REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te biçimi ifadesini içeren 71 kelime bulundu...

almanak

  • Kitab biçiminde bir çeşit takvimdir. Senenin bölümlerinden başka bayram, yıldönümü gibi muayyen günleri gösterir; ayrıca astronomi, meteoroloji, istatistik bilgiler de verir. (Fransızca)

ameliyat / ameliyât

  • Ameller, işler, bir tedavi biçimi.

atol

  • Mercan adası. Mercan iskeletlerinin birikmesiyle meydana gelmiş olan halka biçiminde ve ortasında bir göl bulunan adacık.

bademcik

  • Tıb: Boğazın iki tarafında, badem biçimindeki bezler.

bervech

  • Şeklinde, biçiminde.

cumhuriyet

  • Devlet başkanı yönetilenler tarafından seçilen yönetim biçimi.

gidişat

  • Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi, işlerin gidiş tarzı.

gıldırgıç

  • Mücellit ıstılahlarındandır. Kitapların kenarlarını kesmeğe mahsus, rende biçiminde bir âlettir.

gülle

  • Top mermisi. (Vaktiyle demirden veya taştan yuvarlak olarak yapılırdı. Şimdi çelikten, silindir biçiminde ve ucu sivri olarak yapılmaktadır.)
  • Eskiden demirden, yuvarlak bir biçimde yapılırken, günümüzde çelikten silindir biçiminde, bir ucu sivri olarak yapılan top mermisi.

gusül

  • Bedenin her yerini yıkamak biçimindeki temizlik.

hatme-i nakşiye

  • Nakşî tarikatında belli kurallar çerçevesinde topluca icra edilen bir zikir ve dua biçimi.

haymi / haymî

  • Çadır biçiminde olan.

heftan

  • Zırhın altına giyilen pamuklu elbise.
  • Üstten giyilen kürk biçiminde süslü elbise. Kaftan. (Eskiden ekseriyetle taltif için, büyük kimseler tarafından liyâkat sahiplerine giydirilir veya üstlerine atılırdı.)

helezoni / helezonî

  • Helezon şeklinde olan. Sümüklü böcek kabuğu şeklinde olan, gittikçe darlaşır daire biçiminde olan.

hokka

  • Cam, seramik veya metalden yapılmış küçük kutu biçimindeki kap. (Bilhassa içine mürekkep konulur.)

ifade-i kur'aniye / ifade-i kur'âniye

  • Kur'ân'ın kendine mahsus anlatım biçimi.

inebi / inebî

  • Üzüm biçiminde, üzümsü.

inhina

  • Eğilme, münhani olma, yay biçimine girme, kavislenme.

isfence

  • (İsfencî) Süngere benzer, sünger biçiminde, süngerimsi.

istidare

  • (Devr. den) Dönme, dolaşma.
  • Daire biçimine girme, yuvarlak olma.

itikad-ı küfriye

  • Küfür itikadı, inkâra dayalı inanç biçimi.

kalpak

  • Kesik koni biçiminde deri, kürk veya kumaştan yapılmış başlık.

kavs

  • Yay.
  • Eğri, yay biçiminde olan şey.
  • Dokuzuncu burcun adı.

kavsi / kavsî

  • Yay biçiminde olan, yay gibi olan.

kehkeşan

  • Samanyolu. Saman uğrusu. (Gökte sık yıldız ışıklarıyla hasıl olan yol biçimi uzayıp giden ışıklı manzara.) (Farsça)

kinai / kinâî

  • Maksadı, kapalı bir şekilde ve dolaylı olarak anlatan söz biçimi.

kis

  • (Çoğulu: Ekyâs) Cepte taşınır küçük para kesesi.
  • Rahimde döl yatağı.
  • Bedendeki bâzı sıvıların toplandığı kese biçimindeki oyuklar.

kise

  • (Kis-Kese) Küçük-büyük torba kab. (Farsça)
  • Para kesesi. Kumaştan çanta biçiminde torba kab. (Farsça)
  • Yoğurt kesesi. (Farsça)
  • Para. Para hesabı. Öz para. (Farsça)
  • Kestirme yol. (Farsça)

kümmi / kümmî

  • Konik. Koni biçiminde olan.

mahya

  • Ramazanlarda, kandillerde veya bayramlarda çifte minâreli olan camilerde iki minare arasına gerilen ipe asılmak suretiyle ışıklarla yazılan yazı veya yapılan resim.
  • Dam çatısında iki eğik sathın birleştiği çizgi ve buradaki aralığı kapatmak için kullanılan uzunca, oluk biçiminde kire

mancınık

  • Eskiden kale kuşatmalarında ağır taşlar fırlatmak için kullanılan, bir ucunda bir kepçe, öbür ucunda da bir karşı ağırlık bulunan kaldıraç biçiminde eski bir savaş âleti.

meşrutiyet / meşrûtiyet

  • Devletin bir hükümdarın başkanlığı altındaki millet meclisi tarafından idare edildiği yönetim biçimi.

migferi / migferî

  • Miğfer şeklinde olan, miğfer biçiminde olan.
  • Miğferle ilgili.

mihrak

  • Fiz: Küre içi biçiminde (içbükey) bir aynaya müvâzi (paralel) gelen ışıkların, aksettikten sonra toplandıkları nokta. Yakıcı nokta.
  • Hareket merkezi.

mınkari / mınkarî

  • Gaga biçiminde. Gagaya benzer olan.
  • Gaga ile alâkalı.

minkari / minkarî

  • Gaga biçiminde. Gagayı andırır tarzda.

mukarnes

  • Kubbe biçiminde olan.
  • İşlemeli, nakışlı ve rengarenk olan.
  • Merdiven şeklinde dereceleri olan kubbe.

mukavvim

  • Kıvama getiren. Biçimine koyan. Tesviye ve tanzim edici. Eğriyi doğrultucu.

mükeyyes

  • Keselenmiş. Kese biçiminde toplanıp kalmış olan şey.

musaffaf

  • (Saff. dan) Sıra sıra dizilmiş. Saflar biçiminde düzenlenmiş.

müşebbihe

  • Fls: İnsan biçiminde ilâh tasavvur edip suretlendiren bâtıl bir inanış. (Antropomorfizm) Mücessime de denir.

müşekkel

  • (Şekl. den) Kalıbı, şekli, biçimi, kıyafeti gösterişli ve yerinde.
  • Şekil verilmiş, şekillendirilmiş.

müsellesi / müsellesî

  • Üçgen biçiminde olan.

mutavvaka

  • Halka biçimi boynunda tüyler olan güvercin kuşu.

na'li / na'lî

  • Nal biçiminde olan.

nergis

  • (Nerges - Nercis) İri papatya biçiminde ortası yeşil veya sarı, yaprakları gri ve sarı bir çiçek. Suyu, uyuşturucudur. Mahmur bakışı andırır.

nergisi / nergisî

  • Nergis biçiminde kesilip yapılan bir çeşit hamur işi. (Farsça)

oba

  • Ev biçimi, birkaç direkli, uzun bölüntülü keçeden yapılmış göçebe çadırı.
  • Çadırlardan müteşekkil küçük topluluk.
  • Göçebe ailesi. Çadır halkı.

rejim

  • Yönetim şekli, biçimi.
  • Bir devletin yönetim biçimi.

sanavberi / sanavberî

  • Kozalak biçiminde. Koni şeklinde.

sanevberi / sanevberî

  • Koni biçiminde olan.

sıyga

  • Gr. kip fiillerde belirli bir zamanla konuşanın, dinleyenin ve konuşulanın teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi.

suret-i ifade

  • İfade şekli, biçimi.

suret-i libas

  • Elbise şekli, biçimi.

suret-i telebbüs

  • Giyinme şekli, biçimi.

suret-i tertib

  • Tertip, diziliş şekli, biçimi.

suretiyle

  • Biçimiyle.

sütun

  • Direk, amud, rükün. Silindir biçiminde destek. (Farsça)
  • Gazete veya kitap sahifelerinde yukarıdan aşağıya olan bölünmüş kısımlardan herbiri. Kolon. (Farsça)

tarz-ı muamele

  • Davranış biçimi.

tasaffuh

  • Yaprak yaprak olma.
  • Levha biçiminde olma, levha hâline konulma.

tekehhüf

  • (Kehf. den) Mağara biçiminde oyulup kazılma.

terasuf

  • (Kaldırım taşları biçiminde) birbirine yanaşarak sıkışma, istif olma.

teşbik

  • (Şebeke. den) Şebekeleştirme, ağ biçimine koyma.

tıksar

  • Halka biçiminde taç.
  • Kaınların boyunlarına yaptıkları bağ.

ukdevi / ukdevî

  • Düğüm biçiminde olan. Ukde ile alâkalı.

üslub / üslûb

  • Anlatım biçimi.

üslub-u arabi / üslûb-u arabî

  • Arapça ifade biçimi.

utme

  • İğde gibi zeytin biçimindeki meyve.

varaki / varakî

  • Yaprakla ilgili.
  • Yaprak biçiminde.

vefk-i müselles

  • Üçlü vefk; bir âyet veya ibarenin ebced ve cifir değerleri esas alınarak, dağıtıldığı ve üç rakamının karesi biçiminde dokuz küçük kareden oluşan tılsımlı kare alan.

yankesici

  • Biçimine getirerek insanın üzerinden gizlice birşey çalan hırsız.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın