Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
belde
ifadesini içeren
49
kelime bulundu...
aksa-yı bilad / aksâ-yı bilâd
Bir memleketin sınır bölgeleri, hudut beldeleri.
alem-i gayb / âlem-i gayb
Zâhir duygularımızla bilinemeyen ve ervah ve meleklere, cinlere mahsus olan âlem. Mâzi ve müstakbeldeki mahlukatın mânevi hayatlarının âlemi.
bahre
Arz, belde.
bak'a / bak'â
Siyah beyaz alacalı koyun.
Belde ismi.
Ucuzluk ve biraz kıtlık olan yıl.
barla
Nur Risalelerinin yazıldığı belde.
belde-i islam / belde-i islâm
İslâm beldesi.
belde-i tayyibe
Güzel ve hoş belde. Medine-i Münevvere.
beled
(Tekili: Belde) Beldeler. Memleketler.
bilad / bilâd / بلاد
Beldeler, şehirler, memleketler, kasabalar.
Beldeler, ülkeler.
(Tekili: Belde) Beldeler. Diyarlar. Memleketler. Şehirler.
Beldeler, memleketler.
Beldeler.
(Arapça)
Memleketler.
(Arapça)
bilad-ı amire / bilâd-ı âmire
İmar edilmiş, yapılmış beldeler.
Devlet idaresindeki yerler.
bilad-ı arab / bilâd-ı arab
Arap beldeleri, ülkeleri.
bilad-ı arabiye / bilâd-ı arabiye
Arap beldeleri, Arap memleketleri.
bilad-ı arap / bilâd-ı arap
Arap beldeleri, ülkeleri.
bilad-ı islamiye / bilâd-ı islâmiye
İslâm beldeleri, ülkeleri.
büldan / büldân / بلدان
(Tekili: Belde ve Beled) Beldeler, şehirler, iller, memleketler.
Beldeler, diyarlar, ülkeler.
(Arapça)
cur
Belde ismi.
diyar-ı irfan / diyâr-ı irfan
İrfan ülkesi; uçsuz bucaksız bir beldeyi andıran Allah'ı tanıma, İlâhî hakikatlere ulaşma özelliği.
ekasi-i bilad / ekasi-i bilâd
Uzak beldeler, en uzak şehirler.
emsar
(Tekili: Mısr) Büyük şehirler, beldeler, memleketler, kasabalar.
fedek
Irak diyarında bir beldenin adı.
feth-i bilad
Beldelerin istilâsı, şehirlerin zabtı.
fina-i belde / finâ-i belde
Beldenin civarı.
firuz abadi / firuz abadî
(Mecdüddin Muhammed) (Hi: 729 - 817) İran'ın Şiraz Eyâletinde Firuzâbad isimli beldenin Kâzrun kasabasında doğmuştur. Büyük âlimlerdendir. Yedi yaşında Kur'anı hıfzetmişlerdi. Çok seyahat etmiştir. Bursa'ya geldiğinde Yıldırım Bayezid Han tarafından kendisine fevkalâde ikrâm olundu. En meşhur eseri
halid bin sinan abesi aleyhisselam / hâlid bin sinân abesî aleyhisselâm
Îsâ aleyhisselâmdan sonra gönderilen peygamberlerden. Îsâ aleyhisselâm ile son peygamber Muhammed aleyhisselâm arasında geçen fetret devrinde, Aden beldesinde bulunan bir kavme gönderilmiştir.
haremeyn
Hürmete ve saygıya lâyık iki belde. Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevverenin ikisine verilen ad. Mekke-i mükerremede Kâbe-i muazzama, Medîne-i münevverede sevgili Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek kabr-i şerîfi bulunduğu için her ikisine saygı ve hürmet duyulması gereken yer mânâ
hazn
Sağlam yer.
Kabile ismi.
Arap beldeleri.
hulle
Ağır, pahalı.
Belden aşağı ve belden yukarı olan iki parçadan ibâret olan elbise.
Cennet elbisesi.
Fık: Üç defa kocasının boşadığı bir kadının dördüncü defa eski kocasına nikâh düşebilmesi için başka birine nikâhlanması. Müslim bir erkek karısını üç talak ile boşarsa,
hulvan
Bir kimsenin hizmeti karşılığında, ücretinin haricinde verilen şey.
Kızın mihrinden, kişinin kendisi için aldığı miktar.
Vermek, bahşetmek.
Bir belde ismi.
ihram / ihrâm
Mîkât denilen mahalde (yerde) hacca veya umreye niyet ederek, peştemal gibi dikişsiz iki parça örtüyü giymek ve telbiye getirmek sûretiyle, daha önce mubah (serbest) olan bâzı şeyleri kendine haram kılmak yâni bunları yapmaktan sakınmak. İhrâmlı kims eye muhrim denir. İhrâm elbisesinin belden aşağı
iskender
Sayısız beldeler fethetmiş bir hükümdar.
iyalet
İdare etme, valilik yapma.
Bir valinin idare ettiği belde.
Vadi.
izar / izâr
Belden yukarıya mahsus örtü, peştemal, futa.
karye
Belde.
kıble açısı
Bir beldeden güney veya kuzeyden kıble istikâmetine çıkan iki doğru arasındaki açı.
kufan
Zahmet, meşakkat.
Kufe dedikleri beldenin adı.
kustar
Kesedar. Sarraf.
Tüccar, tâcir.
Mizan, ölçü.
Bir şehre veya bir beldeye vâli olan kimse.
lehce
Bir beldenin konuşma şekli, dil. Konuşma tarzı.
Bir beldenin konuşma tarzı.
müfti-i belde
Belde ve şehir müftüsü.
mürr
Acı.
Arap beldesinde bir ağacın zamkı.
nahiye / nâhiye
Belde.
nih
(Nihâden: "Koymak" mastarından emir kökü) Koy.
(Farsça)
Memleket, şehir, belde.
(Farsça)
pehlev
Şehir, belde.
(Farsça)
Yiğit, kahraman.
(Farsça)
rida
Örtü, belden yukarı örtülen şey, çar ve şal.
Akıl. İlim. Seha.
Zinet. Parlaklık veren şey.
Hırka.
rida'
Örtü, belden yukarıya örtülen örtü.
şam
Akşam. Akşam yemeği. "Şe'm, şâm" Arapçada "sol" mânâsına gelir. "Yemen" sağ demek olduğundan Hicaz'a nisbetle sol taraftaki memleketlere Şam, sağ tarafdaki beldeye de Yemen ismi verilmiştir.
Suriye ve Lübnan memleketlerine de Şam denilmiştir.
Arabların Dımışk dedikleri şehrin
şar
Şehir, belde.
(Farsça)
sayda'
Çömlek yapılan toprak.
Kaba ve galiz yer.
Belde ismi.
seyr-i bilad-ı kesire / seyr-i bilâd-ı kesîre
Çok sayıdaki beldeleri gezme ve dolaşma.
vakvak
Korkak kişi.
Hindistan'da Vakvak beldesinde yetişen bir ağaçtır. Yüz zira' miktarı boyu olur, kalkan gibi yassı yaprağı olur.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Mezaristân
ışir
dader
ciharen
küffar
kabîne
temehhuz-u tecarüb
Fırar
kad-i
seyyâle-i lâtife
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
belde
arapça
Ev
Yemek
IRAK
yer
Ben
Suküneti
eble
La