LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te diba ifadesini içeren 29 kelime bulundu...

arten

  • Bir ot cinsidir ki, debbağlar onunla gön ve sahtiyan dibâgat ederler.

atan

  • (Çoğulu: Atân) Kovası el ile çekilen kuyu.
  • Kuyunun ve havuzun etrafında deve çekip duracak yer.
  • Su kenarı.
  • Kokmak.
  • Dibâgat etmek.

dabb

  • (Çoğulu: Dıbâb-Edubb) Keler, kertenkele.
  • Yaraya merhem sürmek.
  • Akmak.
  • Süt sağmak.
  • Yere yapışmak.
  • Dudakta olan bir hastalık (çatlayıp kan akar).
  • Hurma çiçeği.

dabbe

  • (Çoğulu: Dıbâb) Dişi kertenkele.
  • Kapıya koyulan yassı enli demir.

debabic

  • (Tekili: Dibâc) Dallı, çiçekli ipek kumaşlar.

debre

  • (Çoğulu: Deberât-Dibâr-Edbür) Savaşırken askerin bozulması.
  • Bir evlek yer.
  • Vaktinden sonra gelmek.

dıb'an

  • (Çoğulu: Dabâin-Dıbâ) Erkek sırtlan.

dibare

  • (Çoğulu: Dibâr) Bir evlek yer.

dibg

  • Dibâgat etmek. Arınıp pâk olmak.

efik

  • Dibâgatı tamam olmamış deri.

galaka

  • Deri dibâgat ağacı.

galif

  • Gön ve deri dibâgat etmekte kullanılan bir ot.

gazır

  • İyi dibâgat olunmamış deri.

hal'

  • Debbâğların dibâgat ettikleri derinin kazıntısı.
  • Vurmak.
  • Men etmek, engel olmak.
  • Hediye vermek, atâ etmek.
  • Cima etmek.

halem

  • Helâk olmak.
  • Dibâgat yaparken derinin kurtlanması.

hindeb

  • (Hindebâ-Hindebâe) Hindibâ, gündöndü çiçeği.

karf

  • Töhmet etmek, ayıplamak.
  • Ayıp isnad etmek.
  • Dibâgat olunmuş deriden yapılan dağarcık gibi bir kap.

lasaga

  • Hindibâ denilen ot.

laşe

  • Cife. Kokmuş et parçası.
  • Fık: Karada yaşayıp boğazlanmaksızın ölen veya şer-i şerife uygun olmayan şekilde kesilen kanlı hayvan ve bunların tabaklanmamış (dibagat edilmemiş) derileri.
  • Yenilmesi şer'an haram olan ölmüş hayvan.
  • Zayıf ve cılız hayvan.
  • Mc: Kıyıda

makrut

  • Selem ağacının yaprağıyla dibâgat olan gön ve sahtiyan.

mecs

  • Ovmak. Dibagat etmek.

medbug

  • Dibâgat olunmuş, tabaklanmış.

mehded

  • Hindibâ otu.
  • Acı marul.

men'e

  • Dibâgat için ısladıkları deri.

mencub

  • Dibâgat olunmuş deri.
  • Geniş kadeh.

müdebbag

  • Tabaklanmış, dibâgat olunmuş.

nerbdan

  • Merdiven. (Neverdi bâm'dan alınmıştır. Neverd; kıvrım, büküm; neverdiden; tayyetmek, dürmek; bam, ban; tavan mânalarına gelirler. Üst kata merdivenle çıkıldığından, neverdibâm yerine hafifletilmişi olan nerdbân denilmiştir.) (Farsça)

sibt

  • Palamutla dibağat olunmuş sığır derisi.

vefl

  • Derinin dibagatla giden fazlalıkları.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın