Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
evladi
ifadesini içeren
33
kelime bulundu...
ad kavmi / âd kavmi
Hûd aleyhisselâmın kavmi. Bu kavim Nûh aleyhisselâmın torunlarından Âd'ın evlâdından çoğaldıkları için bu adı almışlardır. Bu kabile, Yemen'de Hadramûd bölgesinde, Umman ile Aden arasında Ahkâf denilen yeri yurt edindi. Yemen ile Şâm arasında yerleştikleri de rivâyet edilmiştir.
ah
Maddi veya mânevi bir acı hissolundukta kullanılır.
Nedamet, pişmanlık ve teessüf beyan eder.
Birine acındığına, keder ve esef edildiğine delalet eder. Meselâ : Ah! Evladım! gibi.
ahlaf
Halefler. Sonra gelenler. Zürriyetler. Evvelkilerin yerine geçenler. Nesil. Evlâdın evlâdları. Nesl-i âti.
akib
Ayağın ökçesi. Adamın evlâdı, evlâdının evlâdı.
al-i imran / âl-i imrân
İmrân âilesi. Süleymân aleyhisselâmın evlâdından İmrân bin Mâsân'ın kendisi veya onun kızı hazret-i Meryem ile oğlu hazret-i Îsâ. Âl-i İmrân'ın, Yâkûb aleyhisselâmın evlâdından İmrân binYeshâr'ın kendisi veya oğulları Mûsâ ile Hârûn aleyhisselâmın ol duğu da bildirilmiştir.
asabe
Kuvvet, şiddet.
Bir tek sinir.
Baba tarafından akraba olanlar.
Bir kimseye yardım ve takviye eden akrabası takımı.
Fık: Eshab-ı Feraiz, hisselerini aldıktan sonra geri kalanı, terekeyi alan kimse. (Babası ve evladı olmayan kimseye vâris olan.)
asilzade / asîlzâde
Asîl kimsenin evladı.
beni israil / benî isrâil
İsrâiloğulları. Ya'kûb aleyhisselâmın, on iki oğlundan gelen evladı ve torunları. Ya'kûb aleyhisselâmın diğer adı İsrâîl olduğu için, soyundan gelenler bu isimle anılmışlardır.
büşiy
Fakir ve evlâdı çok olan kimse.
büteyra
Sonunda evlâdı kalmayan.
Vitir namazını bir rekat kılmak.
Şems, güneş.
Sabah.
cüz
Kısım, parça. Bir şeyin bir parçası.
Kitab forması.
Küllün mukabili.
Kur'ân-ı Kerim'in otuzda bir parçası.
Kanaat. İktifâ eylemek.
Düğümü sağlam yapmak. Bir şeyi pekiştirip muhkem kılmak.
Kız evlâdı.
danu'
Evlâdı çok olmak.
evlad-ı vatan / evlâd-ı vatan
Vatan evlâdı.
eyyub / eyyûb
(A.S.) : Kur'ân-ı Kerim'de ismi geçen İshak Aleyhisselâm'ın oğlu olan Ays'ın evlâdından Eyyûb Aleyhisselâm, bir peygamber idi. Pek çok malı ve Şam tarafında çok mülkü vardı. Her makbul kulunu ve peygamberini Allah imtihana çektiği gibi onu da denedi. Cümle emlâki emvâli elinden gitti. O yine şükrett
hal'
Kaldırma. Kal' etme.
Hükümdarı tahttan indirmek. Azletmek.
Mansıb ve mesnetten ihraç etmek.
Elbise gibi şeyleri soymak.
Bir şeyi izâle edip ayırmak ve terketmek.
Karısını boşamak. Evlâdını evlâdlıktan reddetmek.
kerş
Karın.
İşkembe.
Topluluk, cemaat.
Kişinin çoluk çocuğu veya küçük evlâdı.
kesir-ül evlad / kesir-ül evlâd
Çocukları çok olan. Evlâdı kesir olan.
lebbe
Göğsün gerdanlık takılan yeri.
Devenin ve sığırın, göğsünden boğazladıkları yeri.
Evlâdını ve erkeğini seven kadın.
mıklat
Evlâdı yaşamayan kadın.
Bir kez doğuran ve daha hâmile olmayan deve.
nezur
Evlâdı az olan kadın.
rekub
Erkeğinin ölümünü bekleyen kadın.
Evlâdı durmayan avret.
Kalabalıktan suya yaklaşamıyan deve.
sedd-i zerai'
Şer'an memnu olan bir şeye vesile teşkil eden mübah fiillerin de men edilmesi. "Def-i mefasid, celb-i menafiden evlâdır." Buna binaen insan, şer'an memnu olan herhangi bir şeye sâik olacak şeylerden sakınması icab eder, o şeyler hadd-i zâtında mennu olmasa da. Bu husus Mâlikî Mezhebinde delil kabul
şerif-i caferi / şerîf-i câferî
Hazret-i Ali'nin, hazret-i Fâtıma'dan dünyâya gelen Zeyneb adlı kızınınAbdullah bin Câfer-i Tayyâr ile evlenmelerinden meydana gelen evlâdına verilen ad.
sibt
(Çoğulu: Esbât) Kişinin oğlundan ve kızından olan evladı.
Torun.
sükul
Evlâdı ölüp yalnız kalan kadın.
sulbi / sulbî
Birinin sulbünden gelme. Kendi evlâdı. Kendi oğlu.
sulbiyye
Ferâiz ilminde yâni İslâm mîrâs hukûkunda bir kimsenin öz kız evlâdı.
tekasür / tekâsür
(Kesret. den) Çoğalma. Kesret bulma.
Çok öğünme. Mal ve evlâdın çokluğu ve bu çokluk ile fahirlenme.
vaşiye
Evlâdı çok olan kadın.
vêd
Kız evladı diri diri toprağa gömüp öldürme âdeti.
veled-i manevi / veled-i manevî
Evlâdlığa kabul edilen, âhiret evlâdı. Bir hocanın talebesi. Mürid.
velediyet
Birisinin evlâdı olma hâli. Çocuk oluş.
zade
Evlâd, oğul.
(Farsça)
İyi insan.
(Farsça)
Nikâh neticesi olmuş çocuk.
(Farsça)
Kelime sonuna getirilerek birleşik kelimeler de yapılır. Meselâ: Şah-zade (Şehzade) : Padişah evlâdı.
(Farsça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
müteakib
elvan
batman
komitecilik
MUĞ
müsebbih
Müsteir
ecel
sebt
Mana-yı Sarih
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
evladi
sebebiyet veren
Şerk
Küman
Teski
ezan-ı muhammed
Cızırtı
Sonuçsuz
gözde
Öğüt