) Döl yatakları, rahimler.
Yakın hısımlar, akrabalar.
ezame
(Çoğulu: Ezamât) Hışım ve gadap etmek. Kızmak, hiddetlenmek.
hamim
Sıcak ve kızgın su.
Yakın hısım, soy sop.
Samimi arkadaş.
hared
Hışım etmek.
Menetmek, engel olmak.
haşmgin / haşmgîn / خشمگين
Öfkeli, hışımlı.
(Farsça)
hıbab
(Çoğulu: Havâbibe) Hısımlık, yakınlık, akrabalık, karâbet.
hiddet
Öfke. Kızgınlık. Gadab. Dargınlık. Hışım.
Keskinlik.
hışım / خشم
Öfke.
(Farsça)
Hışımlanmak:
Öfkelenmek.
(Farsça)
hışm / خشم
Öfke, hışım.
(Farsça)
hışm-nak / hışm-nâk
Kızgın, öfkeli, hiddetli, hışımlı.
(Farsça)
hışmgin / hışmgîn / خشمگين
Öfkeli, hışımlı.
(Farsça)
i'tab
Şikâyeti kendisinden def' ile razı ve hoşnud etmek. Hoşlandırmak.
Hışım etmek.
isaf
Eseflendirmek. Esef vermek.
Hışım ve gadab etmek. Öfkelenmek.
jiyan
Kızgın, kükremiş, hışımlı. (Bu tabir, ekseriyetle arslanlar hakkında kullanılır.)
(Farsça)
karabet / karâbet
Soyca yakınlık. Hısımlık. Akrabalık.
Soyca yakınlık, hısımlık, akrabalık.
karabet-i nesebiyye
Aynı soydan gelmek suretiyle olan asli hısım ve akrabalık.
karabet-i sıhriyye
Kız alıp vermekle meydana gelen akrabalık, yakınlık, hısımlık.
karaib
(Tekili: Karib) Yakınlar, hısımlar. Akraba.
karib
Çok yakın. Yerce ve mekânca uzak olmayan.
Yakın hısım.
karin / karîn
Yakın. Hısım. Akraba.
Arkadaş. Yaşı aynı olan arkadaş. Refik. Komşu.
Bir şeyi elde eden, nâil olan.
Pâdişahın daimi surette yakınında bulunan. Mâbeynci.
Yakın.
Bir şeye sahip olan, bir şeye nail olan.
Hısım, komşu, arkadaş gibi yakın.
karkar
Kilim veya halı ucu.
Hışımla gürleyerek çağır demek.
kat-ı sıla-i rahim
Hısım-akrabayı ve özellikle anne-babayı terk etme, bağlantıyı kesme.
kurbet
Yakınlık, Allah'a yakınlık.
Hısımlık, akrabalık.
lühme
Bez ırgacı.
Hısımlık, yakınlık.
makrebe
Hısımlık, yakınlık. Karâbet.
mebtuş
Tutulmuş.
Hışım olunmuş.
muhrenzim
Gadaplı, hışımlı, kızgın.
mümkut
Hışım ve gadap olunmuş, kızılmış kişi.
müşakehe
Benzemek.
Hısımlık, akrabalık.
neseb
Sülâle, hısımlık, karabet, soy. Baba soyu, atalar zinciri.
Vuslat.
Sülâle, hısımlık, karabet, soy, baba soyu, atalar zinciri.
rahm
Acıma, koruma, esirgeme, şefkat etmek.
Hısımlık, karabet, akrabalık.
renc
Sıkıntı, zahmet, eziyet.
(Farsça)
Ağrı, sızı.
(Farsça)
Öfke, gazab, hışım.
(Farsça)
saht
Hışım, hiddet, kızgınlık, gadap.
satvet
Ezici kuvvet. Hışım ve şiddetle kavrayıp almak. Birisinin üzerine şiddetle sıçramak ve hamle etmek.
Zorluluk.
sıhr
Damat yahut enişte.
Huk: Karı-kocadan biri ile diğerinin kan hısımları arasındaki akrabalık.
sıla
Kavuşmak, ulaşmak, vuslat.
Âşıkın mâşukuna kavuşması.
Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme.
Bahşiş, hediye.
Gr: Cümlenin içinde ism-i mensub bulunmasıyla, dahil olduğu cümlenin evvelce mâlum olması iktiza eder. İçinde bulunduğu cümleyi sonradan gelen cümle
Ulaşma.
Yurdu, hısım akrabayı gidip görme.
sıla-i rahim
Hısım akrabayı ve mü'minleri ziyaret etme, onlarla görüşme ve mektuplaşma; alâkayı devam ettirme.
Akrabanın kusurlarını affetme.
şübke
(Çoğulu: Şübük) Yakınlık. Akrabalık, hısımlık.
sühme
Nasip.
Hısımlık, akrabalık, karâbet.
sühumet
Akrabalık, hısımlık.
tagzin
Hışım etmek, kızmak.
Buruşturmak.
tevassul
Ulaşma, kavuşma, bitişme.
Nikâh yolu ile hısımlık, münasebet peydâ etme.
veleh
Kahr, gazab, şiddet, hışım.
(Farsça)
zahh
Hışım ve gadap etmek, öfkelenmek, kızmak.
Kovmak, def'etmek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
zabt u rabt
isti'malat
ram olmak
mir-i kelam
büdae
haric-i daire-i akliye
tederrüç
denis
meth
allahümme amin
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
hısım
mutena
Kirlenme
Kehkeşân
Bostanlar
Eğlence yeri
bir o kadar da
düzen
maskara
Misalin