REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük'te fekku ifadesini içeren 37 kelime bulundu...

ehl-i tefekkür

  • Varlıklar üzerinde Allah'ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünenler.

ehl-i temaşa ve tefekkür / ehl-i temâşâ ve tefekkür / اَهْلِ تَمَاشَا وَ تَفَكُّرْ

  • Seyredip düşünenler.
  • İbret nazarıyla seyredenler ve düşünenler.

ibadet-i tefekkür

  • Allah'ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme ibadeti.

ibadet-i tefekküri / ibadet-i tefekkürî

  • Tefekkür ibadeti.

ibadet-i tefekküriye

  • Tefekkür ibadeti.

levha-i tefekkür

  • Tefekkür levhası.

mertebe-i tefekkür

  • Tefekkür mertebesi.

meslek-i tefekkür

  • Tefekkür mesleği, yolu.

mirsad-ı tefekkür

  • Tefekküre sebep olan.
  • Tefekküre sebep olan gözlem.

nefsi tefekkür / nefsî tefekkür

  • Kişinin kendisi ve kendi varlığı üzerinde etraflıca derinlemesine düşünmesi.

silsile-i tefekkür

  • Tefekkür mânâları ve ifadeleri bulunan ve günlük olarak tekrarlanan bölümlerin zincirleme devam etmesi.

silsile-i tefekkürat / silsile-i tefekkürât

  • Tefekkürler zinciri.

tarik-i acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür / tarîk-i acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür

  • Acz, fakr, şefkat ve tefekkür yolu.

tefekku'

  • Yarılmak.

tefekkuh

  • Fıkıh ilmini tahsil etmek.

tefekküh / تَفَكُّهْ

  • Yemiş toplayıp vermek. Meyvedar olmak. Meyvelenmek.
  • Pişman olmak.
  • Pek hoşlanıp hayrette kalmak.
  • Meyve yemek.
  • Meyve.
  • Meyve yeme, meyvelenme.

tefekkühat

  • Meyve ziyafetleri.

tefekkühat-ı ilmiye

  • Meyve ziyafetleri hükmünde olan ilmin detayları, ayrıntıları.

tefekkük

  • Zincir halkası gibi birbirinden ayrılma.

tefekkün

  • Pişman olmak.
  • Taaccüb etmek, hayrette kalmak, şaşırmak.

tefekkür / تفكر / تَفَكُّرْ

  • Fikretmek. Düşünmek. Fikri harekete getirmek.
  • Allah'ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünme.
  • İbret alacak ve faydalanacak şekilde derin düşünme. Allahü teâlânın sıfatlarını ve nîmetlerini düşünme.
  • Fikretme, düşünme.
  • Fikretmek. Düşünmek. Düşünceyi harekete geçirmek. Akıl yormak.
  • Düşünme.
  • Düşünme, kafa yorma. (Arapça)
  • Tefekkür etmek: Düşünmek, kafa yormak. (Arapça)
  • Düşünme.

tefekkür etme

  • Düşünme.

tefekkür etmek

  • Allah'ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünmek.

tefekkür-ü akli / tefekkür-ü aklî

  • Akıl yoluyla tefekkür etmek, düşünmek.

tefekkür-ü ala-i ilahi / tefekkür-ü âlâ-i ilâhî

  • Yüce Allah'ın mahlûkatı ve nimetleri üzerinde tefekkür etme, düşünme.

tefekkür-ü arabi / tefekkür-ü arabî

  • Arapça tefekkür, düşünme.

tefekkür-ü dalalet / tefekkür-ü dalâlet

  • İnançsızlığı düşünme.

tefekkür-ü hakiki / tefekkür-ü hakikî

  • Asıl, gerçek tefekkür.

tefekkür-ü imani / tefekkür-ü imanî

  • İmana ait meselelerin düşünülmesi, tefekkür edilmesi.

tefekkür-ü imaniye

  • İmanî meselelerin düşünülmesi, tefekkür edilmesi.

tefekkürat / tefekkürât / تفكرات

  • Tefekkürler, düşünmeler.
  • Tefekkürler, düşünmeler.
  • Düşünmeler, düşünceler. (Arapça)

tefekkürat-ı imaniye

  • İmanî tefekkürler, düşünceler.

tefekkürat-ı ruhiye

  • Ruha ait tefekkürler.

tefekküri / tefekkürî

  • Etraflıca ve derinlemesine düşünerek.
  • Düşünmekle ilgili.

tefekkürname / tefekkürnâme

  • Tefekkür yazısı.
  • Allah'ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünmeye sevk edici eser, yazı.

vazife-i tefekkür

  • Tefekkür görevi.

vazife-i tefekküriye ve ubudiyet

  • Varlıklar ve olaylar üzerinde düşünüp Allah'ı tanıma ve Ona kullukta bulunma görevi.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın