Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
belirlen
ifadesini içeren
51
kelime bulundu...
arabi tarih / arabî tarih
Arap takvimine göre belirlenen tarih.
bedel-i müsemma
Huk: Akidde belirlenen bedel.
ecel-i fıtri / ecel-i fıtrî
Allah tarafından belirlenmiş ölüm anı.
gayr-ı muayyen
Belirlenmemiş, belirsiz.
had altına alınma
Sınrlanma, belirlenme.
hadd-i muayyene
Belirlenmiş bir sınır, çizgi.
kaderi / kaderî
Kaderle belirlenmiş.
kalıb-ı ilmi / kalıb-ı ilmî
İlim yoluyla belirlenen kalıp.
kavaid-i ehl-i sünnet / kavâid-i ehl-i sünnet
Hz. Muhammed'in sünnetine uyan, onun yolundan giden büyük Müslüman topluluğu tarafından belirlenen kurallar.
kaziye-i mümkine ve mutlaka
Sınırları belirlenmemiş imkân dahilindeki hüküm.
levh-i kaza ve kader / levh-i kazâ ve kader
Allah tarafından olacak bütün olayların belirlendiği ve yazıldığı Kazâ ve Kader Levhası.
ma'rife
Gr. başına "el" takısı almış, mânâsı belirlenmiş isim.
makdurat
Kader programıyla takdir edilen, belirlenen şeyler.
mef'ul-ü mukadder
Lâfız olarak metinde yer almayan, ancak sözün gelişiyle belirlenen nesne, tümleç.
mehir
Nikâh bedeli; nikâh esnasında belirlenen ve erkek tarafından kadına verilmesi gereken mal, değerli eşya veya para.
mehr-i muaccel
Miktarı tesbit edilen (belirlenen) ve nikâh sırasında erkeğin evleneceği kadına peşin olarak ödemesi gereken altın, gümüş, kâğıt para veya herhangi bir mal yâhut bir menfaat.
mesalik-i hamse
Belli bir hedefe ulaşmak için belirlenen beş yöntem ve yol.
meşrutiyet
Başında hükümdar bulunmakla birlikte seçimle belirlenmiş bir yasama meclisine dayanan, yürütmesi denetime açık anayasal idare şekli; Osmanlılarda 1876 anayasasıyla başlayan, 1908 değişikliğiyle devam eden hukukî ve siyasi döneme verilen ad.
meşrutiyet-i şer'iye
İslâma uygun olarak şartları ve kuralları belirlenen meşrutiyet sistemi.
miktar-ı ilmi / miktar-ı ilmî
İlâhî ilim ile belirlenen ölçü.
miktar-ı kaderi / miktar-ı kaderî
Allah tarafından kader çerçevesinde takdir edilmiş, belirlenmiş ölçü.
miktar-ı muayyen
Belirlenmiş miktar, ölçü.
miktar-ı muayyene
Belirlenmiş miktar.
muhadde
(Hadde. den) Bilenmiş.
Sınırlanmış, belirlenmiş, hudutlandırılmış.
mukadder
Kader ile belirlenmiş.
mukadder olan
Allah tarafından takdir olunmuş, belirlenmiş.
mukadderat / mukadderât
Kader ile belirlenenler.
mukannen
Kanunla belirlenmiş, düzenli.
müntehabat
Seçilen ve belirlenen bölümler.
mut'a
Geçici kazanç.
Şiilere mahsus süresi belirlenmiş nikah.
nazariyat / nazariyât / نَظَرِيَاتْ / nazarîyat
Ayet ve hadislerle kesin olarak sınırları belirlenmemiş dinin ictihada açık olan kısımları.
Ayet ve hadislerle kesin olarak sınırları belirlenmemiş dinin ictihada açık olan kısımları.
nazariyat-ı diniye / nazariyât-ı dîniye / نَظَرِيَاتِ دِينِيَه
Ayet ve hadislerle kesin olarak sınırları belirlenmemiş dinin ictihada açık olan kısımları.
ömr-ü fıtri / ömr-ü fıtrî
Allah tarafından belirlenmiş ömür süresi.
ömr-ü mukadder
Biçilmiş, belirlenmiş ömür.
rumi tarih / rumî tarih
Rûmî takvime göre belirlenen tarih.
sittin sene / ستتين سنه
Altmış sene.
Belirlenemeyecek kadar uzun bir zaman.
ta'yin / ta'yîn / تعيين
Belirleme.
(Arapça)
Belirlenme.
(Arapça)
Atama.
(Arapça)
Atanma.
(Arapça)
Tayın.
(Arapça)
ta'yinat / ta'yînât / تَعْي۪ينَاتْ
Belirlenmiş yiyecekler.
taayyun
Belirlenme.
taayyün
Tayin edilme, belirlenme.
taayyün eden
Belirlenen.
taayyünat
Belirlenmeler.
tarih-i arabi / tarih-i arabî
Arap takvimine göre belirlenen tarih.
tayin olunan
Belirlenen.
teşahhus
(Çoğulu: Teşahhusât) Şahıslanma, belirlenme. Tarif edilebilir hâle gelme.
Belirlenme, şahıslanma, bir birey hâline gelme.
teşahhusat / teşahhusât
Belirlenmeler, şekillenmeler.
tesbit / tesbît / تثبيت
Sağlamlaştırma, tutturma.
(Arapça)
Kanıtlama.
(Arapça)
Tesbît edilmek:
(Arapça)
Tutturulmak.
(Arapça)
Kanıtlamak.
(Arapça)
Belirlenmek.
(Arapça)
Tesbît etmek:
(Arapça)
Tutturmak.
(Arapça)
Kanıtlamak.
(Arapça)
Belirlemek.
(Arapça)
vakt-i muayyen
Belirlenmiş vakit.
vukū'u muayyen / وُقُوعُ مُعَيَّنْ
Meydana gelmesi belirlenmiş olan şey.
vuku-u muayyen
Belirlenmiş olay.
zekat / zekât
Belli bir mal varlığına sahip olan Müslümanın, her yıl şeriat tarafından belirlenen miktarını tayin edilen yerlere vermesi.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Fülfül
hil'at-i fahire
Mesayih
ta'vic
muteseyyih
katube
ala-kadr-it-taka
tenezzül-ü emtar
tahme
Serv
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
belirlen
Bakır
kendini
Kibleye
sivrihisar
Istirak
sifati
Esek arisi
haffi
tuhaf