Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
defte
ifadesini içeren
69
kelime bulundu...
abar / âbar
(Tekili: Bi'r) Kuyular. Su kuyuları.
(Farsça)
Hesap defteri.
(Farsça)
afüvv
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Afvı çok olan, günâhlardan, hatâ ve kusurlardan dolayı cezâlandırmayan, günahları affedip amel defterinden silen.
ajanda
Akılda tutulması icab eden şeyleri not etmeye yarayan, takvim şeklinde tanzim edilmiş defter.
albüm
Lât. Fotoğraf resimlerini veya sair resim, şekil ve hatıraları içine alan defter veya kitap.
amel defteri
İnsanların dünyâda iken yaptığı bütün işlerinin yazıldığı ve Arasât meydanında herkese verilecek olan defter.
ashab-ı yemin / ashâb-ı yemin
Ahid ve yeminlerinde sebât edenler. Kendi kazançlarından ziyâde Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve ikrâmına kavuşacakları ümid edilenler. Allah'a itâatleri ve amelleri iyi olup ahirette amel defterleri sağ taraftan verilecek olanlar. Sağcılar. Mukaddesatçılar. Kur'an ve İmân yolunda Allah (C.C.) için çalışanl
ashab-üş-şimal / ashâb-üş-şimâl
Amel defterleri sol taraflarından verilecek olan cehennemlik kimseler.
ceride
Gazete.
Resmi dâirenin büyük hesablarının kaydedildiği defter.
defatir / defâtir / دفاتير
(Tekili: Defter) Defterler. Not yazmağa mahsus kâğıttan beyaz kitablar.
Defterler.
(Arapça)
defatir-i resmiyye
Resmi defterler.
defter / دفتر
Defter.
(Arapça)
defter-i a'mal / defter-i a'mâl / defter-i â'mâl / دَفْتَرِ اَعْمَالْ
Amel defteri, insanların dünyadaki hayır ve kötülüklerin kaydedildiği defter.
İnsanların amellerinin iyilik veya, kötülüklerinin meleklerce kaydolunduğu manevî defter.
Amellerin kaydedildiği defter.
Amellerin (yazıldığı) defter.
defter-i amal / defter-i amâl
Amel defteri.
defter-i amel
İnsanın iyi ve kötü işlerinin kaydedildiği defter.
defter-i ekber
Çok büyük defter.
defter-i esma / defter-i esmâ
İsimlerin defteri.
defter-i hasenat / defter-i hasenât
Sevap ve iyiliklerin yazıldığı mânevî defter.
defter-i hidemat
Hizmetler defteri.
defter-i iltifatat-ı rahmaniye / defter-i iltifâtât-ı rahmâniye
Sonsuz merhamet sahibi olan Allah'ın iltifatlarını içine alan defter.
defter-i kavanin-i emriye / defter-i kavânin-i emriye
Emir kanunları defteri, talimatname.
defter-i kebir / defter-i kebîr / دَفْتَرِ كَبِيرْ
Büyük defter.
Büyük defter.
defter-i kudret-i ilahiye / defter-i kudret-i ilâhiye
Allah'ın kudret defteri.
defterdar / defterdâr
Defter tutan. Devletin gelir ve masraflarını tutan vazifeli memur. Eskiden Maliye Nâzırı bu nam ile anılırdı. Bir vilayetin maliye işlerine bakan memur.
Defter tutup kayıt işlemlerini yürüten.
Defterci, defter tutan.
divan-ı hümayun / divan-ı hümâyun
Halkın dâva ve şikâyetlerinin dinlenip halledildiği, devlet meselelerinin görüldüğü padişah huzuru. Bu mecliste; sadrazam, şeyh-ül İslâm, kazaskerler, defterdarlar ve sair büyük devlet ricali bulunurdu.
(Farsça)
engare
Tamamlanmayan, eksik kalan iş, nakış veya taslak.
(Farsça)
Hikâye, efsâne, roman, kıssa.
(Farsça)
Başdan geçen bir olayı tekrarlama.
(Farsça)
Hesap defteri.
(Farsça)
Utanarak geri geri çekilme.
(Farsça)
esame
Askerlerin. ve bilhassa Yeniçerilerin kaydı, ulüfe defteri.
eshab-ı şimal / eshâb-ı şimâl
Cehennem ehli. Âhirette amel defterleri sol ve arka tarafından verilecek olanlar.
eshab-ı yemin / eshâb-ı yemîn
Cennet ehli. Âhirette amel defterleri sağ taraflarından verilecek olan mü'minler.
evar
Hükümet dairelerine ait defterler, resmî defterler.
(Farsça)
İmaret.
(Farsça)
fıtrat-ı ilahiye / fıtrat-ı ilâhiye
San'at-ı Rabbaniye ve kudret-i İlâhiyenin dâima değişen bir defteri olan ve yanlış olarak "Tabiat" namı verilen Cenab-ı Hak'ın fıtrat kanunları ve mahlukatın yaradılışı.
fündak
Hesap defteri.
gayetteki kemal / gayetteki kemâl
Hedefteki mükemmellik.
haşir ve neşir / حَشِرْ وَ نَشْرِ
Ölüleri dirilterek toplama ve amel defterlerine göre hak ettikleri yerlere dağıtma.
hazine-i amire / hazine-i âmire
Tar: Para işlerini yönetmek üzere kurulmuş olan müesseselerden birinin adı. Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrelerinde para işleri "Beytülmal" denilen ve "Defterdar" adı verilen bir memurun idaresinde iken, sonraları teşkil olunan yeni idarelere göre çeşitli adlar verilmiştir. Hazine-i âmire, devlet k
iane-i cihadiye
Muharebe zamanında harbin icab ettirdiği fazla masrafları karşılamak ve yardım olmak için halktan alınan paralar. Miktarı, her mahallin iktidarı derecesine göre kaza ve liva üzerine merkezden tertib ve "tevzi defterleri"ne maktu' miktar olarak konulurdu. Bu çeşit vergi ve ianeler Tanzimat'tan sonra
imam-ı mübin / imâm-ı mübîn / اِمَامِ مُب۪ينْ
İlâhî ilim ve emrin bir ünvanı; gayb âlemine bakan, eşyanın geçmiş ve geleceğe ait kaidelerinin yazıldığı kader defteri.
Her şeyin vukūundan evvel ve sonra yazılı olduğu kader defteri; Allahın şimdiki zamandan ziyâde, geçmiş ve geleceğe bakan ilmi.
imamımübin / imamımübîn
Bir nevi kader defteri.
işaret-i aliye / işaret-i âliye
Tar: Şeyh-ül islâm, defterdar ve yeniçeri ağası gibi maiyyet memurlarından biri tarafından yazılan takrir veya ilam üzerine sadrazamın kabul veya red şeklinde yazdığı yazı.
Sadaret makamından çıkan emirler.
ittihad-ı maksat
Aynı hedefte birleşme.
kayd
Kelepçe, bağ.
Bağlamak.
Bir şeyi bir yere yazmak.
Deftere geçirmek.
Sınırlamak.
Şart.
kaydiyye
Deftere kaydetme ücreti.
kitab / kitâb
Edille-i şer'iyyenin (İslâm dînindeki hükümlerin, din bilgilerinin) birinci kaynağı olan Kur'ân-ı kerîm.
Amel defteri.
kütük
Bütün adların yazıldığı büyük defter.
kuyud
(Tekili: Kayd) Kayıtlar. Resmi muâmelelerin veya her hangi bir şeyin kayıtları, deftere geçirilmeleri, yazılmaları.
mahkeme-i kübra / mahkeme-i kübrâ
En büyük mahkeme, âhirette bütün insanların amel defterlerinin tartıldığı ve dünyâda yaptıklarının hesâbını verecekleri yer.
me'huzat / me'huzât
Alınmış olanlar. Alınan paralar ve bu paraların defterde yazılı kısmı.
medfuat
(Tekili: Medfu') Defedilip dışarı çıkarılmış olanlar.
Sarfedilmiş ve verilmiş paralar. Harcanan veya kasadan çıkan paraların, hesap defterinde kaydedildiği hâne.
mesnevi / mesnevî
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin (kuddise sirruh) yirmi altı bin beytten meydana gelen ve altı defter olan meşhûr eseri.
Edebiyâtta bir nazım şekli olup, iki mısrânın bir biri ile kâfiyeli hâli. Bu sebeple her beyti kâfiyeli olan eserlere mesnevî denir.
mukayyed
Kayıtlı, bağlı, bağlanmış.
Bir işe önem veren.
Kaybolmuş, deftere geçmiş.
Kayıtlı. Serbest olmayan. Sınırlı. Bağlı.
Deftere geçmiş, kaydedilmiş olan. Bağlanmış. El veya ayağında zincir, kelepçe bulunan. Mevkuf olan.
Bir işe ehemmiyet veren. İşine önem verip bakan.
münsecil
(Sicil. den) Mahkeme defterine yazılmış, sicile geçmiş.
müseccel
(Secl. den) Kayda geçmiş, sicilli.
Mahkeme defterine geçirilmiş.
Kimseden men'olunmayan mübah nesne.
müseccil
(Secl. den) Tescil eden. Sicile, deftere geçiren.
neşr-i suhuf
Haşir zamanı amel defterlerinin meydana çıkarılıp herkesin hesabının görülmesi.
Sahifelerin neşri.
Haşirde, insanların hesab görülmek için dirildiklerinde amel defterlerinin meydana çıkarılıp herkesin amelinin belli oluşu.
ruznamçe / rûznâmçe / روزنامچه
Yevmiye defteri.
(Farsça)
ruzname / rûznâme
Vakit cetveli, takvim.
Günlük gazete, günlük hâdiselerin yazıldığı kâğıt.
Bir meclis veya hey'etin müzakerat proğramı.
Hergünkü gelir ve giderin kaydedilip yazıldığı defter.
Günlük, olayların zaman sırasına göre yazıldığı defter, takvim.
sebt
Yazma, deftere geçirme, bir yere kaydetme.
sebt-i defter
Deftere geçirme, deftere yazma.
serdefter
Defterin başında yazılı olan. En ileri geçen, en başta bulunan.
(Farsça)
siccin / siccîn
Sert, şiddetli olan şey.
Dâim olan.
Fâsık ve fâcirlerin amel defterlerinin konulduğu yer.
Cehennemde bir vâdi'nin adı. Fâcirlerin ruhunun gittiği yer.
Şeytanların, kafirlerin (Allahü teâlâya ve Resûlullah efendimize inanmayanların) ve günahkâr mü'minlerin amellerini toplayan bir kitap; insanların ve cinlerin kötülerine mahsûs amel defterleri.
Şakîlerin, kötülerin ve azâb olunan rûhların bulunduğu yer.
Yerin altında veya Ceh
sicil
Resmi vesikaların kaydedildiği kütük denen büyük defter.
Memurların durumu hakkında tutulan dosya.
silsile-i ecdad
Atalar silsilesi, soy defteri.
suhuf
Dört büyük ilâhî kitab dışında gönderilen kitapçıklar, formalar. Peygamberlere (aleyhimüsselâm) Allahü teâlâ tarafından gelen yüz dört kitaptan ilk yüz tânesi.
Amel defteri. İnsanların dünyâda iken yaptıkları iyilik ve kötülüklerinin yazıldığı ve kıyâmet günü herkesin eline verilecek ola
takvim
Düzeltme. Doğrultma. Kıvamına koyma. Eğriyi doğru tutma.
Ta'dil etme.
Bir şeye kıymet tâyin eylemek.
Her gün güneşin doğuşu, batışı, ay ahkâmı ve süresi kaydedilmiş olan defter.
Günlük olaylardan bahseden gazete.
takyid
(Kayd. dan) Kayıt ve şarta bağlanma. Şart koşma. Bağlama. Deftere yazmak.
Harfe nokta ve hareke koyma.
teke
Keçilerin erkeği. Sürü önünden giden kösemen.
(Farsça)
Bir cilt defter.
(Farsça)
Tezek.
(Farsça)
terkin-i kayd
Kaydını silme, defterden çıkarma.
tescil / tescîl / تسجيل
Sicile geçirme, deftere kaydetme.
Sağlamlaştırma.
Kayıt defterine geçirme, sicile kaydetme.
(Arapça)
Tescîl edilmek:
Sicile kaydedilmek.
(Arapça)
Tescîl etmek:
Sicile kaydetmek.
(Arapça)
yevm-i nüşur
Kıyamet günü, mahşer günü. Herkesin amel defterinin açılıp neşredilip gösterileceği gün.
yevmiye
Gündelik. Bir günlük çalışmanın neticesi alınan ücret.
Günlük hadiseleri günü gününe kaydetmeğe yarıyan defter, gazete.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Rüval
vave
havariç
rububiyet
nush
barigah
مغل
matlup
tÂ
alamet-i farika
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
defte
Allah'ın emirlerini
özveri
GAREZ
el
Celisi
gül i
birlikte.
iplik
Kısa