Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
endişe
ifadesini içeren
37
kelime bulundu...
ahzar
(Tekili: Hazer) Endişeler, ihtiyatlar.
akibet-endiş / âkibet-endiş
Geleceği için endişe eden. İstikbâlini düşünen. Akibetini düşünen.
(Farsça)
akıbet-endişane / âkıbet-endişâne
Âkıbetten ve sonuçtan endişe ederek.
akıbet-endişlik / âkıbet-endişlik
Gelecek konusunda endişeye kapılma.
asayiş
Emniyet, güvenlik, korku ve endişeden uzak hâl. Kanun, nizam hakimiyeti. İnsan cemiyetlerinde iktidar, hâkimiyet, bir zümrenin, bir sınıfın elinde olmaktan kurtulamamasından ve bir kısım insanlarca yapılan, istedikleri zaman değiştirilen kanunlara diğer insanların saygısı temin edilemediğinden asayi
(Farsça)
benat-üs sadr / benât-üs sadr
Endişe.
Hayal.
Kederler.
dai-i endişe / dâî-i endişe
Endişe sebebi.
dur-endişane / dûr-endişâne
Gelecek endişesiyle.
emin
Kalbinde korku ve endişesi olmayıp rahatta olan. Korkusuz.
Kendisinden korkulmayan.
Kendine inanılan. İtimat edilen.
İnanan, güvenen.
Çok iyi bilen, şüphe etmeyen.
endişe-i helaket / endişe-i helâket
Yok olma endişesi.
endişe-i istikbal
Gelecek endişesi.
endişe-i mevt
Ölüm endişesi. Ölüm korkusu.
Ölüm endişesi.
endişedar
Endişeli.
endişekarane / endişekârâne
Endişe ederek.
endişenak / endîşenâk
Endîşenâk olmak:
Kaygılanmak.
endişnak
Endişeli, kederli, meyus, sıkıntılı, düşünceli.
(Farsça)
fütur / fütûr
Zayıflık, gevşeklik, bezginlik, endişe.
gaflet
Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık. En mühim vazifeyi düşünmeyip, Cenab-ı Hakk'a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmak. Nefsine ve hevesâtına tâbi olarak Allahı ve emirlerini unutmak.
hacise
(Çoğulu: Hevâcis) Merak, kalbe gelen endişe.
hak-endiş
Hakkı düşünen. Hakkı arayan, doğruluk için endişe eden.
(Farsça)
hodendiş
Yalnız kendini düşünen, kendisi için endişe eden.
(Hod-endiş) Kendini düşünen. Kendi için endişe eden. Başkasının işine yaramayan.
(Farsça)
hodendişlik
Kendi için kaygılanma, endişe etme; kendini düşünme; bencillik.
irha-i imame
"Sarığı gevşetme" Kaygısız, endişesiz olma.
istika'
Olacak veya vuku bulacak diye endişelenme.
kerb
(Çoğulu: Kurub-Küreb) Yeri sürüp aktarmak.
Dar etmek.
Yakın olmak.
Gam, tasa, keder, endişe.
kerbe
Gam, tasa, endişe.
laalle
Arabçada olması mümkün şeyler için kullanılır. Ola ki, umulur, ümid edilir, umulur ki mânâlarınadır. Ümide veya endişeye delâlet eder.
mahtur
(Hatar. dan) Hatara, tehlikeye yakın.
Düşünme. Fikir ve endişe.
mehmum
Endişeli. Düşünceli.
mucib-i endişe
Endişeyi gerektiren.
müstevki'
Bir şeyin vukuunu bekleyen, olmasını bekleyen.
Olacak diye endişelenen.
mütekalkıl
Kararsız, şüpheci, endişeli.
sigal
Düşünce, fikir.
(Farsça)
Kuruntu, endişe.
(Farsça)
tasmim
Bir şeyi önceden iyice kararlaştırmak. Azimet-i sadıka ile kastetmek.
Muhkem kılmak.
İnkâr etmek.
Endişe edip kaçınmamak.
tefkir
Düşündürme veya düşündürülme.
Endişe etmek.
telaşe / telâşe
Telaş, endişe, kaygı.
terai / teraî
Aynaya bakma.
Birbirini görmek ve görüşmek. Bir fikir hakkında mukabil görüş, endişe mülâhaza eylemek.
Hurmanın kuruyup renginin belli olması.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Lemma
Edvar
andelib
zat-ı şerif
dalalet
hüda
kelam-ı kadim
mütehakkime
bend
bel
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
endişe
küçük saray
Çeviri
ökse
Evlâ kıyas
üstü kapalı
Temiz, saf
Büyük hayvan
Sellüm
Rûy