REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te genişliği ifadesini içeren 33 kelime bulundu...

ariz ve amik

  • Enine ve boyuna, genişliğine ve derinliğine, tafsilâtlı şekilde.

arşın

  • Bir uzunluk ölçüsü. (68 cm. uzunluk.) Bir kol boyu. Büyük bir adım genişliği. (Farsça)
  • Zirâ'. (Farsça)

arzan / ارضا

  • Enine, genişliğine.
  • Enine, genişliğine. (Arapça)

arzani / arzanî

  • Enine, genişliğine olarak.

arzi / arzî

  • Genişliğine ait. Bir yerin enine ait.

bülehniye

  • Maişet genişliği.
  • Gani olmak, zenginleşmek.

cisim

  • (Cism) Varlığı bilinen, hayyiz olan, mekânı, ciheti, uzunluğu, genişliği ve derinliği olan şey.

derece-i vüs'at

  • Genişliğin derecesi.

feza / fezâ

  • Uzay; ucu bucağı bulunmayan boşluk, kâinatın sonsuz genişliği.

gazr

  • (Gazâre) (Çoğulu: Gazâyir) Men etmek, engel olmak.
  • Hapsetmek.
  • Geçim kolaylığı, maişet genişliği.
  • Büyük çanak.

havz-ı kebir

  • Fık: Büyüklüğü 45 - 50 metre kare genişliğinde olan akmayan, durgun su bulunan havuzdur. Genişliği bu ölçüden küçük olursa ona havz-ı sagir denilir.

hicaz demiryolu

  • Şam'dan Hayfa'ya kadar uzanan demiryolu. Yapımına 1900'de başlanan bu demiryolunun uzunluğu 1465 km, genişliği ise 1050 m. idi. Başlıca özelliği tamamıyla İslâm dünyasının yardımı ile yapılmış olmasıdır. II.Abdülhamid zamanında yapılan bu demiryolu 1908 yılında tamamlanmıştır.

hüvve

  • (Çoğulu: Hevvât) Derinliği genişliğinden çok olan çukur yer.

ihata-i fikriye

  • Fikir ve düşüncenin genişliği, kapsayıcılığı, kuşatıcılığı.

ihata-i ilim

  • İlmin kuşatıcılığı ve genişliği.

ihata-i ilmiye

  • İlmin kuşatıcılığı ve genişliği.

intizam ve külliyet ve vüs'at-i ubudiyet / intizam ve külliyet ve vüs'at-i ubûdiyet

  • Kulluğun düzenliliği, çokluğu ve genişliği.

izar / izâr

  • Kefenin baştan ayağa kadar olan ve genişliği bir metreyi bulan parçası.

kuvvet ve vüs'at-i iman

  • İmanın kuvveti ve genişliği.

mücessem

  • Cismi olan. Dış duygularımızla bilinip varlığından haberdar olduğumuz şey. Varlığı görünen. Cisimlenmiş olan. Bir şekli gösteren. Uzunluğu, genişliği ve kalınlığı olan cisim. Şekillenmiş.

ragd

  • Maişet genişliği, geçim bolluğu.

salif

  • Boynun genişliği, kalınlığı.

tav'

  • İsteyerek uymak. Bir şeyi istekle yapmak. Muti' olmak.
  • Mer'anın genişliğinden dolayı davarın her tarafta otlamasının mümkün olması.

vasi'-i muhita / vâsi'-i muhita

  • Muhitin genişliği.

vüs'at-i hallakıyet / vüs'at-i hallâkıyet

  • Yaratıcılığın genişliği.

vüs'at-i hayal

  • Hayalin genişliği.

vüs'at-i hikmet

  • Hikmet genişliği.

vüs'at-i iman

  • İman genişliği, büyüklüğü.

vüs'at-i istidat

  • Kabiliyet genişliği, kapasitesi.

vüs'at-ı rahmet

  • Rahmetin genişliği, büyüklüğü.

vüs'at-i rahmet / vüs'ât-i rahmet / وُسْعَتِ رَحْمَتْ

  • Rahmetin genişliği, bolluğu.
  • Rahmetin genişliği.

vüs'at-i rahmet-i ilahiye / vüs'at-i rahmet-i ilâhiye

  • Allah'ın rahmetinin bolluğu, genişliği.

vüs'at-i şümul

  • Kapsamının genişliği.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın