Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
hücce
ifadesini içeren
27
kelime bulundu...
basair
(Tekili: Basiret) Basiretler. İbretli görüşler. Deliller. İbretler. Hüccet ve bürhanlar. Gözler.
Kalb duyguları.
basiret
Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Ferâset. İm'ân-ı dikkat.
İbret alınacak hidâyet sebepleri. Beyyine. Hüccet.
Bir evin iki tarafının arası.
Yer üstündeki kan.
beylek
Ferman, emir. Hüccet, vesika.
(Farsça)
bürhan
Delil, hüccet, isbat vasıtası.
Man: Yakînî mukaddemelerden meydana gelen kıyas.
Red ve inkâr için itiraz kabul edilmeyecek surette isbat-ı hakikat eden kavi hüccet.
Kesin delil, hüccet.
fernud
Hüccet, delil, bürhan.
(Farsça)
hicac
Hüccet, delil, senet göstererek muaraza ve mübahase eylemek.
Tıb: Göz çukuru ve kaş kemiği.
hüccet-i dafia / hüccet-i dâfia
Bir şeyi isbata değil, ancak taleb ve iddiayı defetmeğe yarıyan hüccet.
hüccet-i kasıra
Şahsa mahsus olup başkasına taâlluk etmeyen hüccet.
hüccet-i müsbite
Bir şeyin isbatında delil olan hüccet.
hüccet-i zahriye
Kenarında sebebi yazılı bulunan hükmün tasdikli suretini ihtiva eden hüccet.
hüccet-ül islam / hüccet-ül islâm
İslâmın delili, hücceti.
hüccetullah
Allah'ın hücceti, delili.
hücciyet
Hüccetlik.
hücec
(Tekili: Hüccet) Deliller, senedler, vesikalar.
ihticac / ihticâc
(Çoğulu: İhticacat) Delil, vesika, şahit göstermek. Münâzaa ve mürâfaada hüccet ve delil göstermek. Bir mes'elenin şüphesizliğini delillerle isbat etmek.
Hüccet, delil göstermek.
imam-ı gazali / imam-ı gazalî
Ahirete irtihâli Hi: 505 dir. "Hüccet-ül İslâm İmam-ı Muhammed Gazalî" diye anılır. O zamanın felsefesinin bâtıl akidelerini red ve cerh ederek Kur'anın eşsizliğini ve hakkaniyet ve mu'cizeliğini isbat etmiş pek çok eserler vermiştir. (K.S.)
kabale
Kadı'nın (hâkimin) verdiği hüccet.
Toptan, götürü ile yapılan satış.
Yahudilerin kendi cemaatlarına verdikleri vergi.
kavl-i kadim / kavl-i kadîm
İmâm-ı Şâfiî'nin Bağdâd'daki ilk ictihâdlarına (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden çıkardığı hükümlere) verilen ad. Bunlara onun mezheb-i kadîmi de denir. İmâm-ı Şâfiî, kavl-i kâdimini el-Hucce adlı eserinde topladı. Mısır'a yerleşince, muhîtin (y örenin) örf ve âdetlerini de nazar-ı îtibâra (dik
mesel
Bir umumi kaideye delâlet eden meşhur söz. Ata sözü. İbretli ve küçük hikâye.
Dokunaklı ve mânalı söz.
Benzer. Misil.
Delil. Hüccet.
Örnek, benzer, nümune.
Dokunaklı ve mânâlı söz.
Yararlı hikâye.
Delil, hüccet.
muhacce
(Hüccet. den) İddiâ edip münakaşa ederek deliller ve hüccetler gösterme. İsbatlar gösterme.
müstedill
(Delâlet. den) Delil ve hüccet gösterilerek isbat edilen.
mütenassıs
Tedkik edilip incelendikten sonra karar verilen.
Delil ve hüccet ile sabit olan.
sebet
Hüccet, delil.
sultan
Reis. İslâm Hükümdarı. Hâkimiyet sahibi. Padişah.
Allah. (C.C.)
Kuvvet, kudret ve hâkimiyet sâhibi.
Hükümdar âilesinden olan anne, kız gibi kadınlardan her biri.
Hüccet ve delil.
Kahr ve tegallüb mânasında masdardır. Her şeyin yavuz, şiddet ve satvetin
tahacüc
Hüccetleşmek. Birbirinden hüccet talep etmek, delil istemek.
temessük
Tutunma. Sarılma. Sıkıca tutma.
Hüccet ve delil izhar etme.
Borç senedi.
vısr
Hüccet, delil.
Kadı sicili.
Ahd, söz, yemin.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
lugat
evliya
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
curbuz
sitân
musamma
taban
yüz
esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü
Turfan
güzar
ruy-i zemin
Gılâf
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
hücce
sebep
Yazım
akil
Çeviri
yazılım
islami
anlamayan
Beyit
Sınır