bühre

• Geniş yer, büyük mekân.
• Kesik kesik soluyuş.
• Dere içindeki sazlık ve çayırlık.

çemen / چمن

• Çimenlik, çayırlık. (Farsça)
• Yeşillik. (Farsça)

haymana

• Başıboş hayvanları haylayıp salıverdikleri çayırlık yer.
• Ankara'nın bir kazası.

ırza

• Çayırlık, çimenlik. Otu bol olan yer.

irza

• Çayırlık. Otluk yer.

mer'a

• Hayvanların otladığı yer. Kır. Mera. Çayırlık. Otlak.

merai / meraî

• (Tekili: Mer'a) Otlaklar, çayırlıklar.

merati'

• (Tekili: Merta) Çayırlıklar, mer'alar, otlaklar.

mergzar

• Çayırlık, çimenli ve sulak yer. Mer'a. (Farsça)

mesrah

• (Çoğulu: Mesârih) Çayırlık, otlak, mer'a.

mesrebe

• (Çoğulu: Mesârib) Deve ve koyun sürülerinin çayırlık, mer'a, otlakları.
• Vücudda karından göğüse kadar olan kıllı yer.

mi'şab

• Otu bol olan çayırlık yer.

müruc

• (Tekili: Merc) Çayarlar,otlaklar, çayırlıklar.

püşte-i bağ

• Çimenlik, çayırlık.

rag

• Çimenlik, çayırlık, bahçelik, bağlık. (Farsça)
• Dağ eteği. (Farsça)

sebzezar

• Çayırlık, çimenlik, yeşillik. (Farsça)
• Bostan, sebze tarlası. (Farsça)