Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
giz
kelimesini içeren
193
kelime bulundu...
a'mak-ı hafa / a'mâk-ı hafâ
Gizlilik derinlikleri.
Gizli derinlikler.
abiştgah / abiştgâh
Gizlenecek yer, gizli yer.
(Farsça)
ahkam-ı mesture / ahkâm-ı mesture
Gizli hükümler.
alenen
Gizli olmayarak, açıktan.
asar-ı hafiye / âsâr-ı hafiye
Gizli eserler.
avret
Gizlenmesi gereken şey.
Gizlenmesi gereken, dinen görünmesi haram sayılan organlar.
azb
Gizli kalma. Görünmez olma.
batınen / bâtınen
Gizili içe ait, olarak.
beşaret-i gaybiye / beşâret-i gaybiye / بَشَارَتِ غَيْبِيَه
Gizli, gaybî olan müjde.
casus
Gizli sırları haber veren, ajan.
cessas
Gizli şeyleri araştıran, gizli şeylere merak eden. Tecessüs sâhibi.
cevasis / cevâsis
Gizli şeyleri araştıranlar.
dahc
Gizlemek, örtmek.
delalet-i zımniye / delâlet-i zımniye / دَلَالَتِ ضِمْنِيَه
Gizli olarak, içten içe delil olma.
dellal-ı muzhir / dellâl-ı muzhir
Gizli güzellikleri ortaya çıkararak ilân eden.
desise
Gizli hile, oyun.
elhannas / elhannâs
Gizli şeytan.
emr-i gaybi / emr-i gaybî
Gizli emir.
emval-ibatına / emvâl-ibâtına
Gizlenmesi mümkün olan altın, gümüş ve ticâret eşyâsı cinsinden olan zekât malları.
esbab-ı inkişaf / esbâb-ı inkişaf
Gizli kalmış hakikatlerin ortaya çıkmasını sağlayan sebepler.
esrar-ı hafiyye
Gizli ve saklı sırlar.
esrarengiz / esrârengiz / esrârengîz / اسرارانگيز
Gizli ve sırlı olan.
Gizemli.
(Arapça - Farsça)
fikr-i muzmer
Gizli kalmış ve dışarı vurulmamış fikir.
fünun-u hafiye
Gizli ilimler.
fuzuh
Gizli işlerin zahir olup açığa çıkması.
gayb
Gizli, görünmeyen, belirsiz.
gayr-ı mahrem
Gizli olmayan.
gayr-i mahrem / غَيْرِ مَحْرَمْ
Gizli olmayan.
Gizli olmayan.
genc-i nihan
Gizli hazine.
hachace
Gizlenmek.
hafa / hafâ / خفا
Gizlilik. Gizli olmak. Saklılık.
Gizlilik, kapalılık.
Gizlilik.
Gizlilik.
Gizlilik.
(Arapça)
hafagah / hafagâh / hafâgâh / خفاگاه
Gizlenilecek yer, gizlenme yeri, siper.
(Farsça)
Gizlenilecek yer.
(Arapça - Farsça)
hafaya / hafâyâ / خفایا
Gizli şeyler, sırlar.
Gizli şeyler.
(Arapça)
hafi / hafî / خفى / خفي / خَف۪ي
Gizli.
Gizli, kapalı.
Usûl-i fıkıh ilminde, mânâsı açık olduğu hâlde söyleyenin maksadını ifâde etme husûsunda kapalı, gizli söz.
Tasavvufta âlem-i kebîrdeki beş latîfeden biri.
Gizli, saklı.
Gizli
(Arapça)
Gizli.
Gizli.
hafiye
Gizli çalışan, casus.
hafiyy ü celi / hafiyy ü celî
Gizli ve âşikâr.
hafiyyat / hafiyyât / خفيات
Gizli şeyler. Gizlilikler.
Gizli şeyler.
(Arapça)
hafiyye / خفيه
Gizli polis.
(Arapça)
hafiyyen / خفيا
Gizlice, saklı olarak, gizliden. Aşikâr olmıyarak.
Gizlice.
