berbere

• Kızgınlık ânında söylenip çağırmak bağırmak.

feryad / feryâd / فریاد

• Bağırma, çığlık. (Farsça)
• İmdat isteme. (Farsça)
• Feryâd etmek: Bağırmak, çığlık atmak (Farsça)

figan / figân / فغان

• Feryat etme, ah çekme. (Farsça)
• Figân eylemek: Bağırmak, feryat etmek, inlemek. (Farsça)

guvas

• Feryâd edip, "imdat!" diye bağırmak.

heds

• Sürmek.
• Reddetmek.
• Haykırıp bağırmak.

nida'

• Seslenmek, çağırmak, haykırmak, bağırmak. Ses vermek.
• Gr: ünlem (!)

sarha

• Çağırmak, bağırmak, feryad etmek.

savt

• Ses. Bağırmak.

şematetkarane / şematetkârane

• Kuru gürültü yapmak suretiyle, arsızca, gürültü ile bağırmak. (Farsça)

tadavvür

• Çağırmak, bağırmak, feryad etmek.
• İnlemek.
• Açlık.

tenemmür

• Birisini korkutmak için gürültü yapmak, gürültülü ses çıkarmak.
• Uzun uzun bağırmak.
• Kaplan huylu olmak. Kaplanlaşmak.

za'k

• Çağırmak, bağırmak.

zakv

• Çağırıp bağırmak.

zecre

• Çağırmak, bağırmak, sayha.
• Men'etmek, engel olmak.