Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
dinsiz
ifadesini içeren
68
kelime bulundu...
ateist
Dehrî, dinsiz.
beşm
Kırağı; çiy. Şebnem.
(Farsça)
Taberistan ile Rey arasında havası çok soğuk olan bir mevki.
(Farsça)
Dinsiz, mezhebsiz.
(Farsça)
bi-din / bî-din
Dinsiz.
(Farsça)
Merhametsiz, acımasız.
(Farsça)
bidin / bîdin / بى دین
Dinsiz.
(Farsça - Arapça)
cani
Cinayet işlemiş olan. Birisini öldürmüş veya yaralamış bulunan. Caniler nasıl haksız yere insanı öldürüyorlar ve onların hayatlarına son veriyorlarsa; kâfirler, inkârcılar, dinsizler de birer cani sayılırlar. Çünkü Allah'ın eserleri olan canlı ve cansız varlıklar onun sonsuz kudretini, ilmini, irade
cereyan-ı nemrudane / cereyan-ı nemrudâne
Nemrud gibi zulüm ve zorbalıkla ve dinsizlikle iş gören akım.
cereyan-ı zındıka
Dinsizlik akımı, hareketi.
dehri / dehrî
Allahü teâlâya ve âhirete inanmayıp, dehr (zaman) sonsuzdur ve dünyânın başlangıcı ve sonu yoktur, böyle gelmiş böyle gider diyen dinsiz, ateist.
dinsizdarane / dinsizdârâne
Dinsizcesine.
Dinsizce.
diyanetsizlik
Dinsizlik, dindar olmama.
ehl-i bid'a ve mülhid
Dinin aslında olmadığı halde, sonradan çıkarılan zararlı şeyleri dine mal etmeye çalışanlar ve dinsizler.
ehl-i ilhad / ehl-i ilhâd
Doğru meslek ve dinden, Hak yolundan çıkıp bâtıl yola sapan, imansızlar, dinsizler.
(Farsça)
İnkarcılar, dinsizler.
ehl-i ilhad ve fen
Dinsizler ve bilim adamları.
ehl-i zındıka
Dinsizler.
evcedethu-l esbab
(İcad. dan) "Onu sebepler icadediyor. Sebepler bu şeyi icadediyor." mânasında dinsizliği ima eden bir söz.
farmason
Mason. Dinsiz, imansız.
(Fransızca)
felasife
Felsefeciler. Filozoflar, felsefe ile uğraşanlar.
Düşüncesiz, kaygısız, rahat yaşayanlar.
Dinsizler.
fir'avn
Mısır'da, hususan Hazret-i Musa (A.S.) zamanında Allah'a isyan edip ilâhlık dâvasında bulunan, Musa Peygamber'e inanmayan hükümdar.
İlâhlık iddia eden dinsiz, azgın ve şaşkın insan.
fir'avniyyet
Firavun gibi oluş, isyankârlık ile Allah'ı tanımayış. İnat ile Allah'a isyan edip halkı sapık yollara, dalâlete ve dinsizliğe sevke çalışmak.
fısk / فسق
Kötülük, sefihlik.
(Arapça)
Dinsizlik.
(Arapça)
Tanrı'ya karşı isyan.
(Arapça)
fücur
Günah. Zina. Namusları pây-mâl etmek gibi şeytanî iştiha. Dinsiz ve ahlâksızların durumu.
hadis-i müftera / hadîs-i müfterâ
Müseylemet-ül-Kezzâb'ın ve ondan sonra gelen münâfıkların (kalbiyle inanmayıp, sözleriyle inandık diyenlerin), zındıkların (kâfirlerin), müslüman görünen dinsizlerin uydurma sözleri.
hain-i bidin / hâin-i bîdin
Dinsiz hâin.
har
Hor, hakir, âdi. Aşağı. (Dinsiz, imansız ve din düşmanı ahlaksızların ve sefihlerin vasıfları.)
(Farsça)
hizb-üş şeytan
Şeytana ve nefislerine tâbi olanların grubu. Allah'ın kanun ve nizamına tâbi olmadan kafalarına güvenerek ve nefsanî arzularına uyarak gitmek isteyenler. Milleti, memleketi ve mukaddesatı yıkmağa çalışan ve ahlâksızlığa alıştıranların ve dinsizlerin topluluğu ve cereyanı.
hümanizm
Lât. Edb: İslâmiyete mugayir ve aykırı eski Yunan ve Lâtin edebiyatı ve felsefesi taraftarlığı hareketi.
Fls: İnsan menfaatını hayatta değer ölçüsü kabul eden ve dine tâbi olmayan, insana aşırı hâkimiyet tanımak isteyen ve maddeperest, dinsiz, imansız bir cereyan, bir fikir ve bâtıl
ihsasiyye
Tecrübeden ve hissedilenden gayrısını kabul etmeyen. Hissiyyun ve maddiyyun fırkasından olanlar. İmansızlık. Dinsizlik.
ilhad / ilhâd / الحاد
Dinden çıkmak. Dinsizlik. Dinden dönmek. Allahın varlığına, birliğine inanmamak. İmânsızlık.
Dinsizlik, inanç bozukluğu.
Allah inancından ayrılış, tevhid inancından ayrılma.
Dinsizlik, inkâr.
Dinsizlik.
Dinden çıkma, dinsizlik.
(Arapça)
irtidad
Din değiştirmekle mürted olmak. İslâmiyetten çıkarak dinsiz olmak.
Geri dönmek.
irtidad-ı mutlak
Tam dinsizlik, dinin bütün değerlerini red ve terk etme.
izzet-i islamiye / izzet-i islâmiye
İslâmi izzet. Müslüman olanın her hususta daha şerefli, daha çalışkan, daha izzetli olması hâleti. Diğer dinlerdekilerden ve dinsizlerden izzetli ve şerefli olmaları hâleti.
kafir / kâfir
Hakkı görmeyen ve örten. İyilik bilmeyen. Allah'ı inkâr eden. Dinsiz. İmanın esaslarına veya bunlardan birine inanmayan. Mülhid.
kitabsız kafirler / kitabsız kâfirler
Ehl-i kitâbın dışındaki kâfirler, dinsizler.
kızıl alev
İnsanlığı inkarcılığa yönelterek dünyada da, âhirette de ateşe atan dinsizlik rejimi.
kızıl ejder
İnsanlığı inkarcılığa yönelten dinsizlik rejimi.
kızıl tehlike
Dinsizlik, anarşistlik ve komünistlik tehlikesi.
küfr
Allah'a inanmama ve ona ortak koşma.
Dinsizlik, imansızlık, kâfirlik.
Nankörlük.
Kaba, ayıp söz söyleme, sövme.
küfr ü dalal / küfr ü dalâl
Kafirlik ve sapıklık. Dinsizlik.
Kâfirlik, sapıklık, dinsizlik.
küfr-i inadi / küfr-i inadî
İnadî dinsizlik, inadî küfür. Hakikat isbat edildiği halde yine imana gelmemek. Bilip de kabul etmez olmak.
la-dini / lâ-dini
Din dışı, dinsizlik.
ladini / ladinî / lâdinî / lâdînî / لَاد۪ين۪ي
Dinle alâkası olmayan. Dinsiz. Din dışı.
Din dışı, dinsiz.
Dinsizliğe aid.
Dinsizlik.
liberal
Ferdî hürriyet lehinde, hürriyete elverişli. Ferdî teşebbüs ve hürriyet haklarını korumak için en iyi vasıta, devletin salâhiyyetlerini mümkün olduğu kadar tahdid etmek fikri. Rusya'daki dinsiz sosyalistliğin zıddı.
(Fransızca)
maddiyunun dinsizliği
Materyalistlerin dinsizliği; herşeyi madde ile açıklamaya çalışanların dinsizliği.
maddiyyun
(Maddiyun) Maddeciler. Her şeyin esası madde olduğunu iddia edip, ruhaniyatı inkâr eden dinsizler. Her şeyi madde ile ölçenler. Masnuât-ı İlâhiye olan mahlukatı ve zerrelerin muntazam hareketini, tesadüf eseri gibi kabul ve tevehhüm edip dinsizliğe yol açmağa çalışanlar.
maddiyyunluk
Maddecilik, materyalizm, maddeden başka her şeyi inkâr eden dinsiz felsefeciler.
marid
Azgın, sapkın. İnad ve isyanda benzerlerinden çok ileri gitmiş olan. Kibir, inad ve dinsizlikle tanınmış olan. Mütemerrid.
marık / mârık
Dinsiz, mürted, hak dinden çıkan.
Dinsiz, hak dinden çıkan.
Dinsiz.
mason
Duvarcı mânasına bir kelimeden alınmış isimdir. Dinsiz, imânsız mânâsına kullanılır. Fermeson veya farmason da denir.
(Fransızca)
melahide / melâhide / ملاحده
Mülhidler. Dinsizler. İmânsızlar.
Dinsizler, tanrıtanımazlar.
(Arapça)
meslek-i zındıka
Dinsizlik mesleği.
meşşaiyyun
Meşşâiler. Derslerini gezerek veren, peygamberlere uymayarak yalnız akıl ve fikir ile hakikatı bulmaya çalışan ehl-i dalâlet. Dinsizlik yolunu açanlar, sadece akla itimad eden ve vahye tâbi olmayan imânsızlar.
müftera hadis / müfterâ hadîs
Peygamberlik iddiâsında bulunan Müseylemet-ül-Kezzâb'ın ve ondan sonra gelen münâfıkların (kalbi ile inanmayıp, sözleriyle inandık diyenlerin), zındıkların (kâfirlerin), müslüman görünen dinsizlerin uydurma sözleri.
mülhid / مُلْحِدْ
Dinden çıkan, dinsiz, kâfir, imânsız. Haşir ve âhirete inanmayan.
Dinsiz.
Dinsiz.
Dinsiz.
mülhidane / mülhidâne
Dinsizce, imansızca. Mülhid olan bir kimseye yakışır şekil ve surette.
(Farsça)
münkir
(Nekr. den) İnkâr eden, kabul etmiyen, hakikatı tasdik etmiyen, dinsiz.
İnkâr eden, dinsiz.
nemrud
Dinsiz ve zâlim bir hükümdar, ülkesinin "ulu önder"i.
nemrudane / nemrudâne
Nemrud gibi dinsizcesine.
süfyan / süfyân / سُفْيَانْ
Âhir zamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler yaşamasına vesile olacağı sahih hadislerle bildirilen dehşetli dinsiz ve münâfık bir şahıs.
Âhirzamanda gelen ve kendisi gibi münafıklara "ulu önder"lik ederek dini yıkmaya çalışan dehşetli bir dinsiz, islâm deccalı.
Âhirzamanda geleceği ve İslâm dinini yıkmak için çalışacağı sahih hadislerde haber verilen dinsiz ve münâfık bir şahıs.
Müslümanlar içinde çıkacak yalancı dinsiz şahıs.
tedenni-i mutlaka / tedennî-i mutlaka
Sınırsız dinsizlik ve alçalma.
zelzele-i beşeriye
İnsanî zelzele; insanın maddî ve mânevî hayatında meydana gelen sarsıntı, Dünya Savaşları, dinsizlik gibi.
zenadık
(Tekili: Zındık) Zındıklar. Allah'a ve âhirete inanmayan dinsizler. İçten inanmayıp zâhiren mümin görünen münafıklar.
zenadıka
Zındıklar, dinsizler.
zendeka
Kâfirlik, dinsizlik. (Zendeka sâhibine zındık denir. Bazılarınca zındık; hem dinsiz, hem emvâl ve ezvacın iştirakine ve dehrin bekasına kail olan kimsedir.)
Dinsizlik.
zındık / زندق / زِنْد۪يقْ
Dinsiz.
Hiçbir dinde olmadığı ve Allahü teâlâya inanmadığı hâlde, müslüman görünüp müslümanlığı değiştirmeye, îmânı bozmaya, dinsizliği müslümanlık olarak yaymaya çalışan ve İslâmiyet'i içerden yıkmaya uğraşan sinsi İslâm düşmanı, azılı kâfir, münâfık. Kâdıy ânîler ve Behâîler böyledir.
Dinsiz.
Dinsiz.
Dinsiz.
zındıka / زِنْدِقَه
Dinsizlik, inançsızlık.
Dinsizlik.
Dinsizlik.
zındıka komitesi
Dinsizlik, inançsızlık cemiyeti, dinsizlerin komitesi.
zındıka-i felsefe
Felsefe dinsizliği, felsefeden gelen inkârcılık.
zındıklık
Dinsizlik.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Musirrane
igtişaş
Dîde
gaybiyane
sıfat-ı ilahiyye
وضعا
bad-ı subh
füruht
hiss-i
hücre
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
dinsiz
Tamlama
Hale gelmek
ı b
harikzedegan
eski usül
Rekat
Gurûb
duyurmak
temelde