(Arapça)
hafiyyeten
Gizlice, gizli ve saklı olarak.
hakaik-i hafiye
Gizli hakikatler.
halveti / halvetî
Gizliliğe önem veren bir tarikatın mensubu.
hasife / hasîfe
Gizlenen kin, hased ve düşmanlık.
hediye-i gaybi / hediye-i gaybî
Gizli hediye.
hemsen
Gizli sesle. Gizli ses. Savt-ı hafi.
henme
Gizli ses.
hesmele
Gizli söz.
hetmele
Gizli kelâm, gizli söz.
hibale-i telbisat
Gizli, kamufleli tuzak.
hıfz-ı gaybi / hıfz-ı gaybî
Gizli koruma.
hissiyat-ı hafiyye
Gizli hisler, duygular.
hükm-ü zımni / hükm-ü zımnî
Gizli, kapalı, örtülü hüküm.
hüsn-ü mahfi / hüsn-ü mahfî
Gizli güzellik.
ictinan
Gizlenmek.
idgam
Gizleme.
ifşa / ifşâ
Gizli olanı açıklama.
ihfa / ihfâ / اخفا
Gizleme.
Gizleme, saklama.
Gizleme, saklama.
(Arapça)
ıhmar
Gizli etmek, saklamak.
ıhtiba'
Gizlenmek, örtünmek.
ihtifa / ihtifâ / اختفا
Gizlenme. Saklanma.
Gizlenme.
Gizlenme.
(Arapça)
ihtital
Gizli söylenen sözü dinleme. Kulak kabartma.
ikman
Gizleme, saklama, örtme.
iktidar-ı kamin / iktidar-ı kâmin
Gizli güç.
iktiman
Gizlenme, saklanma.
ima / îmâ / ا۪يمَا
Gizli işaret.
imaen / îmaen
Gizli ve ince bir mânâyı göstererek, işaret ederek.
imai / îmâî
Gizli işaret.
imza-yı gaybi / imza-yı gaybî
Gizli bir imza.
inhifa
Gizlenip saklanma.
inkitam
Gizli tutulma, saklı tutulma.
insilal
Gizlice savuma, sıvışma, sıyrılma.
işaret-i gaybiye / işâret-i gaybiye / اِشَارَتِ غَيْبِيَه
Gizli işaret.
istibtan
Gizliliğe, bir kimsenin iç işlerine vakıf olmak.
istihfa'
Gizlenme, saklanma.
istiknan
Gizlenme, saklanma.
istiktam
Gizlemeğe çalışma. Saklamak için uğraşma.
istinbat etmek
Gizli mânâyı ortaya çıkarmak.
istitar
Gizlenme, perdelenme.
izaa-i esrar
Gizli sırları açığa vurma, açıklama.
izmar / izmâr
Gizleme, saklama.
kahin / kâhin
Gizli şeyleri bildiğini iddiâ eden. Falcı.
kamine / kâmine
Gizli, belirsiz olan.
kamuflaj
Gizlenme, örtme. Aldatma gayesiyle yapılan tertibat. Daha ziyade harp zamanlarında araçlar ile insanların, bulundukları mekâna göre kılığa girmeleri.
(Fransızca)
kasd-ı mahsus
Gizli ve özel maksat.
katib-i sırr / kâtib-i sırr
Gizli şeyler yazdırılan kâtip, sır kâtibi.
kelam-ı mahrem / kelâm-ı mahrem
Gizli kelâm. Mahrem söz.
kemn
Gizlemek, gizlenmek.
kemy
Gizlemek, ketmetmek.
kenz-i mahfi / kenz-i mahfî
Gizli hazine.
Gizli hazine.
keşf-i raz / keşf-i râz
Gizli bir şeyi meydana çıkarma.
keşfetmek
Gizli birşeyi ortaya çıkarmak.
keşif
Gizli ve bilinmeyen birşeyin ortaya çıkarılması, buluş.
keşşaf zaman
Gizli şeyleri ortaya çıkaran zaman, keşfedici zaman.
ketm / كتم
Gizleme.
Gizleme, sır tutma, söylememe.
Gizleme, saklama.
(Arapça)
ketmetmek
Gizlemek.
kin
Gizli düşmanlık.
Gizli düşmanlık. Garaz. Buğz. Adâvet.
(Farsça)
Gizli düşmanlık.
kin-i muzmer / kîn-i muzmer
Gizli kin.
Gizli kin.
kinedar / kinedâr
Gizli düşmanlık besleyen.
kıyas-ı hadsi-i hafi / kıyas-ı hadsî-i hafî
Gizli olan hükmün illetine (sebebine) güçlü bir sezgi ile (zihnin hemen intikali olan hads ile) ulaşmak sûretiyle yapılan kıyas; yani peygamberlik sebebi olan bütün peygamberlerdeki esasların Peygamber Efendimizdeki (a.s.m.) esaslar ile kıyaslanmasıdır ki, zihin bu esasların Peygamber Efendimizde da
kıyas-ı hafi
Gizli, belirsiz kıyam.
künuz-u mahfiye / künûz-u mahfiye
Gizli hazineler.
