REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te büle ifadesini içeren 17 kelime bulundu...

adem-i kabul

  • Kabule yanaşmama, bir hükme varmama.

al / âl

  • Yüksek. Âlî. Yüce. Bülend.

bast fi makam-il-kalb / bast fî makam-il-kalb

  • Nefis makamında ricâ mesabesindedir. Lütuf ve rahmeti, kurb ve ünsü kabule işarettir.

bülend-paye / bülend-pâye

  • Rütbesi yüksek, pâyesi bülend olan. (Farsça)

efraz

  • Kaldırma. Yükseltme. Yüksek. Yukarı. Bülend. (Farsça)

esna'

  • Bülent, yüksek, yüce, ulvi.

hedef

  • Nişan noktası.
  • Emel. Varılmak istenen gaye.
  • Yüksek, bülend.
  • İri vücudlu adam.
  • Bir işe yaramayan, tembel ve uykucu olan.

karin-i icabet / karîn-i icabet

  • Kabule yakın.

kazaya-yı makbule

  • (Bak: Kaziye-i makbule)

kaziye-i makbule

  • Kabule mazhar olmuş hüküm ve iddia. İtimad edilir zâtların söyledikleri ve bu itimada binâen kabul edilen kaziyye.

makbul

  • (Makbule) Kabul olunan. Beğenilen. Sevablı.

mani-i şer'i / mâni-i şer'î

  • Şeriatça kabule engel olan, mâni' olan hâl.

mebrur

  • Hayırlı. Makbul. Beğenilmiş. Sadık olmakla makbule geçmiş olan.

münif

  • Meşhur, âli, yüksek, büyük, ulu, bülend.

na-makbul

  • Makbule geçmez, kabul olmayan. Kabul edilmeyen. (Farsça)

refi'

  • Yüksek, bülend, âli, yüce.

serbülend

  • (Çoğulu: Serbülendân) Yüce. Başı yüksek. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın