Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
gahi
ifadesini içeren
22
kelime bulundu...
agehi / agehî
(Bak: AGÂHÎ)
basarık
Çulha tezgâhının ayaklığı.
Piyano ayaklığı gibi çifte ayaklık.
destgah / destgâh / دستگاه
Tezgah.
(Farsça)
Atölye.
(Farsça)
Halı dokuma tezgahı.
(Farsça)
destgah-ı dünya / destgâh-ı dünya
Dünya tezgâhı.
destgah-ı imtihan / destgâh-ı imtihan
Sınav tezgahı.
destgah-ı levh-i mahfuz-u hakikat / destgâh-ı levh-i mahfuz-u hakikat
Gerçekte herşeyin bütün ayrıntılarıyla yazıldığı kader levhasının tezgâhı.
fark-ı tamm / fark-ı tâmm
Tas: Dünya ile olan alâkaları tamamen terkederek, ehadiyyet dergâhına tam bir teveccühle istiğrak haleti.
fenafillah
(Fenâ fillâh) Tas: Abdin zât ve sıfâtının, Hakk'ın zât ve sıfâtında fâni olması. Başka bir ifade ile: Dünya alâkalarını külliyen kat' ve ehadiyet dergâhına tam bir teveccühle istiğrak haletidir. Sofi, bu maksada erebilmek için her şeyi terk eder.
hubb-ısiva / hubb-ısivâ
Allahü teâlâdan başka şeylerin sevgisi.Olup nâdim elim çektim hevâdan, Pâk ettim kalbimi hubb-ı sivâdan. Yüzüm dergâhına döndüm ilâhî, Kapundan etme red, bu pür günâhı.
işporta
(Arnavutça) Seyyar satıcı tezgahı.
Yayvan yemiş sepeti.
kamp
Karargâh. Kırda asker, izci veya talebelerin kurdukları karargâh.
Esirler karargâhı.
lağım
Kaleleri düşürmek için gedik açmak veya düşman ordugâhına zarar yapmak maksadıyla açılan ve barut konulup atılan yerler. Bu işi yapanlara "lâğımcı" denilirdi. Sonradan bu türlü işlere "İstihkâm" denilmiş ve o ad altında askeri teşkilât yapılmıştır.
Kazurat ve çirkef sularının akmasın
makarr-ı saltanat / مَقَرِّ سَلْطَنَتْ
Saltanat karargâhı.
makarr-ı saltanat-ı ebediye / makarr-ı saltanat-ı ebedîye / مَقَرِّ سَلْطَنَتِ اَبَدِيَه
Ebedi saltanat karargâhı (cennet).
mil
İğne gibi ince ve uzun bir âlet.
Göze sürme çekecek âlet.
Ucu sivri çelik kalem.
Sivri dağ tepesi.
Bir çarkın, üzerinde döndüğü mihver, eksen.
Elektromotordan iş tezgâhına kuvvet nakleden uzun çelik çubuk.
Selin bıraktığı en verimli münbit topr
muasker
(Asker. den) Ordu yeri, asker karargâhı. Ordunun muharebe zamanında toplandığı yer.
nakş-bend
Kumaşların nakışlarını bağlayarak ipek tellerle tezgâhı hazırlayan. Nakış işleyen.
(Farsça)
Ressam.
(Farsça)
şantiye
Bir inşaat yerinde inşaat ve malzeme için hazırlanan yer.
(Fransızca)
Gemi tezgâhı.
(Fransızca)
tabla-i rahmet
Rahmet tablası, tezgâhı.
tali '
Doğan. Tulu' eden.
Kısmet, kader, baht.
Nişangâhın arkasına düşen ok.
Yeni hilâl.
tevessül
Allah'ın dergâhına yaklaştıracak amel işlemek.
Sarılmak.
Baş vurmak.
İnanmak.
Sebeb tutmak.
Hırsızlık.
usul-ü fıkıh ilmi
Fıkıh ilmine âit bilgilerin esası ve istinadgâhı olan bir ilimdir. Şer'i hükümlerin mufassal ve muayyen delilleri ve hikmetleri bu sayede bilinir ve bu dini hükümler, bu muayyen ve müşahhas deliller vâsıtası ile istinbat ve isbat olunur. Bu ilme "Hikmet-i teşriiye" de denilmiştir.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
şegaf
cennetü'l-me'va
ehadis
ticaret
vizam
taklidi
müdafaa eden
Çekre
ilanname
in'ikad
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
gahi
Kıskançlık
Gülme
Denk
sallanmak
Çeviri
Mağs
Gül fidanı
Fatıma
ticaret