Gizli hazineler.
lahn-ı hafi / lahn-ı hafî
Gizli hatâ olup, ancak tecvîd ilmi ile uğraşanlar bilir.
ledün
Gizli ilim, marifetullah.
mahfi / mahfî / مخفى / مَخْف۪ي
Gizli.
Gizli.
Gizli, saklı.
Gizli, saklı.
Gizli.
(Arapça)
Gizli.
mahfiyat / mahfiyât / mahfîyât
Gizlilikler, gizli şeyler.
Gizlilikler, gizli olanlar.
mahfiyat-ı san'at
Gizli san'atlar.
mahfiyyen / مخفيا
Gizlice. Gizli ve saklı olarak.
Gizlice.
(Arapça)
mahrem / مَحْرَمْ
Gizli olan, herkese söylenmeyen, gizli sır.
Gizli, yasak, başkasına haram olan, evlenilmesi haram olan akraba.
Gizli.
mahrem-i esrar
Gizli sırlara vakıf olan çok yakın kimse. Gizli sır söyleyen kimse.
mahremane
Gizli ve saklı olarak. Mahrem bir tarzda.
(Farsça)
mahremiyet / مَحْرَمِيَتْ
Gizlilik.
mahremiyyet
Gizlilik. Mahrem olma hali.
mehmuse / mehmûse
Gizli okunan harfler.
mehmusen
Gizli olarak.
mekmun
Gizli. Saklı.
meknun / meknûn
Gizli, örtülü.
Gizli, saklı.
meknuz / meknûz
Gizli define.
mektum / mektûm / مكتوم
Gizli, saklı.
Gizli, saklı.
Gizli.
(Arapça)
mu'teref
Gizlenmeyip söylenmiş. İtiraf olunmuş.
muavenet-i gaybiye
Gizli yardım.
müda'mes
Gizli, saklı.
müdahmes
Gizli, saklı.
müdehmes
Gizli, saklı.
mugayyebat
Gizli, görünmez şeyler.
mugayyebe
Gizli şey. Görünmeyen ve saklı olan nesne.
muhtefi
Gizlenen.
müktinn
Gizlenen, saklanan. Başkasınca gizlenip saklanmış olan.
münasebat-ı dakika-i hafiye / münâsebât-ı dakika-i hafiye
Gizli ve ince münasebetler, bağlantılar.
münasebat-ı hafiye / münâsebât-ı hafiye
Gizli münasebetler.
münasebat-ı hafiyye / münâsebât-ı hafiyye
Gizli münasebetler, bağlantılar.
münasebet-i hafiye
Gizli münasebet, ilişki.
müntemis
Gizlenen, saklanan. Gizli.
müsavat-ı zımniye
Gizli eşitlik.
müstetir
Gizli, örtülü.
Gizlenen, gizli, saklanan, saklı.
mütecessis / مُتَجَسِّسْ
Gizlice araştıran.
Gizlilikleri araştıran.
mütecessisane / mütecessisâne
Gizli şeyleri öğrenmeğe çalışarak. Merakla. Mütecessis bir tarzda.
(Farsça)
mütekellim-i alim / mütekellim-i alîm
Gizli ve âşikâr her şeyi bilen ve kendi Zâtına lâyık şekilde konuşan Allah.
muzmer / مُضْمَرْ
Gizli, saklı, örtülü. İzmar edilmiş. İçinde saklı kalmış.
Gizli, saklı.
Gizli, örtülü, saklı, dışarıya vurulmamış, içte gizli.
Gizli, saklı.
Gizli.
nagm
Gizli kelâm, gizli söz.
nakreşe
Gizli his.
neb'
Gizli ses.
nesayih-i hafiye / nesâyih-i hafiye
Gizli nasihatler, dersler.
nihan / nihân
Gizli, saklı.
Gizli, saklı.
nihani / nihanî
Gizlilik, saklılık.
(Farsça)
nisbet-i hafiye
Gizli bağ.
nühüftegi / nühüftegî
Gizlilik, saklılık.
(Farsça)
pejuhende
Gizli şeyleri araştıran. Mütecessis.
(Farsça)
penam
Gizli, saklı. Örtülü.
(Farsça)
perde-i hafa / perde-i hafâ
Gizlilik perdesi.
pinhan / pinhân / پنهان
Gizli, saklı, hafi, mahfi, mestur, müstetir.
(Farsça)
Gizli.
Gizli, saklı.
Gizli, saklı.
(Farsça)
raz-ı nihan
Gizli tutulan sır.
razan
Gizli sırlar, gizlilikler.
(Farsça)
remiz
Gizli bir mânâyı ince bir işaretle gösterme.
rikz
Gizli söz.
rizz
Gizli ses.
rumuz / rumûz
Gizli anlamlar.
sedd-i mahfi / sedd-i mahfî
Gizli sed, yığınak.
setr-i gayb
Gizlilik perdesi.
şifre
Gizli işaretlerle yazılan yazı.
sinsi
Gizli ve kurnaz bir şekilde kötülük için yapılan şey.
sır
Gizli gerçek, gizem.
Gizlilik, gizli bilgi, kalbî bir his.
şirk-i hafi / şirk-i hafî / شِرْكِ خَف۪ي
Gizli şirk; riyâ.
Gizli şirk, ortak koşma.
Gizli şirk, riyâkârlık.
sırr / سر
Giz, sır.
(Arapça)
sırr-ı gaybi / sırr-ı gaybî
Gizli sır; önceden bilinmeyen sır.
sırr-ı mahrem
Gizli sır.
sırran
Gizli olarak, gizlice.
Gizli olarak, gizlice.
sırran tenevveret
Gizli ve sır perdesi altında parlama, hizmeti yaygınlaştırma.
sırren tenevveret
Gizli ve sır perdesi altında parlama ve hizmeti yaygınlaştırma.
sırren ve cehren
Gizli ve açık olarak.
sivad
Gizli söz, sır.
tabaka-i mesturiyet
Gizlilik tabakası.
Gizlilik tabakası. Örtülü oluş.
tarik-i hafa / tarîk-i hafâ
Gizli olarak zikir yapılan tarikat.
tazarru'en ve hufyeten
Gizlenip saklanarak.
tecessüs
Gizlice araştırma.
Gizlice araştırma.
tecessüskar / tecessüskâr
Gizliden araştıran, meraklı.
(Farsça)
tedellüs
Gizlenme, ihtifâ etme.
teheshüs
Gizli ses.
terkibat-ı nisbet-i hafiye
Gizli düşünce ve tasavvurlardan meydana gelen terkibler.
tesettür etmek
Gizlenmek.
testir
Gizleme, saklama, setretme, örtme.
tevari
Gizlenme, kaybolup göze görünmeme.
ticaret-i hafiye
Gizli ticaret.
tılsım / طلسم
Gizli sır, şifre.
Gizli sır.
türab-ı hafa / türab-ı hafâ
Gizlilik toprağı.
turuk-u hafiyye
Gizli tarikler, yollar, tarikatlar. Gizli zikir yapan tarikatlar.
ulum-u esrariye / ulûm-u esrariye
Gizli ilimler.
ulum-u hafiye / ulûm-u hafiye
Gizli ilimler. Ancak veraset-i Nübüvvet muhakkiklerince veya bir kısım hakikatların esrarına vakıf âlimlerce bilinen ilimler.
Gizli ilimler, ancak peygambere ve bir kısım hakikatlerin sırlarını bilen alimlerce bilinen ilimler.
vakıf-ı esrar / vâkıf-ı esrar
Gizli şeyleri, sırları bilen.
vakıf-ı esrar-ı sübhan / vâkıf-ı esrar-ı sübhân
Gizli sırları bilen, her türlü eksiklikten sonsuz derecede yüce olan Allah.
zemm-i zımni / zemm-i zımnî
Gizliden ayıplama, dolaylı kötüleme.
zımnen / ضِمْنًا
Gizli olarak, îmâ ile.
zımnen cemiyet
Gizli cemiyet, dernek.
zımni / zımnî / ضِمْن۪ي
Gizli, örtülü.
Gizli olarak, içten içe.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
sofra-y
maani-i mütezahime
mezç
muavaza
maani-i müteselsile
s y
habnadide
HUMRET
cem etme
Decv
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
giz
Gıb
Matir
efka
Dikkatle
haf
uzun boylu adam
Baba
urda
silan