REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te eğitim ifadesini içeren 74 kelime bulundu...

ankara maarif dairesi

  • Ankara Eğitim Dairesi; Millî Eğitim Bakanlığı.

daire-i maarif

  • Eğitim-öğretim dairesi.

daru'l-muallimin / dâru'l-muallimîn

  • Öğretmen okulu; 1847'de rüştiyelere (ortaokullara) öğretmen yetiştirmek üzere kurulan eğitim kurumu.

deha-yı fenni / dehâ-yı fennî

  • Eğitimini fen ve felsefeden almış olağanüstü akıl.

dini tedrisat / dinî tedrisat

  • Dinî eğitim ve öğretim.

edeb-i islamiye / edeb-i islâmiye

  • İslâmî terbiye; İslâmın verdiği terbiye, eğitim.

ehl-i maarif

  • Eğitimciler; ilim ve irfan ehli olanlar.

ehl-i medaris

  • Osmanlı döneminde dinî ilimlerin tahsil edildiği yüksek eğitim kurumlarına mensup olanlar.

ehl-i riyazet / ehl-i riyâzet

  • Nefsini terbiye etmek için manevî eğitime giren kişiler.

ehl-i tekke

  • Tekkeye giden ve oradaki zikirleri yapan kişiler; Osmanlı döneminde, sadece tasavvuf ve tarikat eğitimi verilen tekkelerde mânevî ilim tahsil edenler.

fenn-i tehzib-i ruh

  • Ruh eğitimi bilimi, psikoloji.

hücre-i talim

  • Eğitim hücresi.

irşad ve talim

  • Doğru yolu gösterme ve eğitim ve öğretim.

maarif / maârif / معارف / مَعَارِفْ

  • Maarif nezareti: Millî eğitim bakanlığı.
  • Marifetler, ilimler, tanımalar, eğitim.
  • Bilimler. (Arapça)
  • Kültür. (Arapça)
  • Millî Eğitim Bakanlığı. (Arapça)
  • Eğitim öğretim.

maarif dairesi

  • Eğitim dairesi, Millî Eğitim Bakanlığı.

maarif nazır vekili

  • Millî Eğitim Bakan Yardımcısı.

maarif nazırı

  • Milli Eğitim Bakanı.

maarif vekaleti / maarif vekâleti

  • Millî Eğitim Bakanlığı.

maarif vekili / maârif vekîli / مَعَارِفْ وَك۪يلِي

  • Milli Eğitim Bakanı.
  • Eğitim bakanı.

maarif yangını

  • Millî Eğitim Bakanlığında çıkan yangın.

maarif-i ahmediye

  • Peygamber Efendimiz'in (a.s.m.) öğrettiği ilim, irfan, eğitim ve terbiye.

maarif-i islamiye / maarif-i islâmiye

  • İslâmi bilgi, İslâmî eğitim ve öğretim.

maarif-i umumiye nezareti

  • Maarif vekâleti. Milli Eğitim Bakanlığı.

maarifi / maarifî

  • Eğitim ve öğretim alanıyla ilgili.

maarifperver / maârifperver

  • Eğitimi seven.

maarifperverlik

  • Eğitim ve öğretime değer verme.

maarifsizlik

  • Eğitimsizlik.

manevra

  • Eğitim ve deneme.

manevra meydanı

  • Eğitim ve deneme yeri.

medaris / medâris

  • Medreseler, okullar; Osmanlı döneminde dinî eğitim veren yüksek öğretim kurumları.

medrese

  • İslâm medeniyetinde üniversite seviyesindeki eğitim ve öğretim müesseseleri.
  • Din ilimlerinin ders verildiği eğitim kurumu.

medresetü'l-vaizin / medresetü'l-vâizîn

  • Vaiz yetiştiren eğitim kurumu.

mektepliler

  • Okullular, eğitimli kesim.

