LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te elbette ifadesini içeren 13 kelime bulundu...

ala-eyyi-hal

  • Herhâlde, mutlaka, elbette, her nasıl olsa.

bit-tarik-il ula

  • Birinci usul veya yol ile. Elbetteki. Evleviyetle.

bittabi

  • Tabiî ki, elbette.

burhan-ı inni / burhân-ı innî

  • İnneli (elbetteli) delîl. Eserden müessire (o eseri yapana), san'attan san'atkâra ve netîceden sebebe götüren delîl. Kelâm (akâid) ilminde daha çok bu delîl kullanılır.

hayhay

  • Baş üstüne, seve seve yaparım, öyle ya!, şüphesiz, elbette (gibi mânâlara gelir.) (Türkçe)

her-ayine

  • Mutlaka, elbette. Behemehal, zaruri, herhalde. (Farsça)

kam u nakam / kâm u nâkâm

  • Elbette, ister istemez.

kaziye-i şartiyye-i münfasıla

  • Man: Mahmulü birden fazla olmakla bu mahmulllerin biri elbette mevzua isnad olunmak lâzım geldiğine hükmolunan kaziyyedir. (Adet ya tektir, ya çifttir) gibi.

lacerem

  • şüphesiz, elbette, besbelli.
  • Nâçar, zaruri.

laşek / lâşek

  • Şek ve şüphe yok. şüphesiz. Elbette.

lev

  • Gr: (Şart edâtı) Dahâ ziyade, olsa bile (manâsına gelir.) "İnne" gibi mâzi mânâsını muzariye çevirmeyip aksine muzâriyi de mâziye çevirir. Temenni edâtı ve vasıl edâtı olur. Meselâ : Lev-câe Aliyyun leraeytühu: Ali gelse idi, elbette görürdüm.

müftehirane / müftehirâne

  • İftihar ederek, karşılık beklemeden. (Farsça)
  • Elbette. Memnuniyetle. (Farsça)

zahir

  • (Zuhur. dan) Görünen, âşikâr olan. Açık, belli, meydanda olan.
  • Görünüşe göre.
  • Şüphesiz.
  • Suret. Dış yüz. Görünüş.
  • Anlaşılan.
  • Meğer. Galiba. Zannederim. Elbette.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın