REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te değişmek ifadesini içeren 34 kelime bulundu...

hamt

  • Şiddetli ve zahmetli olmak.
  • Çürümek.
  • Mütegayyer olmak, değişmek.

hanez

  • Mütegayyer olmak, değişmek.
  • Kokmak.

hat'are

  • Bir hâl üzerine karar etmeyip devamlı değişmek.

ihtimal

  • (Haml. den) Mümkün olma, belki. Olması mümkün görünmek.
  • Kabul eylemek.
  • Yükselip götürmek.
  • İhsana mukabil şükretmek.
  • Kızma ve hiddetlenmekten dolayı yüzünün rengi değişmek.

ıhtimar

  • Mütegayyer olmak, bozulmak, değişmek.

iltika'

  • İnsanın rengi değişmek. Benzi sararmak.

kıble saati

  • Herhangi bir yerde, güneşin kıble hizâsında bulunduğu andaki vakit. Güneşin hangi saatte kıble hizâsında bulunduğu hesâb edilir ve takvimlere yazılır. Bu saatler hergün değişmektedir.

mübadele / mübâdele

  • Bir şeyi diğer bir şeyle değişmek, değiştirmek, satış.

mübadele etmek

  • Değişmek, değiştirmek.

munkalib / منقلب

  • Değişen, dönüşen. (Arapça)
  • Munkalib olmak: Değişmek, dönüşmek. (Arapça)

riba'l-fadl / ribâ'l-fadl

  • Ölçü veya tartıyla alınıp satılan şeyleri, kendi cinsleriyle peşin olarak, karşılığı olmayan bir fazlalıkla değişmek.

ribe'n-nesie / ribe'n-nesîe

  • Gecikme ribâsı. Bir cinsten olan iki şeyin birini, diğeri karşılığında veresiye olarak satmak veya başka başka cinslerden olup; ağırlık, hacim veya uzunluk ölçüsüyle yâhut belirli ölçülerde olup, sayıyla alınıp satılan iki şeyi veresiye değişmek. Mik tarlar eşit olsa bile ribâ sayılır.

şahm

  • Bozulmak ve değişmek. Fâsid ve mütegayyer olmak.

şühub

  • Mütegayyer olmak, değişmek.

sünuh

  • Fâsid ve mütegayyer olmak. Bozulmak ve değişmek.

tagayyür

  • Değişmek. Başkalaşmak.
  • Bozulmak. Renk değiştirmek.
  • Kokmak.

tahavvül / تحول

  • (Hâl. den) Birinden diğerine geçmek. Tebdil olunmak, değişmek. Dönmek. Bir hâlden başka bir hâle geçmek.
  • Değişim. (Arapça)
  • Tahavvül etmek: Değişmek. (Arapça)

tahavvül etmek

  • Değişmek, dönüşmek.

tahl

  • Dalak ağrısından incinmek.
  • Bozulmak, değişmek.

takallüb

  • Bir taraftan diğer tarafa dönmek.
  • Bir halden başka bir hale değişmek.
  • Başka kalıba girmek.

takas

  • Vereceğini alacağına karşılık tutmak suretiyle ödeşmek, sayışmak, değişmek.

tebadül

  • Birbirinin yerine geçmek. Karşılıklı değişmek. Trampa.

tebayü'

  • Bey'edişmek, bir malı diğer bir malla değişmek.

tebdil etmek

  • Değişmek.

tebeddül / تبدل

  • Başkalaşmak. Değişmek.
  • Yeni hey'ete, başka kıyâfete girmek.
  • Değişim. (Arapça)
  • Tebeddül etmek: Değişmek. (Arapça)

teebbüs

  • Mütegayyer olmak, rengi değişmek.

teessün

  • Mütegayyer olmak, rengi ve tadı değişmek.

tegayyür / تغير

  • Hâlden hâle geçmek, değişmek.
  • Bozulmak.
  • Zıt olmak.
  • Değişme, başkalaşma. (Arapça)
  • Tegayyür etmek: Değişmek, başkalaşmak. (Arapça)

tema'ur

  • Mütegayyer olmak, değişmek.
  • Rengi donuk olmak.
  • Saç dökülmek.

temeh

  • Fâsid ve mütegayyer olmak. Bozulmak ve değişmek.

temkin / temkîn

  • Tasavvufta değişmekten, hâlden hâle geçmekten kurtulup, huzur ve sükûna kavuşma.

terevvuh

  • Bir şeyden koku alma.
  • Mütegayyer olmak, rengi ve tadı değişmek.

teseffüh

  • Sefihleşme.
  • Mütegayyer olmak, değişmek.
  • Akılsızlık etmek.

zevy

  • Solmak.
  • Değişmek, mütegayyer olmak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın