LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te enca ifadesini içeren 14 kelime bulundu...

avakıb

  • (Tekili: Akibet) Encamlar. Akibetler. Sonlar.

berg

  • Yaprak. (Farsça)
  • Azık. (Farsça)
  • Azm, kasd. (Farsça)
  • Hazırlık. Mal, mülk. (Farsça)
  • İntizam-ı hal. (Farsça)
  • Serencam. (Farsça)

emed

  • Son, nihayet. Gayet. Encam, intihâ.

engam

  • Vakit, zaman, an. Mevsim. (Aslı: Encam'dır.) (Farsça)

gayet

  • Çok, pek çok.
  • Nihayet. Gaye. Encam.

helhele

  • Okuyucunun tesirli nağmeyi tekrar etmesi.
  • Unu seyrek elekten elemek.
  • Teenni ile encamını beklemek.
  • Bir şeye pek yaklaşıp çatmak.

mence

  • (Mencâ) Kurtulacak yer. Necat bulacak yer.
  • Necat bulma. Kurtulma.

necef

  • (Necefe) : (Çoğulu: Nicâf-Encâf) Üzerine su çıkmayan yer. Tümsek yer, yüksek, tepe, sırt.
  • Irakta bir şehrin adı.

necl

  • (Çoğulu: Encâl) Oğul, evlât, çocuk.
  • Kuşak, nesil, sülâle.
  • Atmak.
  • Ayak ucuyla vurmak.
  • İstihrac etmek, meydana çıkarmak.
  • Yerden çıkan su.

neyrenc

  • (Çoğulu: Neyrencât) Tılsım.

nirenc

  • (Çoğulu: Nirencât) Düzen, hile.
  • Resim, taslak.

nüktesenc

  • (Çoğulu: Nüktesencân) Nükteyi değerlendiren. Nükteden anlayan. Nükteyi yerinde kullanan. (Farsça)

sayyur

  • Bir işin âkibeti, sonu, neticesi, serencâmı.
  • Akıl, fikir.

sühan-senc

  • (Çoğulu: Sühansencân) Hesaplı ve ölçülü konuşan, lüzumsuz konuşmayan. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın