REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te aşem ifadesini içeren 31 kelime bulundu...

abher / عبهر

  • Nergis. (Arapça)
  • Zerrinkadeh çiçeği. (Arapça)
  • Yasemin. (Arapça)

ahşam

  • (Tekili: Haşem) Bir büyük zâtın yakınları, maiyeti, taraftarları.

eluh

  • Kasem, and, yemin.

elve

  • Yemin etmek, kasem.

eyman

  • (Tekili: Eymün) (Yemin) Andlar. Yeminler. Kasemler.
  • Fık: Zevcesi ölmüş er.
  • Sağ taraflar. Sağlar.

half

  • Yemin etmek. Andiçmek. Kasem etmek.

harf-i cerr

  • Gr: Kelimenin sonunu esre ile (i diye) okutan harf. Bunlar arabçada şu şekil altında toplanmıştır. (Vav-ı kasem), (Ta-yı kasem)

haşeme

  • (Çoğulu: Haşem) Kol. Kollukçu. Hizmetkâr.

haşmet

  • (Hışmet) Kendisine tabi olanlardan dolayı, "haşem" den olan, büyüklük ve heybet. Tantana-i azamet. Hürmetten gelen çekinme.
  • Hiddet, kızgınlık.
  • Alçak gönüllülük.

ıksam

  • Kasem etme, and içme, yemin etme.

iksam

  • Kasem etme, yemin etme, and içme.

inale

  • Kavuşturma, vâsıl etme, nâil etme, ulaştırma.
  • Yemin, kasem, and.
  • İhsanda bulunma, bağışta bulunma.

kasame

  • (Kasem. den) Katili bilinmeyen kimsenin bulunduğu, şüphelenildiği mıntıka halkından elli kişiye yemin ettirme.

kasem-i cami-i muazzama / kasem-i câmi-i muazzama

  • Büyük ve kapsamlı kasemler, yeminler.

mahluf

  • Yemin etme, and içme, kasem etme.

muksem

  • (Kasem. den) Yemin edilmiş, kasem edilmiş.

muksim

  • (Kasem. den) Yemin edilecek yer.
  • Yemin eden, kasem eden.

müstaksim

  • (Kısım. dan) Bölüşen, pay eden, taksim eden.
  • (Kasem. den) Yemin isteyen.

mütekasim

  • Kısmet eden.
  • Aralarında bir şey taksim edenlerin her biri.
  • Birbiriyle kasemleşen, andlaşan.

semen / سمن

  • Yâsemin. (Farsça)
  • Yasemin. (Farsça)

semen-bu

  • Yâsemin gibi kokan, yâsemin kokulu. (Farsça)

semen-fam

  • Yâsemin renkli, rengi yâsemin gibi olan. (Farsça)

semenber / سمنبر

  • Yasemin göğüslü. (Farsça)

semsak

  • Yâsemin.

sevgend

  • Yemin, kasem, and. (Farsça)

tekasüm

  • (Kasem. den) Andlaşma.
  • Bölüşme.

yasemen / yâsemen / یاسمن

  • Yasemin. (Farsça)

yemin

  • Sözü Allah'ı (C.C.) zikrederek kuvvetlendirmek. Kasem.
  • El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek.
  • Mübarek.
  • Sağ taraf, sağ el.

zakkum

  • Cehennem'de bir ağacın ismi, cehennemliklerin yiyeceği.
  • Gösterişi güzel, çiçekli ve zehirli meyvesi olan yâsemine benzeyen bir bitki ismi.

zayan

  • Yasemin çiçeği.

zenbak

  • Güzel kokulu bir çiçek. Zambak.
  • Yâsemin yağı.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın