Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
farsca
ifadesini içeren
46
kelime bulundu...
acemce
Farsça.
(Arapça - Türkçe)
aliz / âlîz
Alihten veya Aliziden fiilinden emirdir. İsm-i fâili Alizende Türkçedeki mânası: Zayıf, cılız.
(Farsça)
Farsçada: Hayvanın ürküp sıçraması, çifte atması, huysuzluk edip sıçramasına denir.
(Farsça)
azizan / azîzan
Azizler. Kelimenin sonundaki ân takısı Arabça'da ikilik, Farsça'da çokluk ifâde eder.
"İki azîz (velî)" mânâsına İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerinden Ali Râmitenî hazretlerine verilen lakab.
Büyükler, evliyâ. Birisiyle oturup kalbin toparlanmazsa Kalbindeki dünyâ düşüncesini s
ba-i kasem / bâ-i kasem
Arabçada yemin maksadı ile kelime başına getirilen bâ. "Billâhi" gibi.
Farsçada: Bâ diye yazılırsa; ile, beraber, birlikte, sâhip mânalarına gelir. Arapçadaki Zû gibidir.
ban
Dam, çatı.
Sorgun ağacı. Bey söğüdü.
yun. Sevgilinin boyu. Farsçada kelime sonuna gelerek, Türkçedeki "ci, cu" ekleri yerini tutan mânâda kullanılır. Meselâ: Bağban: Bağcı.
barı
(Farsça: Bârû) Etrafı surlarla çevrilmiş yer.
bela
Evet.
Farsçada "Belî" diye söylenir.
bi-
Başına eklendiği kelimeyi "e" haline getirir. İle, için mânâlarını vererek Farsçadaki "be" edatıyla aynı vazifeyi görür. Harf-i cerdir. Yâni; kendinden sonraki kelimeyi esre ("İ" diye) okutur. Yemin için de kullanılır.
bürhan-ı katı'
Kat'î, en sağlam ve şeksiz delil.
Farsça bir lügat kitabının ismi.
çe
Küçültme edatı olap bu mânâ ile Farsça isimlere eklenir.
(Farsça)
çille
Farsça (40) rakamını gösteren (Çihille) kelimesinin telaffuzunda aldığı şekildir. Daha çok (Çile) şeklinde söylenir.
çun ü çira / çûn ü çirâ
"Nasıl ve niçin" mânâsına farsça bir terim.
dan
Arabca, Farsça veya bazı Türkçe kelimelerin sonuna takılarak, âlet ismi veya sıfat yapılır. Meselâ: Ateş-dan : Mangal. Cüz-dan : Cüz kabı, çanta.
darice
Ay ve güneş ağılı. (Farsçada "hâle" denir.)
deri
Farsçanın sahihi, fasih olanı. (Kapı demek olan "der" ismi Farsça olduğu halde Arapça sayılarak müennesi "deriyye" yapılmıştır.)
(Farsça)
Havası hoş ve lâtif. Yeşilliği bol olan dağ eteği.
(Farsça)
disar
(Çoğulu: Düsür) Üste giyilen kaftan, elbise.
Yatak çarşafı.
Arapçada elbise demek olduğu hâlde Osmanlıcada yalnız Farsça kaidesi ile yapılan sıfat terkiblerinde ziyadelik, çokluk, bolluk mânasında kullanılmıştır.
elsine-i selase / elsine-i selâse
Üç lisan. Türkçe, Arapça ve Farsça.
farisi / farisî / fârisî / فارسى / فَارِس۪ي
Acemce, Farsça. İran'la alâkalı ve ona müteallik. İran dili veya halkı ile alâkalı olan.
Farsça.
Farsça.
(Farsça)
Fars, İranlı.
(Farsça)
Farsça.
fürs / فرس
Farsça.
(Farsça)
Fars ülkesi, İran.
(Farsça)
Fars, İranlı.
(Farsça)
güfte
Her hangi bir makama göre bestelenen manzume.
Farsça "söylemek" demek olan "güften" mastarından gelen bu tabirin mânası, söylenmiş söz demektir.
hace / hâce
Müderris, hoca, efendi mânâsına ilim sâhibi kimselere verilen Farsça bir ünvan.
ism-i mensub
Gr: Kelimenin sonuna Türkçede "Li", Arabça ve Farsçada kelime sessiz harfle bitiyorsa, bir "î", sesli harfle bitiyorsa; yerine göre sesli harf atılarak veya atılmayarak "î" veya "vî" harfi getirilerek yapılan, nereli ve nereye mensub olduğunu ifade eden isimdir. İstanbullu, İstanbulî; Mekkeli, Mekkî
ke
Farsçada küçültme edatıdır. Kelimelerin sonlarına gelir. (Meselâ: "Merdüm: Adam; merdümek: Adamcağız" gibi.)
(Farsça)
kem
Gr: Ne kadar? Kaç? (Mikdar için soru ifâdesinde kullanılır.) (Farsçada: Çend)
kerubiyan / kerûbiyân
Azâb meleklerinin büyükleri. Kerûb kelimesinin Farsça çoğul şeklidir. Arabî çoğul şekli ise Kerûbiyyûn'dur.
ma'nidar
Bir mânâyı mutazammın olan.
(Farsça)
Nükteli, ince mânâlı. Bir mâna ifade eden. Bir mânayı şâmil olan. (Farsça bir ifade olup, mânâ; ma'ni diye okunmuştur.)
(Farsça)
masdar-ı ca'li / masdar-ı ca'lî
(Mec'ul) yapma olan masdar. Arapçada, bazı isim ve sıfatların sonlarına (-iyyet) ilâve edilerek yapılır. Meselâ: İnsan: İnsaniyyet, Şâir: Şâiriyyet. Câhil: Câhiliyyet. Merbut: Merbutiyyet gibi.Arapça veya Farsça kelimenin sonuna (-îden) eki getirilerek yapılır. Meselâ: Cenk. den, Cengîden: Cenk etme
men
Ben. (Farsçada birinci şahıs zamiri)
(Farsça)
mesnevi-i şerif / mesnevî-i şerif
Mevlâna Celaleddin-i Rumî'nin meşhur farsça olan eserinin ismi.
mevlana celaleddin-i rumi
Hi: 672 de Belh'de doğdu. Konya'ya geldi ve yerleşti. Mühim eseri Farsça ve manzum yazdığı Mesnevi'sidir. İkişer mısralı kafiyeli şekilde olduğundan bu isim verilmiştir. Mevlevi Tarikatının piri ve serefrâzıdır.
müferres
Farsçalaştırılmış.
mülemmaat
(Tekili: Mülemma') Bir kısmı Türkçe, bir kısmı Farsça veya Arapça söylenmiş olan manzumeler.
müv
Farsçada müvrâne denilen ot.
na
Farsçada nefy edatıdır. Müsbet mânâyı menfi yapar. Kelimenin başına getirilir. Meselâ: Nâ-ehil : Ehliyetsiz, ehil olmayan.
nami
Büyüyen, artan, ürmee kuvveti olan. Nebat ve hayvandaki büyüyüp gelişme kuvveti.
Farsçada: Namlı, şöhretli, ünlü.
nefy edatı / nefy edâtı
Arabçada "Lâ", Farsçada "Nâ" gibi olumsuzluk bildiren edât.
ney
Kamıştan yapılan damaksız düdük.
Kamış kalem.
Mc: Kâmil insan.
Farsçada : Yokluk.
ordu (urdu) dili
Pakistan'da Müslümanların konuştukları Arapça, Türkçe, Farsça ve Hintçeden müteşekkil olan dil.
osmanlıca
Osmanlıların konuştuğu dil olup, Türkçe, Arapça ve Farsçadan müteşekkildir.
parsi / pârsî / پارسى
Farsça.
(Farsça)
şahıs zamiri
İsim yerine kullanılan ve insanlara işaret eden kelimeler. Farsçada: (Men: ben), (Tu: sen), (U: o), (Mâ: biz), (Şümâ: siz), (İşân: onlar). Bunlar gayr-ı muttasıl (bitişik olmayan) zamirlerdir.Arapçada; gayr-ı muttasıl zamirler: (Ene: ben), (Ente-sen), (Entümâ: ikiniz), (Hu: O), (Entüm: siz), (Entünn
sıfat terkibi
Sıfat tamlaması. Meselâ: "Kâmil insan" kelimeleri bir sıfat terkibidir. Burada Türkçe ifâdeye göre "kâmil insan" terkibinden birinci kelime sıfat (belirten), ikinci kelime ise mevsuf (belirtilen) dir. Farsça kâideye göre "insan-ı kâmil" diye söylenir.
taratun
Fârisî dilince söyleşmek. Farsça konuşmak.
tebelbül
Lisanların muhtelif ve muhtelit olması. Bazısı Arapça, bazısı Farsça ve Türkçe olmak gibi.
Karışıklık.
telmi'
(Lemeân. dan) Renk renk yapma, rengârenk yapılma.
Parıldama, parıldatılma.
Edb: Mısraları, Türkçe, Arabça, Farsça gibi başka başka dillerde olan manzume yapma.
vasıf terkibi
Gr: Birleşik sıfat. Bir ismin sonuna Farsça bir emir eklenerek yapılan terkib. Meselâ : Zevk-efzâ : Zevk artıran.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Fatih
kàbiliyet-i makam
Mesmüs
akbeh
nur-u ayn
Mah-ı cihan
mihr
Kûrun-u ûla
künuz-u mahfiye
hayim
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
farsca
bârû
İyi haber
Göz
Korkuluk
sikiş
Tükür
kuk
Tevzî
kabz-ı ruh