Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
ezmek
ifadesini içeren
31
kelime bulundu...
cevelan etmek / cevelân etmek
Dolaşmak, gezmek.
demdeme
Hiddetli söz. Avâz. Hoşa gitmeyen sesler.
(Farsça)
Sinek vızıltısı.
(Farsça)
Öğütmek. Sürte sürte ezmek.
(Farsça)
Azab vermek, eziyet etmek.
(Farsça)
Hile.
(Farsça)
Davul.
(Farsça)
şöhret, nam, ün.
(Farsça)
devf
Suda ıslamak.
Irak etmek, uzaklaştırmak.
Misk ezmek.
devr-i alem / devr-i âlem
Dünya seyahati, dünya gezisi, dünyayı gezmek.
hadsen
Birdenbire sezmekle.
Sezmekle. Sür'atle intikal ve idrâk etmekle.
hall
Çözme. Çözülme. Karışık bir mes'elenin içinden çıkma.
Anlayıp karar vermek. Neticelendirmek.
Susam yağı.
Ezmek.
Açmak.
Dühul etmek, girmek.
hank
Muhkem etmek, sağlamlaştırmak.
Bir şeyi çiğneyip damağıyla ezmek.
Davarın ağzına gem vurmak veya urgan koymak.
heves
Gelip geçici istek. Nefsin hoşuna gitmek. Devran edip gezmek. Akıl ile olmayıp nefis ile olan istek.
hissetmek
Sezmek.
ihtisas
Hissetmek. Sezmek. Duymak. Duygulanmak. Hislenmek.
istikra'
Gezmek, dolaşmak, etraflı bilgi edinmek. Ayrı ayrı hâdiselerdeki müşterek vasıflara dikkat ederek umumi bir netice çıkarmak. Umumi araştırmak. Fertten umuma âit hüküm sâhibi olmak.
istişmam
Koklamak. Kokusunu almak.
Hissetmek, sezmek, dolayısı ile anlamak.
Uzaktan haber almak.
kab'
Seyahat edip gezmek.
Nefesi tutulmak.
Atın burnu içinden çıkan hırıltı.
kam'
Kahretmek. Zelil etmek.
Zabtetmek. Ezmek. Kırmak.
Hasta etmek.
Başına vurmak.
Bir sese kulak verip dinlemek.
Ağzı dar olan bir şeyin içine huni ile akıcı maddeyi koymak.
Huni.
keşt
Seyir ve temâşâ etmek. Gezmek.
Hanzale.
medak
Bir şeyi ezmekte kullanılan yassı taş.
midvek
Bir şey ezmekte kullanılan taş.
sahk
Dövmek.
Ezmek.
Eski kaftan, eski elbise.
secc
Gayet ince olan nesne.
Duvar sıvamak.
Hoş kokulu nesne ezmek.
sehc
Seyretmek.
Ezmek.
sehl
(Çoğulu: Sühul) Beyaz pamuk bezinden olan elbise.
Nakit, para. nakit akçe.
İpliği bir kat bükmek.
Ezmek.
Dövmek.
sekk
Seyahat etmek, gezmek.
seyruret
Yürümek, gezmek.
tecvil
Seyahat etmek, gezmek.
tedavül
Elden ele gezmek, dolaşmak.
tedvih
Şehirler gezmek.
temaşa
Hoşlanarak bakmak. Seyretmek. Seyre çıkmak. Gezmek. İbretle bakmak.
(Farsça)
tenezzüh etmek
Gezmek, dolaşmak.
tenkib
Dolaşıp gezmek.
Ticaret yapmak. Tefahhus etmek.
İnceden inceye araştırmak.
tevatür
Kuvvetli haber.
Müteaddid şeyler birbiri ardınca zâhir olmak.
Bir hususun söylenmesi hemen herkesin ağzında olup, gezmek. Şâyia.
Fık: İçinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemâate dayanan kuvvetli haber, ferdî olmayıp cemaate ait olan sağlam haber.
ticval
Memleket seyredip dolaşmak, gezmek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
musannif
karine-i mania
vekayi
binaen
Eştat
muhayene
takdire şayan
daire-i ufk
müntehab
دلدار
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
ezmek
deli
Çıkar
vezn
etki
Çeviri
cocuk
vasıl eden
ninni
yazar