melaik-i medaris / melâik-i medâris

  • Medreselerin melekleri, yüksek dinî eğitim kurumlarındaki meleklere benzeyen talebeler.

muallem / مُعَلَّمْ

  • Öğrenim görmüş, eğitimli kişi.
  • Eğitimli, talim görmüş.

müderrislik

  • Yüksek eğitim kurumlarında ders verme, hocalık.

pedagog

  • Eğitim bilimi uzmanı, eğitimci.

rahle-i tedris

  • Eğitim ve öğretim rahlesi, üzerinde ders verilen küçük masa.

riyazat

  • Manevî ilerleme için gerçekleştirilen eğitim.

riyazetü'l-kalb

  • Kalb eğitimi.

serir-i tedris

  • Ders kürsüsü, eğitim divanı.

skolastik / skolâstik

  • Ortaçağ Hıristiyanlık eğitimi.

ta'lim / تَعْل۪يمْ

  • (Askere harb san'atını) Öğretme, eğitim.

ta'limhane / ta'lîmhâne / تعليم خانه

  • Eğitim alanı. (Arapça - Farsça)

tahsil yapma

  • Eğitim alma.

talim / tâlim

  • Eğitim, öğretim.

talim ve terbiye

  • Eğitim ve öğretim.

talim-i ahlak / tâlim-i ahlâk

  • Ahlâk dersi, eğitimi.

talim-i ilahi / tâlim-i ilâhî

  • İlâhî eğitim, doğrudan Allah'ın öğretmesi.

talim-i infiradi

  • Tek eğitimciye dayalı eğitim sistemi.

talimat / tâlimât

  • Tâlimler, eğitimler; bir iş hakkında hareket tarzını bildiren emirler.

talimgah / talimgâh

  • Eğitim yeri.

talimsiz

  • Eğitimsiz.

tedbirü'l-cesed

  • Sağlık; beden eğitimi.

tedbirü'l-ceset

  • Beden eğitimi.

tederrüs etme

  • Ders alma, eğitim görme.

tedrisat

  • Eğitim, öğretim.

terbiye / تربيه

  • Eğitim, öğretim.
  • Yetiştirme. (Arapça)
  • Eğitim. (Arapça)
  • Cezalandırma. (Arapça)

terbiye-i diniye

  • Dinî eğitim, ahlâkî terbiye.

terbiye-i esasiye

  • Esas terbiye, temel eğitim.

terbiye-i furkaniye

  • Doğru ile yanlışı birbirinden ayıran Kur'ân'ın verdiği eğitim.

terbiye-i mahsusa

  • Özel eğitim ve terbiye verme.

terbiye-i medeniye

  • Medeniyetin verdiği eğitim.

terbiye-i milliye

  • Milli eğitim.

terbiyehane

  • Eğitim ve terbiye yeri, terbiye evi.

terbiyename

  • Terbiye edici belge; belli bir terbiye ve eğitim programını içeren talimat, kitap.

terbiyeten

  • Eğitim, yetişme itibariyle.

terbiyetü'l-vicdan

  • Vicdan eğitimi.

terbiyevi / terbiyevî / تربيوی

  • Terbiye ile ilgili, eğitime dair.
  • Eğitimsel. (Arapça)

tevhid-i medaris / tevhid-i medâris

  • Medreselerin, okulların birleştirilmesi; Osmanlı döneminde dinî ilimlerin tahsil edildiği eğitim kurumlarının bir araya getirilmesi.

ulum-u medaris / ulûm-u medaris

  • Medreselerin ilimleri; Osmanlı döneminde dinî ilimlerin tahsil edildiği yüksek eğitim kurumlarında ders verilen ilimler.

üstad-ı alim / üstad-ı alîm

  • Bilgin eğitimci, bilgin öğretmen.

usul-ü tedris

  • Eğitim medotu, pedegoji.

vesail-i terbiye

  • Terbiye vasıtaları, eğitim araçları.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın