Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
deriy
ifadesini içeren
16
kelime bulundu...
ayine-i iskender
Makedonya kralı Büyük İskender'in aynası. Rivayetlere göre, bu ayna Aristo tarafından yapılmış ve İskenderiye şehrinde yüksekçe bir yere konulmuştur. Bu sayede İskender, yüz fersah uzaklıktaki düşmanlarını aynada görürmüş.
deri
Farsçanın sahihi, fasih olanı. (Kapı demek olan "der" ismi Farsça olduğu halde Arapça sayılarak müennesi "deriyye" yapılmıştır.)
(Farsça)
Havası hoş ve lâtif. Yeşilliği bol olan dağ eteği.
(Farsça)
dibagat
Tabaklama. Deriyi kullanılır ve temiz hale koyma işi.
gaml
Tüyünü yolmak için deriyi dürüp gömmek.
hacamat / hacâmat
Hacâmat bıçağı denilen bir âletle, vücûdun deriye yakın damarlarını keserek kan alma. Kan almaya fasd da denir.
hadb
Vurmak, darb etmek.
Deriyi etiyle ayırmak.
Isırmak.
Yalan söylemek.
Uzunluk.
keşt
Soymak.
Keşfetmek.
Fazlalığı kesmek. Koparmak.
Açmak. Deriyi yüzmek.
Yüzden perdeyi kaldırmak.
merh
Un yoğurmak.
Deriye ve gövdeye yağ sürmek.
Yağ ile oğmak.
Bir yeşil ağaç.
merhem
Melhem. Deriye, yaraya sürülen ilâç.
Mc: Acıyı teskin eden şey.
Kederi, derdi gideren.
Deriye, yaraya sürülen ilâç.
merş
(Çoğulu: Müruş) Tırnak ucuyla deriyi yırtmak.
Yağmur suyunun durmayıp üzerinden çabuk geçtiği yer.
İncitici söz.
mu'tezile
Aklı ön plâna alan ve "kul kendi fiillerinin yaratıcısıdır" diyerek, ehl-i sünnetten ayrılan fırka. Bunlara kaderiyeciler de denir, önderleri Vâsıl b. Ata'dır.
muşta
Yumruk. Kunduracıların deriyi inceltmek için kullandıkları mâdeni top.
müşte
Yumruk, muşta.
(Farsça)
Birine vurmak için ele veya parmaklara geçirilen demirden yapılmış âlet.
(Farsça)
Kunduracıların deriyi vurarak inceltmekte kullandıkları maden tokmak.
(Farsça)
şefkat
Başkasının kederiyle alâkalanmak, acıyarak sevmek. Yardıma, sevgiye muhtaç olanlara karşılıksız olarak merhamet ve sevgiyle yardıma koşmak. Karşılıksız, sâfi, ivazsız sevgi beslemek.
şibh-i beşere
Üst deriye benzer olan.
temsik
Cenk etmek, dövüşmek, vuruşmak.
Bir kimseye deri vermek.
Deriye renk vermek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
kabr-i vah
Mâlumatfuruş
Duka
humme
zehv
lidam
matuh
renem
berceste
fa'âl
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
deriy
Çeviri
eyalet
Åž
Baba
uyuma
Buyurun
Ihtilat
uyumak
Esme